TEMASIZ YAZI...

Çok şükür hava soğudu, çok şükür yağmur gırla :)) Size gösterdiğim şemsiyemi kullanıyorum, bir de Mudo'dan bayılarak aldığım kalpli yeşil fularımı :) Yalnız napıcam bilmiyorum bu blogla, yazdım ya bloğa şemsiyeyi nerden ve kaça aldığımı, hemen moda olmuş  şemsiyem:)  hemen koşmuş almış herkes, ortalık silme puanlı, fırfırlı şemsiye, benimkinin kardeşleri renk renk çat orda çat burda çat kapı arkasında olmuş :)) Naptınız arkadaşlar, bu nasıl bir sosyal medyanın gücüdür, yazdım diye koşmuş almışsınız, tamam alın ama böyle milyonlarca da değil yani :( Kızılay dağıtmış gibi, Üsküdar ve Beşiktaş puanlı şemsiye kaynıyo (ki ben Üsküdar'da oturup, Beşiktaş'ta çalıştığım için bu kadarını gözlemledim, allah muhafaza, öbür semtleri düşünmek istemiyorum bile :))
*********
Dün bir doğumgünü münasebetiyle toplu resim çektirdik ofiste, resmi kimseler görmeden sildim gitti, niye mi şişko çıkmışım, yani şişko çıkmaktan ziyade kilo almışım :( Hepi topu 1,5 kilo ama baksan bana sanki almışım 10 kilo, o kilolar neden belden aşağısını seçiyo da beni sinir ediyo bilmem, ben mahkum muyum sürekli oturarak fotoğraf çektirmeye :( Üst tarafa bak incecik, amma velakin....
Neyse işte, dün  Üsküdar'dan eve yürüyerek gittim, dedim ki kendi kendime, "Yokuş mokuş, yürü işte akşamları, belki azcık zayıflarsın", peki bunu derken kendimi nasıl yakaladım; fırından aldığım ekmeğin ucunu yerken :( İflah olmam ben, akşam da aklımda dolaptaki mozaik pasta, yutkuna yutkuna uyudum da kabuslar gördüm bu sinir bozukluğuyla ;)
**********
Bir konu var size iletmek istediğim, daha doğrusu size değil de buzdolapçılara, yani buzdolabı tasarlayan arkadaşlara, şöyle ki: eğiliyorum meyvelik çekmecesine, işim bitiyo, doğruluyorum-doğrulamıyorum çünkü her seferinde kafamı derin dondurucunun olduğu kısma vuruyorum, oraya denk geliyo :( Çok rica ediyorum buzdolapçı arkadaşlar, şunları daha iyi bi test edin piyasaya çıkarmadan, eğilin, doğrulun, mandalina elma alın, kalkın bakalım kafanız ne kadar acıyo :( Samsung'çular sözüm en çok size! Kek kalıpçılar naptı bilmem onlar hakkındaki yazımdan sonra, var mı bi gelişme acaba? :))
**********
Aklım Nehir'in proje ödevinde, hayalindeki odayı maket olarak yapıcak(z).. 6 hafta süre vermiş öğretmeni, kalın kartona geometrik şekillerle yapılacak ama anne biraz çatlak olunca  acaba ortaya nasıl bir ödev çıkacak??? Şimdi ben azcık çatlağım ama Nehir de bu yolda hızla ilerliyo :)) Birlikte bir ön çalışma yaptık da, maşallah kızım da bulduğu fikirlerle (oyuncaklarının içinden geometrik şekilli olanlarını seçti, onlardan hayali oyuncak kutusu yaptı-içine oyuncak doldurarak- kirli sepeti bile buldu :)) pek bir yaratıcı... Önce ödüm koptu: "Anne proje ödevim var matematikten"  :((((((( "Ne diyosun, baban yaptırsın" ama sonra baktık gördük ki korkulacak bişey yok, bilakis çok eğlenceli, ama şimdi ben o odayı dayar döşerken, aksesuar koymasam, örtü, dantel, keçe allah ne verdiyse yerleştirmesen olur mu? Haklısınız, abartmanın alemi yok, ben kendim için yapayım hayalimdeki odayı, Nehir'inki sadece geometrik desenlerden oluşsun :))
**********
Ali Deniz hala anne demedi :) Hala geceleri çok geç uyuyo! Uyku turlarında, ben sinirlendikçe, öyle çok öpüyo ki beni bi sağdan, sonra döndürerek yüzümü bi de soldan, yalaya yalaya öpüyo durmadan,  suratını da çok komik yaparak üstelik,  e gülüyorum ben de, sinirim geçiveriyo :)
**********
Refika'nın Mutfağı var ya Hürriyet'te cumartesileri, orda okumuştum, nohutu haşlayınca kabuklarını soymak için, şöyle hani bi plastik kaplar oluyo ya, bi yanı su akıtmak için eğik, hani orası da bölye çizik çizik, sular aksın diye (çok zorlandım bu tasvirde itiraf ediyorum!) İşte ona dolduruyoruz haşlanmış nohutları, suyu açıyoruz bi yandan, bi yandan da eğik tutuyoruz kabı ve başlıyoruz nohutları ovalamaya, işte o zaman başlıyo nohutlar kabuklarından sıyrılmaya ve toplanıyolar o su akıtma yerinde, süper valla :) Denedim ve aynen anlattığım gibi  oldu, siz de deneyin bi :)
Bu faideli bilgiyle bir postumuzun daha sonuna geldik, esen kalın efenim :)

BONUSSSSSSSSSSSS