Esen Aktaş: Şubat 2012

27 Şubat 2012 Pazartesi

HAFTA SONU GEZMELERİ...

Tamam, bitti, defettik kalbimizin üstüne çöreklenen fili, gitti, hem de taaaaa Afrika'ya ;) Şimdi hayata dönme zamanı, bir sonraki krize kadar (dilerim çooook uzun bi zaman sonra) başka başka şeylerden konuşalım ama ben anlatayım, paylaşayım siz sadece dinleyin olur mu, sakın yorum yazayım demeyin, cızzzzz..... Çok kızıyorum ben yorumlara, dinleyin sadece ;) (Ya yazın azcık yaaa, nolur, face yerine şuraya yazın işte, altta desin ki, 100 yorum mesela :)))))

Hafta sonu çoook yoğun geçti, cumartesi kızımın anaokulundan kankası Sena'yı görmeye gittik ailecek, yemek yedik birlikte, çok güzel vakit geçirdik, gece geç döndük...
Nehir Sena'yı çok özlüyo, sömestr için söz vermiştim ama alçak bilek sözümü tutmama engel oldu, kısmet geçen cumartesiyeymiş.
Sömestr tatilinde tutamadığım sözlerden biri de Nehir'in kulağını deldirme sözüydü ama en kısa zamanda halledicez onu da, Nehir hanım her gün tekrar tekrar soruyo, "Ne zaman deldiricez kulağımı anne, Şimal'e her gün, yarın deldiricem diyorum ama olmuyo" diyo...

Nehir'in saçları kesildi tatilde, kısacık artık ama bence çook yakıştı kızıma...

Kızlar düzgün poz vermediler hiç, bunlar yakalayabildiklerim, Ali Deniz de ağzına tıktığı oyuncağı çıkarmayı reddedince, pek de güzel fotoğraflar çekemedim....

Pazar günü Geleneksel Altın Günü için Emel'de toplandık, çocuğunu kapan geldi, Nehir ve İpek arasında son anda çıkan büyük krizi iyi yönetemedik galiba :)))))) kıyametler koptu evde. Nehir'in pek kıymetli kraliçe tacını vermemesi yüzünden İpek kuzum çok ağladı... Tez zamanda aynısını bulup, bir dahaki güne yetiştirmeli İpeğe...

Sevim'le Çınar, Nurcan'la Nehir, Esen, Emel'le Ali Deniz, İpek'le Şebnem

Emel'in güzelim krem rengi koltuğuna, elimin tersiyle çarptığım Nurcan'ın kahvesini döküverdim istemeden, hem koltuğa hem yastığa geldi, anlamadım yahu, bir damlacık fincandan o kadar kahve nasıl çıktı. Kahve döküldüğü anda film koptu Nurcan'la bende, donduk kaldık ikimiz de, sonra Emel'e baktık doğal olarak, canım arkadaşım, koslasıyla bir güzel temizledi, leke meke kalmadı :)) Biz çıkarken elimdeki telefonu tutsunlar diye kızlardan birine vermiştim kapıda, ammaaa işim bitince almamışım, indim aşağı çocuklarla, arabaya binince anladım unuttuğumu, çaldırdık telefonu, yukarda! Tekrar çıktım ama bu arada İpek kusmuş ağlamaktan, Emel de yazık halaaa elinde kosla ve leğen, telefonu indiren Nurcan anlattı bunları merdivende, koptuk gülmekten, sonra yukardan Emel'in kahkahası, "Eseeeeennnn, bekle geliyorum, bak halime, halaa, siliyorum :)))" Kaçar mı bu fırsat, işte bu da o anın tarihe düşülen fotoğrafı :)))

Emelllll, yazık sanaaa :))

Neşemiz bol olsun kızlar...

23 Şubat 2012 Perşembe

YAZMA(MA)LI, ANLATMA(MA)LI...

Anlat(ma)malı, yaz(ma)malı, en iyisi suya söylemeli, hem kimin ne faydası olur ki, kim kaldırabilir kalbimin üstüne oturan bu koca fili, kaldırmayı bırak, oynatamaz bile kimse yerinden, çöreklendi kaldı...

Derler ki, "İnsan insanın zehrini alır" ama....
Benim derdimin dermanı yine bende, bakmayın dermanım yok şimdi çözmeye ama eninde sonunda mutlaka bende. En iyisi akşam eve gitmeli, herkes yattıktan sonra derdimi akan suya söylemeli, hem söylemeli hem ağlamalı ki, akan suyla birlikte gitsin kederim...
Dilerim gitsin, gitmezse fena....

21 Şubat 2012 Salı

ALİ DENİZ'CE

- Ali Deniz olmaz dedim sana, olmaz oğlum, hep ablanın abur cubur çekmecesinde aklın, orda sana göre bişey yok...
- IIIIIIIIHHHHHHH Çıkar beni anne tezgahın üstüne, oturt, bakayım bi, göreyim kendi gözlerimle...
- Tamam otur hadi, düşme ama, kıpırdama, bak bakalım, tamam vericem ama sakızların hepsini birden alıyosun ağzına, sonra da tükürüyosun halının ortasına, bi de gösteriyosun utanmadan tükürdüğün yeri...
(Düştü bi keresinde tezgahtan bulaşık makinasının açık kapağına, şaşırdı biraz ama ağlamadı, bişey olmadı yani :)) alıştı artık tezgahta oturmaya düşmüyo, öğrendi, tecrübe edindi çocuğum...

- Eh, Eh, EEEEEEHHH, kapının zili aşağıdan çalınca, Ali Deniz gelene sesleniyo, bu Baba demek, Abla demek, Anne demek...

- Ali Deniz'i sallıyorum yatağında, sonra uyudu diye bırakıyorum, dikiliyo ayağa, bana "uyumadım anne, böyle böyle salla beni" diye, yatağını sallıyo :))

- IIhhhhh, ıhhhhhhh sesleri eşliğinde kaldırıyo beni oturduğum yerden, banyoya götürüyo, diş fırçasını gösteriyo, veriyorum ama yetmez Ihhh ıhhhhhhh sesleriyle bu sefer diş macununu gösteriyo, sürünce fırçaya rahatlıyo, fırçalıyo dişini 2 saniye kadar ve o bücür boyuyla, lavaboya yetişemeden ablasından gördüğünü aynen tekrarlıyo, tükürüp duruyo :))))

Ha gayret...

Allah allahhh, bu rapunzel makası da ne ilginçmiş yahu...

- Şekil A da görüldüğü gibi ablasının odasındaki dolabı karıştırmaya bayılıyo, sandalyeden tırmanıyo oraya ama arkasını dönüp, sandalyeyi yanaştır da diyo, Ihh, IIIIIIIIhhhhh sesleriyle, eliyle de göstererek, biraz yaklaştırmak yetmiyo uyanık tilkiye, biraz daha yaklaştır anne, kolay ineyim diyo...

- Halil sakallı hep, arada traş olunca, kapıdan girdiğinde Ali Deniz'in yüzünü görmek lazım, korku, endişe, "Nerden çıktı bu adam", "Hay Allah ses aynı ama bu babam değil" diyo içinden sanırım ;) Yan yan bakıp babasına bi sarılması var bana, , gülsem mi ağlasam mı şaşırıyorum :))

- Nehir'in herşeyine ortak, bıktı artık çocuk elindeki herşeyi Ali Deniz'in istemesinden, ablası kıskanıyo da biraz biraz... Geçen gün, Nehir "Anne beni ayağında sallasana" "Tamam kızım, gel bakalım" ama nerdeee bücür yetişti tabii, ablasını itmeler, ağlamalar, koptu kıyamet, Nehir ayağımda, Ali Deniz savaşta, Nehir de ağlaya ağlaya "Anne yaaa, beni salla, bundan hayır yok diyorum sana" :)))

- Bazen de Ali Deniz'i fırçalarken yakalıyorum Nehir"i, avaz avaz "Ali Deniz bana saygı duymak zorundasın, ben senin ablanım tamam mı, sen yokken ben vardım, çok kızıyorum sana" Ali Deniz de bu fırçaya karşılık sırıtıp duruyo :)))))

- Evet, tahmin ettiğiniz gibi henüz mama ve baba dan başka bişey demiyo oğlum, bazen NNNNNNNE diyo ama anne mi diyo emin değilim, tekrarlasın diye "Anne de oğlum" dedikçe de "Baaaaa" deyip şımarıyo :)))

Ali Deniz'le birlikte şunu öğrendik ki, konuşmadan da her dert anlatılır, iletişim kurulurmuş...

20 Şubat 2012 Pazartesi

BECERİKSİZ N'OLCAK :(

Allahım herkes yapıyo ben niye yapamıyorum, niye ben bloğa yazdığım yazının içinden, eski bi yazıya gönderme yapamıyorum, niye hani yazdığımda, o yer tıklanır olmuyo, niye oraya tıklamaya çalışınca tık sesinden gayrı bi şey beceremiyorum :((
Ben ki bu kırık bilekle hafta sonu Ali Deniz'i yıkamış, tatlı ve dahi mercimekli börek yapmış kadınım, niye yapamıyorum bunu, blogla ilgili açıklamalara bakıyorum, inceliyorum ama olmuyooo :( Olmayan bişey daha var ayrıca, konulara göre yazıları alt alta liste de yapamıyorum :(((( Yuh olsun bana...
Biliyo musunuz siz? Acaba çoook rica etsem bana öğretir misiniz??? Ben de size şarkı hediye ederim en güzelinden, ödeşiriz ;)

http://www.hurriyet.com.tr/pazar/19951469.asp
Çok gülüyorum Drita Draz (Yarabbim ya nasıl bi isim bu, hadi isim tamam diyelim, nasıl bir soyadı bu- dır dır- sahi mi acaba?)'ın pazar günleri Hürriyet'te çıkan twitter'dan alıntılarına... Bunlar sevgililer günü için olanlar;

YA HAFTASI OLSAYDI
* zaytungnews: Kandil, yılbaşı derken yanlışlıkla sevgililer günü mesajını da çoklu gönderen E.T’ye eniştesinden olumlu yanıt: “Ben de sana karşı boş değilim”
* nivranar: Sevgililer gününü yalnız geçirmeye psikoloji dilinde “bu tip günleri çok ticari buluyorum yeaa” diyoruz. Rica ederim.
* kestane_kebap: “Sana belediye baksın” sözü gerçek oldu sonunda. Sevgililer günümü belediye kutladı.
* beyinsiz_adam: Sevgililer günü de bayram gibi üç gün olmalı. Tek gün olunca aşırı yığılma yaşanıyor ve pek çok insan sevgili bulamadığı için mağdur oluyor.
* kelimeoyuncusu: ‘Sizin ve ailenizin sevgililer günü kutlu olsun.’ diye mesaj atan var. Millet yalnızlıktan ne yapacağını şaşırmış.
* KaliteliTwitler: Sevgililer gününde hediye alan tüm bayanlar: Dış ses -Ayy canımmm ne gereği vardı. İç ses -Hele bi almasaydın...
* AveBAveB: Sevgililer gününü seviyorum. Ya sevgililer haftası olsaydı; O zaman boku yerdik büsbütün.
* bumbl_bee: “Sensiz nefes alamıyorum” diyen sevgililer için otrivine gelmiştir.
* Browni: “Geçmiş sevgililer günün kutlu olsun” diyerek sevgilimin olup olmadığını öğrenmeye çalışmak...

TÜRKÜ KASEDİM...

Şarkılar tamam, sanat müziği tamam, şimdi söz verdiğim gibi sıra geldi türkülere...
Buraya koyuyorum en sevdiklerimi, tıpkı lise yıllarında kaset doldurttuğmuz gibi, şarkıları tek tek listeleyerek, düşünerek, A ve B yüzüne itinayla karar vererek...
Bilmem zevklerimiz benzer mi ama buyrun beraberce dinleyelim...

A

1- Arif Sağ- Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım
http://www.youtube.com/watch?v=vFk9nxcRJHk&feature=related

2- Neşet Ertaş- Zahidem
http://www.youtube.com/watch?v=rAeS7qqod-4

3- Kubat- Acem Kızı
http://www.youtube.com/watch?v=qQit7zh8M6s

4- Kardeş Türküler- Kara Üzüm Habbesi (Kardeş Türküler'e dikkat! Aratın gagıl amcadan, dinleyin)
http://www.youtube.com/watch?v=IdHPV_CumYI

5- Hüseyin Turan- Beyaz Giyme
http://www.youtube.com/watch?v=KSLC-uF-kU8

6- Kazancı Bedih-Mahzun Kırmızıgül (Kazancı Bedih gibi bi ustanın ölümü öyle bi sebepten olmamalıydı (aslına bakarsanız hiç kimsenin olmamalı), çok üzülmüştüm ölümüne)
http://www.youtube.com/watch?v=ju547TeJbYs&feature=related

7- Yavuz Bingöl- Turnalara Tutun da Gel
http://www.youtube.com/watch?v=uIgx-nLUUs8&feature=related

8- Birol Topaloğlu-Kardeş Türküler - Çuta Nusa
http://www.youtube.com/watch?v=IdJRTCIn2J4&feature=related

9- Aşık Mahzuni Şerif- İşte Gidiyorum Çeşmi Siyahım
http://www.youtube.com/watch?v=ipCzKtmO7KM&feature=related

B

1- Musa Eroğlu-Mihriban
http://www.youtube.com/watch?v=reZ2FO7BHJ0

2- Orhan Hakalmaz- Haydar Haydar
http://www.youtube.com/watch?v=he68SmLw4Cc&feature=related

3- Erkan Oğur/İsmail Hakkı Demircioğlu-Ey Zahit Şaraba
http://www.youtube.com/watch?v=cOEjFQUeOr0

4- Erdal Erzincan- Yıldız
http://www.youtube.com/watch?v=d8n99oAqNbU&feature=fvsr

5- Fuat Saka- Gökteki Yıldızları
http://www.youtube.com/watch?v=0D4D8tqOdRg&feature=related

6- Selda Bağcan- Gesi Bağları
http://www.youtube.com/watch?v=2aoRw_h_8es

7- Sabahat Akkiraz- Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım
http://www.youtube.com/watch?v=gbPHnzRYqy4&feature=fvsr

8- Ela Ela Laose (Kimin söylediğini bilmiyorum ama bayılıyorum bu türküye, kanımı kaynatıyo, bütün karadeniz müzikleri va lazca şarkılar gibi! Yüreğine Sor filminden)
http://www.youtube.com/watch?v=T_eu46l3UUA&feature=related

9- Aşık Veysel- Uzun İnce Bir Yoldayım
http://www.youtube.com/watch?v=7YZ2JmMUUg8&feature=related

16 Şubat 2012 Perşembe

DİZİ ANNELERİNDEN, ORDAN BURDAN, İRMİK TATLISI'NDAN...

* Kuzey Güney dizisindeki anneyi ağzım açık izliyorum, Kuzey ve Güney kardeşlerin annesini, nasıl bir kadın o öyle yahu, o kadar çok şey anlatıyo ki kadın mimikleriyle, ifadesiyle, şaşıp kalıyorum. Gelini Simay'a duyduğu nefreti, müstakbel gelini Banu'ya duyduğu hayranlığı diziyi hiç izlemeyen biri bile anlar yüz ifadesinden. Ama bu kadar hırs insana zarar be teyzecim, evlat ayırma bi de, ayrılmaz ama ayırsan bile istemeden, bari belli etme bu kadar, kendine edeceksin en sonunda ne edeceksen ;) (Aaa dizi izleyen babannelere benzedim ben de, konuşup duruyorum karşımdaymış gibi oyuncularla ;) )

Kuzey'i de çok seviyorum, çok beğeniyorum oyunculuğunu, ne güzeldi söylediği türkü de di mi? Kızlardan yana (hatta anneden yana da) bahtsız ama olsun ;) Behlül gömleğini çabuk çıkardı o da tıpkı Beren Saat gibi, demek ki bize eski rollerini unutturacak kadar iyi oyuncular...

Sonraaaaa Cemre'nin annesi :) daha 1 yıl kadar önce matmazel Deniz'di bizim için. O ulaşılamaz, o mesafeli, o kibar, o asil kadın nereye gitti Gülten Hanımmm??? :))) O gitti, geldi bizim mahallenin eğlencili ve çatlak kuaförü... Ama o da çok güzel oynuyo, öyle anne de dostlar başına...
Ayrıyetten biliyosunuz di mi Zerrin Tekindor'un resimlerine nasıl hayran olduğumu, ölmeden bir resmini duvarımda görmek istediğimi ;)

* Yalaaaaaannn Dünyaaaaaaaa!!! Avrupa Yakası'ndan sonra çok iyi geldi Yalan Dünya, çok ama çok gülüyorum, en çok da çamaşır suyu müptelası anneye (valla günde beş vakit çamaşır suyu koklayasım var eğer Servet hanım gibi olacaksam), sonra üçkağıtçı damada, toruna, sonradan görme Gülistan ve Nurhayat'a, hepsini saydım nerdeyse, Gülse Birsel hep çok güzel yazıyo ve oyuncuları da hep çok iyi seçiyo, hepsi ayrı ayrı çok yetenekli oyuncuların...

* Bunlara bir de Fatmagül'ün Suçu Ne ve Umuzsuz Ev Kadınları'nı eklersem, benim dizilerim bunlar işte. Hiçbirini tam izleyemesem de, araya Ali Deniz ve Nehir molaları çokca girse de zevkle izliyorum hepsini...

*Geçen gün eve gidince Esra Erol'un programına bakarken gördüğüm ve dumura uğradığım şeyi anlatmazsam çatlarım ;) Adaylardan birinin taliplisi olarak gelen adam şiir okumak istedi, ne okudu dersiniz, büyük şair Ahmed Arif'in Anadolu şiirinin şu kısmını;

Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.
Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım, Oğullarım var gelecekte,
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden, Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende, Anlıyor musun?

dedi ama taliplisi olduğu kişi istemedi adamı, şu güzelim şiirin hatrına insan bi çay içerdi yahu ;)

* http://www.ekledestekle.com/
ben yaptım, bilgisayarımda, adres çubuğunun altında bir çubuk daha çıktı, orda da haberler, reklamlar var, bir satır bişey zaten, bir zararı yok yani, siz de 1.000.000 iyi internet kullanıcısından biri olmak istersiniz belki diye...

* İrmik Tatlısı

Bu yapımı çok basit ama çok güzel tatlı tarifi Kartal'ın annesi Nurcan'dan, dün getirdi ofise, yedik, çok beğendik...

1 kg süt
8 kaşık şeker
9 kaşık irmik
1 çorba kaşığı margarin
1 paket vanilya
1 paket Dr. Oetker Çilekli- Böğürtlenli Sos

Süt, şeker ve irmik pişirilir, kaynayınca margarin ve vanilya eklenir, altı kapatılır. Koyacağınız kalıp suyla ıslatılır, karışım dökülür, soğuyuncu, donsun diye dolapta birkaç saat bekletilir. Başka Bir tabağa ters çevrilerek çıkartılır, üstüne de sosu dökülür, afiyet olsun.... (Nurcan kalpli kalıpla yapmış! Beyaz üstüne pembe sosuyla çook romantik ;) )

13 Şubat 2012 Pazartesi

TÜRK SANAT MÜZİĞİ ŞARKILARI

TÜRK SANAT MÜZİĞİ

A

1- Zeki Müren- Aldığım Her Nefesin Birisi Senin
http://www.youtube.com/watch?v=I-kk94rCS7o

2- Zekai Tunca- Gülü Susuz Seni Aşksız Bırakmam
http://www.youtube.com/watch?v=egpCk_o0560

3- Müzeyyen Senar- Benzemez Kimse Sana
http://www.youtube.com/watch?v=lSi883W_kQw

4- Yıldırım Gürses- Son Mektup
http://www.youtube.com/watch?v=9jDASYO523g

5- Ahmet Özhan- Sen Mevsimler Gibisin
http://www.youtube.com/watch?v=njwFzwbqHFs

6- Emel Sayın- Gözlerini Gözlerimden
http://www.youtube.com/watch?v=xTnl40F-8DQ&feature=related

7- Zeki Müren- Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar
http://www.youtube.com/watch?v=FpG2uC3F7MU

B

1- Nesrin Sipahi- Dönsen de Artık Sevemem Seni
http://www.youtube.com/watch?v=RdejT_yQ9CY

2- Bülent Ersoy/Tarkan- Bir Ben Bir Allah Biliyor
http://www.youtube.com/watch?v=pR6C1wXcbqA

3- Muazzez Ersoy-Gönül Penceresinden
http://www.dailymotion.com/video/xdm8z4_muazzez-ersoy-gonul-penceresinden-m_music

4- Zeki Müren- Kahır Mektubu
http://www.youtube.com/watch?v=kuRyCSPsgP8

5- Muazzez Abacı- Vurgun
http://www.youtube.com/watch?v=VRP8cwlqm7s

6- Neşe Karaböcek- Kemancı
http://www.youtube.com/watch?v=7s06pqN3ahk

7- Müzeyyen Senar- Gamzedeyim Deva Bulmam
http://www.youtube.com/watch?v=MhDlMVl9p8w

POP-2

SEÇMECE ŞARKILAR (POP 1)

Bunlar benim en sevdiğim şarkılardan bazıları, şarkı-türkü dinlemeyi de söylemeyi de çok seviyorum Aslında burdaki sanatçıların başka pek çok şarkısını da seviyorum. Kendime yaptım bu listeyi, açıp açıp dinliyim diye, sizin de canınız çekerse buyrun...

Pop, sanat müziği listeleri tamamdır, sırada en sevdiğim türküler var, yakında çook yakında onları da dinleriz beraberce inşallah.....

Listelerde Sezen Aksu ve Zeki Müren'e torpil yaptım ;)

Sevdiğim şarkılara bakınca geneli hüzünlü- malesef mi demeliyim bilmem- belki de şu sıralar içinde bulunduğum ruh halinden... Bi bakarsınız başka bi zaman, kıpır kıpır, neşeli şarkılar dinletmişim size ve kendime...

* Şarkıların üstüne tıklanınca açılmıyo ama "Şu bağlantıya git" yazan yerdeki linke tıklayıp dinleyebilirsiniz.

POP
A-

1- Göksel-Acıyor
http://www.youtube.com/watch?v=0ffRC3kbg3Q

2- Candan Erçetin-Git
http://www.youtube.com/watch?v=TEsclw8NrSs

3- Yalın- Bir Tek Sen Eksiksin
http://www.youtube.com/watch?v=spTVaxx-8xs

4- MFÖ- Yalnızlık Ömür Boyu
http://www.youtube.com/watch?v=DrL_Gdh5scQ

5- Hayko Cepkin-Nilüfer- Aşk Kitabı
http://www.youtube.com/watch?v=fQ26nqyLc0M

6- Sezen Aksu- Seni Kimler Aldı
http://www.youtube.com/watch?v=6Y3V2r_Ax5I

7- Gökhan Türkmen- Büyük İnsan
http://www.youtube.com/watch?v=Rvejsw0yIZk

8- Şebnem Ferah- Hoşçakal
http://www.youtube.com/watch?v=Hvp5kr8edwA

9- Ajda Pekkan- Haykıracak Nefesim
http://www.youtube.com/watch?v=LhRRfBRVw7g

10- Zerrin Özer- O Yaz
http://www.youtube.com/watch?v=8jvCDVp1das

B-

1- Özlem Tekin- Duvaksız Gelin
http://www.youtube.com/watch?v=ItAVrbxPqBQ

2- Ezginin Günlüğü- Gelmiyorsun
http://www.youtube.com/watch?v=lemKFL5RVk8

3- Serdar Ortaç- Yaz Yağmuru
http://www.youtube.com/watch?v=cNT5MR1zrN8

4- Yeni Türkü- Başka Türlü Bir Şey
http://www.youtube.com/watch?v=cXXqLLHYnTA

5- Sezen Aksu- Unuttun mu Beni
http://www.youtube.com/watch?v=F8u_ti4KB0Y

6- Nükhet Duru- Beni Benimle Bırak
http://www.youtube.com/watch?v=gmO0P6M8v9c

7- Yaşar- Aldanırım
http://www.youtube.com/watch?v=dGL-2tAXFpI

8- Nil Karaibrahimgil- Seviyorum Sevmiyorum
http://www.youtube.com/watch?v=7KhsLve4d0E

9- Alpay- Eylül'de Gel
http://www.youtube.com/watch?v=07LLmPWtB8w

10- Esmeray- Gel Tezkere
http://www.youtube.com/watch?v=27oCg0mHkaU

11 Şubat 2012 Cumartesi

NEHİR'DEN İNCİLER....

Nehir'in komik lafları var, daha önce de yazmıştım ya hani, bunlar da yenileri, bunlar benim için çok kıymetli çünkü kuzum büyüyünce burdan okuyacak, hem ben de unutmuycam hiç, ayrıca ne demiş atalarımız "Söz uçar yazı kalır". Ali Deniz henüz "Ba (buraya uzun bir es lütfen) ba"dan öteye gidemediği için beklemedeyiz. İnşallah günü geldiğinde "Ali Deniz'den İnciler"i de yazarım...
Buyrun öyleyse:

* Çok beceriksiz olduğum bir konu, sürpriz yumurtadan çıkan oyuncakları birleştirmek.Yapılmış oyuncağı görünce;
- Yapmışsın oyuncağı Nehircim
- Yaptık anne Asya ablamla ama o kadar canımızı koparttık ki!
- Canımızı koparttık ne kız???
- Yani canımız bitti!
- Canımız çıktı mı demek istiyosun?
- Evet canımız çıktı :)

* Nehir bana beni sinir eden bir cümle sarfedince (Söylemiycem hiç ısrar etmeyin ;) ) kızdım ona, konuşmadım bi süre, koşa koşa geldi yanıma, bişeyler anlattı, ben de hiç tepki vermeyince;
- Anne niye cevap vermiyosun, bana tavırın mı var?
- Kızdım sana, niye bana öyle şeyler söylüyosun, ben sana ne kadar kızsam bile, hiç senin dediğin gibi bişey söyledim mi bugüne kadar?
- Sen söylemiyosun çünkü senin sabırın var, ama ben daha küçük bi çocuğum benim sabırım yok!

* Nehir yeni patiklerini giyerken, patiklerin sağı-solu var mı sorusunun Nehircesi bu da;
- Anne, yanlış giysem, patiğin umurunda olmaz di mi?

* Çok şımaran Nehir'e, kızınca, bana yazdığı özür notu:
"Anne biliyorum biraz şimardım yada çok şımardım neyse bu konuyu geçelim nolur beni afet."

* Bileğim kırıldığında, kuzumun söylediği "Anne alçın açılana kadar benim iki elim de senin olsun" demesi en iyi ilaç oldu bana...

10 Şubat 2012 Cuma

FOTOĞRAF KARELERİ...

Simiiiitttttçiiiiii! Bayıldım bu simit arabasına, simit sarayı diyolar ya, asıl bu amcam saraya çevirmiş küçücük arabasını, Türk bayrağını da unutmadan... Allah bereket versin inşallah...

Bunlar ilk kar yağdığında kızımın benim için hazırlayıp, ben gelene kadar dondurucuda sakladığı "KAR KURABİYELERİ", kurabiye kalıplarıyla hazırlamış, bi de süslemiş güzelce, ellerine sağlık kuzummm...

Bu karanfiller, köyde, annemin balkonunda, kar manzarasına karşı, onca soğuğa rağmen, böyle güzel, böyle taze nasıl kalmışlar, hayret...

Bu fotoğrafı aynı açıdan bir de baharda çekip koyucam buraya, bakalım, nasıl canlanıp, yeşilin binbir rengine bürünüyo doğa...

Köyden Termal manzarası...

OLMAYA DEVLET CİHANDA BİR NEFES SIHHAT GİBİ...

Kar yağmıyo dedim, Allah da "al sana kar" dedi heralde, bu kadar kar kaç yıldır görmemiştik... Kar mağdurlarından biri de ben oldum; kırık bir el bileği kaldı bu yılki kardan bana hatıra....

Şükür ki kırılan sol bileğim, şükür ki, düşerken kırılan belim değil bileğim, çok kötü düştüm, koymasaydım elimi yere, büyük ihtimalle belimi koyacaktım uzuuun bi süre yatağa...

Ne kıymetliymiş meğer insanın sol bileği, çocuk kucaklamaya, düğme iliklemeye, çorap giymeye, giydirmeye, kapak açmaya yararmış en çok meğer, ben şimdi bunlardan bir süre yoksunum, en çok da insanın muhtaçlığı fenaymış, en basit işler için bile...

Kocam dedi ki; "yaz şimdi bloğuna bunları da, "benim bileğim kırıldı, kocamın kulağına tüp takıldı (geçmeyen orta kulak iltihabı neticesi), Ali Deniz hastalandı (en ama en fenası da bu; çocuğum ağız enfeksiyonu olmuş, dudakları patladı, yemek yiyemiyo, halsiz, zor yürüyo) diye, sonra da koy yine fotoğrafları" yani nazara feciii inanan bir kocam var, ben de inanırım nazara ammaaa onun kadar değil, o yüzden de bi nazar boncuğu koydum bloğuma, bi de bi süre çocukların resimlerini koymiyim dedim, siz de beğendiğiniz fotolara bi "maşallah, suphanallah, 41,5 kere" (azı kurtarmıyo valla ;))) derseniz, bu kadar tedbir yeter sanırım ;)

Kanuni"nin dediği gibi;
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes "sıhhat" gibi..."
diyelim, sağlıklar dileyelim hepimize....

3 Şubat 2012 Cuma

SİZ PEK KIYMETLİ OKURLARIMA ;)

Bu bloğu açalı ve yazmaya başlayalı 2 ay kadar oldu, baştan devam ettirebilir miyim diye çok tereddüt etmiştim. Çünkü diğer bloglara bakınca çok güzel, eğlenceli, takip edilesi olduklarını görmüştüm, sanki ne yapsam kifayetsiz kalacaktı benimki.
Blog nasıl açılır, nasıl düzenlenir bunların hiçbirini bilmiyodum bile üstelik... Tamamen tesadüfen, girdiğim bi sitedeki "Blog açmak ister misiniz?" sorusunun peşine takılarak, el yordamıyla, hiç kimseden yardım almadan, deneye yanıla bu kadar yapabildim, bilmediğim pek çok şey var hala ama buna şükür...
Hoşuma gitti çok blog yazmak, zevkli, terapi gibi benim için. İnsan paylaştıklarının başkaları tarafından görülmesini, beğenilmesini -takdir görmeyi belki de- istermiş meğer...
Bazen yazdığım yazılarda pek çok kişi tarafından hatta klasik "60 milyon" tarafından okunuyomuş gibi dalga geçsem de kendimle, bilin ki, bir avuç bile olsanız her biriniz ayrı ayrı çok kıymetlisiniz benim için, burdan çok yazmasanız da yorumlarınızı, bana söyledikleriniz ya da facebook'tan paylaştığınız yorumlarınız da çok kıymetli...
İlginize layık olmaya çalışıcam efenim, söz...
Teşekkürler, sevgiler...

Sayfalar