Betûl Mardin'in bir ropörtajında okumuştum, Araba kullanamıyormuş, Araştırmış sonra nedenini, yani araba kullanma yeteneğinin olmamasını. Doktor, tetkikler yapmış ve araç kullanma ile ilgili ya da mekanik şeyleri kullanmakla ilgili beynindeki ilgili merkezin zarar gördüğünü tespit etmiş.. Çocukluğunda dadısından başına aldığı darbeler yüzünden olmuş bu da. O yüzden araba kullanamıyormuş. -Bu röportajı bulmaya gayret ettim size, tam O'nun cümleleriyle aktarayım diye ama bulamadım. Bulan olursa yoruma eklerse çok makbule geçer Videosu
şurada Emel Türker'e çook teşekkürler paylaştığı için 🙏 :) -
İşte o günden beri, yani bunu öğrendiğim günden beri çocukluğumda kafama aldığım darbeleri tek tek düşünüyorum. Yok benimkiler şükür Betûl Mardin'inki kadar trajik değil. Bir kez dedemin evinin önündeki dutun altında yüksek bi taş vardı, ordan kafa üstü düştüm. 5-6 yaşlarıydaydım sanırım. Canım yanar diye babam dikiş attırmamış, saçlarımın arasında birkaç santimlik saçsız bir kısım var o günden hatıra. Sonra bir kez kafama soba borusu düştü evde otururken. Yine köydeydik. Sonra başka bir zamansokakta çocuklar kendi aralarında taşlı kavgaya tutuşmuşken, kafama gelen bir taş kafamı yardı ama öyle çok fena değil. Bir kez de ilkokul birinci sınıftayken Yalova'da Elif'le kağıt Şebnem bebeklerinden arıyorduk kırtasiyelerde de, hani bulamamıştık bi türlü, Eskibursa caddesinden karşıdan karşıya geçerken, o çoook uzaktaki araba meğer o kadar da uzakta değilmiş de bana çarpmış, kaldırıma fırlatmıştı, hani her yerim morarmış, burnum kanamıştı. O zaman belki? E bunca şeyden biri mutlaka ama mutlaka beynimin o merkezine zarar verdi ki, ben de araba kullanamıyorum. Biliyorsun işte nasıl kullanamadığımı epeski postlarda, bolca anlatmıştım Bilmeyenler için şu kadarını söyleyeyim, sileceğin yerini bi saat arayıp, tesadüfen elim çarpınca öğrenen, arabanın burnunu sol yerine hep sağa döndürüp, yanlış yöne giden hep benim... Vazgeçtim zaten, araba kullanan kadınlara gıptayla bakıp, evvelden "O kullanıyorsa, ben hayli hayli kulanırım!" diyen ben O"na çok hayranım şimdi.
Şuraya geleceğim sabredip buraya kadar okuduysan şayet. O merkezle birlikte başka bir merkez de hasar gördü sanırım bende. Şöyle ki, matematik öğrenme merkezim bırak hasarı, sanki yokolup gitmiş beynimden. O kadar ama o kadar sıfır ki matetamik zekam kesin o kısım bende kayıp. Yoksa insan çarpım tablosunu bilmez mi yahu! Yani biliyorum biraz, 6'lara kadar biliyorum sadece ama :(
Halbuki ne derler, matematik hayatın kendisi! Matematik öğretmenleri, matematikçiler bence çok kutsal, çok ulaşılmaz, böyle ilahi insanlar benim için...
Oradan da şuraya bağlayacağım. Acaba benim tarihleri aklımda tutamamam bu matematik merkezimin olmamasından mı acaba? Doğum günlerini bilmiyorum kimsenin. Yani çocuklarım, kocam, Elif ve Uğur dışında. Bi de Şebnem'inkini biliyorum çünkü kocamdan bir gün önce doğmuş. Arzu'yu da biliyorum çünkü Elif'le aynı gün doğduğu için. Bi de Nurcan'ı biliyorum, o da Nehir'den bir gün sonra doğduğu için.... Ha, bir de Aslı var, o da kankardeşim diye ezberleyebilmişim sanırım... Onun dışında, Mart'ın başıydı galiba, sanki, Haziran'dı ama kaçıydı, Akrepti ama kaçıydı ayın? gibi deli sorular kafamda doğum günlerine dair.
Ayıp biliyorum, ezber etmek lazım, olmadı not almak lazım!
Bu yüzden doğum günümü kutlamayanlara hiiiç darılmıyorum, unutanların canı sağolsun, elbet bundan çok daha mühim şeyler var.. Ama bari annem babam hatırlasa :(((
Doğum günüm bugün benim, inanmazsın ama tam 45 oldum sevgili okur! Hasarlı, masarlı, merkezleri eksik ama şükür ki böyle yaratılmışım. Çok memnunum kendimden çoook! :) Sağlıkla, mutlulukla, sevdiklerimle çok yaşayayım inşallah :)
Not: Geçen gün Colette - Nilgün öğretmenime de benzer şeyler yazdım, sana da tekrar edeyim. . Bloglar sevdiklerimize yazılan, uzun, özenli mektuplar gibi, instagram ise kapıdan çıkarken son anda akla gelenleri post-it e yazdığımız acele notlar gibi... Buradan hareketle seni uyarıyorum. Bu beynimin eksik gedik merkezleriyle ilgili yazdıklarım aramızda, Ayşe'den Fatma'dan duyarsam senden bilirim haberin olsun ;)
Dipnot: İlkokul 1 ne zormuş arkadaş! O e'ler, 1'ler, eğik çizgiler! İki sayfalık ödev 3 saate sığmazmış :((
Enbidipnot: Youtube videolarında abone sayısı 700 olmuş, n'aber :) Yeni videolar da eklendi,
bak bi istersen ;)