Naim, Reha ve Timur (ya da timör) bugünkü mevzu. Bu sezon Türk
dizilerini izleyenlerle ve bu isimleri bilenlerle devam edeceğiz konuşmanın
bundan sonrasına 😉
Olabildiğince kısa anlatmaya çalışacağım, akşam Sandık
Kokusu’nu izlerken ve sonrasında yastığa kafamı koyduğumda düşündüğüm şeyleri..
Naim tam bi şerefsiz! Zira karısıyla birlikte yaşadığı eve
imam nikahıyla -güya- evlendiği kadını getirmesinin başka bir izahı yok.
Bununla birlikte eşi Meryem’i, çalışmaya gittiği evdeki doktor Levent’le
ilişkisi olmakla suçluyor.
Reha tam bi haysiyetsiz! Zira karısının en yakın arkadaşıyla
ilişkisi varken, boşandıktan sonra karısının bir başka erkekle birlikte
olmasını asla kabullenmediği gibi istiyor ki Karsu, boşanmış da olsa, ona sadık
kalsın..
Timur tam bi kibir abidesi ve hadsiz! Zira karısını upuzun
yıllar aldatıyor ve sevgilisinden bir çocuğu oluyor, buna rağmen, boşanma
aşamasındaki Bahar’ı bırakmak istemediği gibi doktor Evren’le kendisini aldatmakla
suçluyor.
3 adam da hem karnım doysun, hem pastam dursun modunda ve
üçünden de kurtulmak çok zor. Kadınlar kendilerine yeni bir hayat kurmada,
hayata yeniden ve yeniden başlamada, küllerinden yeniden doğmada mahirler ama
neden sürekli bu tür zor ve çetrefilli işler hep kadına kalıyor? Bi sormak lazım,
neden erkekler tarafından kül haline getiriliyor kadınlar ve neden küllerinden
yeniden doğmak zorunda kalıyor? Ya da şöyle sorayım, bırakın dizileri, bakın
etrafınıza, duyduklarınıza, boşanmalarda en çok zarar gören, mağdur edilen/olan
kadınken neden erkekler için daha kolay hayatın kalanını idame ettirmek?
Bu sezon seyrettiğim üç dizide de güçlü kadınlar ve şerefsiz
kocalarının çok gerçek ama esasen senaryodan ibaret hikayeleri bana bunları
düşündürdü dün gece ve sinirlendim de çok..
Allah cezanızı versin Naim, Reha ve Timör, bi düşün şu
güzelim kadınların yakasından yahu 😉