keçe dinozor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
keçe dinozor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Nisan 2014 Salı

GELDİKKKK :)


"Anne bunu ay "Alamayız annecim, paramız bitti!" "Gey, gey!" Çekiştirdi kolumu, o çok istediği oyuncaklı dergiyi almak için bulduğu kaynağı göstermeye götürdü beni ;) "Paya buyda, ay!" Evet, para tam karşımızdaydı, bağış kutusunun içinde :)) İDO'nun kafeteryasında kasanın yanındaki şeffaf bağış kutusunu gösteriyor, en büyük para olan 10 tl'yi özellikle de onunla alacakmışım ;) Çok yaşa sen Ali Deniz :) Çok güldürdün beni, halbuki nasıl da sinir içinde kalmıştım 5 dakikayla feribotu kaçırdık diye... Evet sevgili okur, cuma günü ben ve çocuklar erkenden yola çıkmamıza rağmen, feribot saatine 2 saat olmasına rağmen, İstanbul'un geçit vermez trafiği yüzünden kaçırdık feribotu. Yalnız otobüste dakikalar yaklaştıkça feribot saatine, halkımızın yardım çabaları takdire şayandı. Genç bir çocuk "Abla bu ışıklarda in sen, son durağa kadar vakit kaybetme, dümdüz gidersen 3 dakikada varırsın feribota" Yalnız yanımda iki çocuk ve bir sırt çantasında o 3 dakika oldu mu sana 15 dakika ;) Başka bir beyefendi, "Ben bir İDO'yu arayayım, azcık bekletsinler!" :) Çok iyi niyetli bir çabaydı ancak nafileydi elbet ;) Bir başkası, inmesinler bunda, öbür taraftan daha çabuk giderler... Bunca çabaya rağmen, uçtu gitti feribot vakti saatinde :) Aman boşver sevgili okur, biletler yandı ama sağlık olsun, biz de gittik bi güzel tost çay keyfi yaptık beklerken, Ali Deniz'e güldük ;) Azcık geç gittik ama şükür kolayca gittik köye :)
Ve elbet hikmetinden sual olunmaz ancak, mart ayını kuraklık içinde, bir gram yağışsız geçiren memleketim, nisanın son haftasının son günlerinde yağmura doyamadı, kapalı havaya da, bahçede çok oynayamadı çocuklar, dolayısıyla senin payına az çocuk, bol çiçek fotoğrafı düştü ;) Ve babam bir kez daha benimle dalga geçti her geldiğimde sırt çantamda yağmuru da beraber getirdiğim için ;)
E başlayalım mı öyleyse fotoğraf altlarıyla konuşmaya ;)

Dinozor kalıbı için kaynak: Pinterest
Ali Deniz kuzusu bu sıralar dinozorlara takmış durumda, aldığım Dinozorlar Dünyası kitabındaki resimleri  her akşam inceliyoruz, gülüyoruz, bazen de kızıyoruz dinozorların yumurtalarını yiyen solucanlara :) Çocukların uyku öncesi hallerini çok seviyorum, o anlarda hem komik oluyorlar, hem de sanki çok daha açık, daha samimi, Ali Deniz de bunu henüz yaşamadık ama Nehir'in uyku öncesi zamanlarında sırlar, itiraflar, kıskançlıklar vs bi dünyaydı ;)
Yine başka başka konulara atladım di mi, diyecektim ki kısaca, bu kadar dinozorlara takılan oğluma ben de dinozorlu bir tişört yapayım dedim. Geçen perşembe akşamı bir-iki saatte bitti :) Kaynaktaki dinozorları kartona yapıştırıp oluşturduğum kalıplarla, keçeyi sabunla çizerek hazırladım, kırmızı olanın kenarlarına-ne denir bilemedim ki şimdi- o gördüğünüz turuncuları yaptım, biraz da kafasına, bunları hep silikonla yapıştırdım ama öncesinde illaki battaniye dikişiyle geçtim kenarlarını. Sonra üstlerine irili ufaklı yuvarlaklar ve vakti zamanında bir poşet dolusu aldığım oynar gözlerle de tamamladım, çok sevimli oldular ;) En mühimi de sahibi bayıldı, böyle bir eli cebinde de pozlar kesti :)  Yalova'ya giderken tanıdık tanımadık kim varsa tişörtünü gösterdi ve "Anne yaptı" dedi, o esnada anne yavaş yavaş "erimekteydi" :)
Tişörte silikon marifetiyle yapıştırdım bu dinozorları, aslında önce bi düşündüm çift taraflı bantla yapıştırıp, yıkayacağımız zaman çıkarmayı ama çift taraflı bantla çok kabarık oldu, vazgeçtim. Yıkanınca ne olur bilmem, belki yıkamadan sökerim ya da boşver be sevgili okur, dert ettiğin şeye bak! Burdayım işte,  kötü olursa, bozulursa yine yaparım, kolaycacık, zevkle yine yine yaparım :)
Şimdilerde aklımda bir başka güzel tişört procesi ama bu sefer ki Nehir için, dur bakalım, gerçekleştirebilirsek ilk sana göstereceğim, söz :) 

Olayın vuku bulduğu İDO kafeteryası :)
Köyden güneşin ender açtığı anlarda çektiğim kareler gelsin bakalım :) 
Bahtiyar sen ne güzel bi şeysin :)
Şu güle iyi bak sevgili okur, sonra sana onunla ilgili bir şey söyleyeceğim :) 
Gülistan... 


Yazın ayrı, baharda ayrı, sonbaharda ayrı güzel bizim bahçemiz, Allah babama upuzun, sağlıklı bir ömür versin, bu bahçe hep ayrı güzel olmaya devam etsin inşallah...
Bir de şu üstteki sarı çiçeklerle, küpeliye iyi bak e mi sevgili okur :) 


Kızlar ananeyle erik peşinde ;) 


Ve klasik liseli kızlar buluşması :) Hülya gelemedi, Arzu ve Nurcan'la buluştuk, sohbet şahaneydi yine! ;) 

*******

 Sanıyorsun ki gezdik, eğlendik ama hiçbir faaliyette bulunmadık ;) Yanılıyorsun sevgili okur, yakma çiçek olayında varabileceğim en üst noktaya vardım sanırım, nitelik olarak olmasa da nicelik olarak diyelim :) Ve bir kez daha şahit oldum ki, Yalova'daki hobi malzemeleri İstanbul'dakilerin yarı fiyatına, neden böyle sence sevgili okur, halbuki sürüm dersen İstanbul'da çok daha fazla, maliyet dersen İstanbul'da ulaşmak malzemeye maddi olarak daha kolay, Eminönü cenneti var, neden peki??? Ben yine Yalova'dan aldım malzemelerimi, kurdelelerden aldım, pazarda organze kumaş bulamadım çünkü...
Bak bakalım nasıl olmuş çiçeklerim :)
YAKMA ÇİÇEKLER
Yukarıda sana "bak" dediğim çiçekleri düşün bi, bir de benim bu yaptıklarıma bak, ne kadar "az"lar gerçek çiçeklere bakınca, ne kadar kifayetsiz... Olsun kul eliyle bu kadar anca, dur ben bunları bir yerlerde değerlendirdikçe göstereyim sana da, o zaman fikrini beyan edersin bir de :)
Şampiyonluk Çeşmesi
Bu da bizim köyün meydandaki çeşmesi. Her yıl şampiyona göre renk değiştiren çeşme, henüz boyanmadı ama Fenerbahçe bayrağı geçirildi bile üstüne :)
Bu arada canım takımımı tebrik ediyorum  ;) Her ne kadar Nehir'in isteği üzerine Beşiktaşlıyım desem de, gönlüm elbet FB'den yana ;) 
Bizde durumlar böyleyken böyle, sende ne var ne yok sevgili okur???
ş

Bunlar da var...

İlginizi çekebilecek bağlantılar.