21 Ağustos 2019 Çarşamba

NAZARLIK SERÜVENİMDE VARDIĞIM NOKTA..

Ağustos 2013'te başlamışım nazarlık yapmaya. Köyde denediğim ilk nazarlıkları yayınlayıp da, size fikrinizi sorduğum postum da tam şurada  Resimler açılmıyor sanırım ama birini Pinterest'ten alıp, koyuyorum buraya..
Bu söylediğim yayına gidip de, yorumları okuyunca da çok duygulandım, canım Banu Abla yazmış, mekanı cennet olsun..


Tam 6 yıl olmuş nazarlıklara başlayalı. O günden bu yana muhtemelen 2.000 civarı nazarlık yaptım. Ne deli bir sayı!

Bi yukarıdakine bakın, bir de vardığım noktadakine,


İlk nazarlıktan bugüne varana kadar malzeme çeşitlendi, renkler çoğaldı, bunları sağlayan yaratıcılığım da paralel şeklide günden güne arttı. Gargalaklı nazarlık (ki ilk ben kullandım bu etiketi) mandala nazarlık, kanaviçeli nazarlık ve daha pek çok özgün model yarattım. Sizler de blogdan şahit oldunuz nazarlık yolculuğuma..
Önceleri, uzunca bir zaman "herkes yapsın nazarlıklarımdan" dedim, bu dediğimi de sosyal medyada ve bloğumda hep tekrarladım. Bundaki temel sebep, varsın birileri de ekmek yesin, evine katkıda bulunsun düşüncesiydi. Hatta itiraf edeyim, "Etiketlemek ya da benim adımı anmak da şart değil" de dedim. Youtube da da açık açık gösterdim videolarla neyi nasıl yaptığımı, malzemelerimi nerelerden temin ettiğimi açıkladım. Modellerinin yapılmasına izin vermeyenleri, yapım aşamalarını anlatmayanları, sırlarını kendilerine saklayanları anlamadım ilkin. Lakin vardığım noktada, instagramda ve diğer mecralarda, fotoğraflarımı kendi sayfalarında kullanan, fotoğraflarda ismimi yazdığım kısımları kalp ile kapatan, bana nazarlıklarla ilgili dm den sorular sorarak, gerek videolarımdan gerek tamamen iyi niyetle anlattıklarımdan hareketle nazarlıklarımı taklit eden ama adımı dahi anmayan, itiraz ettiğimde, beni suçlayan, patent soran, benden daha çok emek verdiğini söyleyen yüzsüz insanlardan dolayı, ser verip sır vermeyen o  ketum insanlara hak verir duruma geldim.
Bana patent soranlar, instagram'a ya da pinterest'e nazarlık yazdıklarında karşılarına en eskilerden hangi nazarlık çıkıyor, sahibi kim bir baksalar halbuki. Ve nazarlıklarımın her bir ayrıntısını kopyalamak, yazdığım etiketi bile kopyalamak, birebir aynısını yapmaya uğraşmak hem ne sıkıcı hem ne yorucu ve de vakit kaybettirici bir anlasalar. Emek hırsızlığı yerine zahmet edip araştırarak, eski nazarlıklardan, doğadan, dergilerden, dekorasyondan ve dahi pek çok kaynaktan ilham alsalar benim gibi ne şahane olur.
Yaratıcılık benim en büyük şansım. Bu şansı verdiği için Rabbime hamdolsun. Sadece bu alanda değil, yaptığım yüksek lisanstaki derslerde hazırladığım sunumlarla da gördüm ki içimdeki kaynak sağlam, ilham perileri hep başımın üzerinde, dilerim hep de öyle kalsın.
Buradan bir kez daha söyleyeyim ki, emeğimi sömürenlere, yavuz hırsız misali beni suçlu çıkarmaya çalışanlara hakkım helal değil. Diyeceksiniz ki helali, haramı bilseler zaten bunu yapmazlar. Haklısınız..

Bak şimdi ayrı bi sinirlendim. Bunca ay sonra bloğa yazacağım yazı böyle mi olmalıydı :(

Muhabbetle sevgili okur..



Bunlar da var...

İlginizi çekebilecek bağlantılar.