3 Kasım 2016 Perşembe

RUHA ŞİFA NAZARLIKLAR..

Pek çok şey var bu sıralar hayatımda. Tek tek çözümlenmesini beklediğim. Hayırla sonuçlansın diye dua ettiğim. Bu bakımdan sana verecek eğlenceli, neşeli, sürprizli haberlerim -henüz- yok.
Ama bu nazarlıkları sana göstermem gerekiyor yine de ;) Ve farkettim ki dar zamanlarımda ortaya çıkanlar inadına daha neşeli, daha coşkulu ve daha renkli. Ve elbette daha yaratıcı ;) Bak şimdi sen şunlara ve samimi olarak söyle bana, haksız mıyım?
Bir de rica, belki içinizde okuyanlar arasında bana yardım edecek biri vardır. (Ki biliyorum çok azaldınız, haklısınız, bloglar eskisi gibi moda değil artık.) Kurumsal, iyi bir firma, marka ile anlaşıp, nazarlıklarımın öyle bir yerde halka arz edilmesini istiyorum. Çok şey mi istiyorum Allasen sevgili okur? ;) Var mı bildiğin öyle bir yer?
Gel bakalım birlikte şimdi ;)


NAZARLIK
Her şey mavi-turkuaz bir nazarlık fikriyle başladı. Instagram takipçilerimden sevgili Pompomdolls verdi fikri. 
Sonra ortaya bir turuncu nazar boncuğu, etrafına kırmızı kum boncuklar. Sonra? Sonrası yok, kayboldum sonrasında, aklıma, elime, kalbime ne gelirse ;) 

NAZARLIK
Bu kadarı bile yeterken aslında ;) 

KANAVİÇELİ NAZARLIK
Kim işlemiş o kanaviçeyi, çeyizi için hazırlamış ve hangi eskimiş çarşaf ya da yorgandan kesmiş sonrasında bilmiyorum. Elimde böyle uzun bir parça kanaviçe vardı ve ben kanaviçeli nazarlık denemeyi ne zamandır istiyordum.
Altındaki dantelle, boncuklarla, çok bizden bir nazarlık daha.. 


NAZARLIK
Kolyeli gibi di mi? İlk yaptığım nazarlık modellerinden. Aslında o saç örgülü kısım asma yeri olacaktı ama tam o kenar boyunda olunca ve orada çok güzel durunca dikiverdim ;)


DRIFTWOOD NAZARLIK
Ve bence driftwood nazarlıklarımın en güzel modeli :)
Yeni açılan bir eczaneye hediye götürülmek üzere seçildi :)
Oyaları eklerken nazarlıklara kısacık bir an "yazık mı ediyorum güzelim oyalara?" diye düşünürken sonra "sonuç çok güzel olacak, üzülme!" diyorum ve sonuç da hep çok güzel oluyor, oyalar nazarlıklara ziyadesiyle yakışıyor.

Not: Oyalar annemden, teyzemden :) Annem köyde Sadiye teyze'den de almış bi sürü yeni oya :) Çok sevindim ve çook heyecanlandım. Eski tülbenterinden çıkan oyalarına talibim sevgili okur :) 

Dur bak iyi aklıma getirdin, anneme söyleyeyim eski kanaviçeleri de çıkartsın ve çıkarttırsın sandıklardan :) 


Dipnot: Başlığı yazarken düşündüm de keşke sahiden şifa olsa bu nazarlıklar etraftaki ruh hastası insanlara! 

Enbidipnot: Güzel, neşeli postlarda, hep güzel haberlerle görüşmek üzere sevgili okur, muhabbetle... 

20 Ekim 2016 Perşembe

NAZARLIK...

Bloğun bendeki karşılığı, anlatmak, yazmak, dertleşmek  olsa da bu kez sadece son zamanda yaptıklarımı paylaşayım sizinle. Dar günlerdeyim biraz, geçecek biliyorum ama geçene dek yazıp da bloğun keyifli havasını bozmayalım Sevgili Okur...
Gel sen bu renk cümbüşüyle neşelen azcık ;) 


NAZARLIK
Pazenin üzerindeki çiçeklere azcık boncuklar takarak, deniz kakukları dikerek, kenarlara koyduğum sedef pulları boncuklarla kumaşa tutturarak, uçlarına envai çeşit, boncuk, mirik çanlar, aralara ince keçelerle hazırladığım muskalar ve saire...
Yalnız farketmişsinizdir boncukların sağ ve sol eğimleri farklı, olsun, sağlık olsun, böyle de çok güzel zaten ;) Kusursuzluk yaradana mahsus değil mi hem? 

DRIFTWOOD BONCUKLU SÜS
Nedir driftwood un tam karşılığı, bilsem de onu kullansam...
Bu da böyle yükte ağır pahada hafif bir duvar süsü. Ağır çonkü boncukların amamı cam boncuk. Aralara şeffaf kum boncuklar ekledim. O kalpli olan kısmı sonradan ekledim. Boş kalınca o kısım, diğerlerinden farklı bir sıra olsun istedim, böyle oldu... 

DRIFTWOOD NAZARLIK
Bu nazarlık da ilk ikisine oranla son derece sade. Kırmızı ve mavi tonlarında, çok yakıştırıyorum çünkü bu iki rengi birbirine. Bu da böyle bir deneme işte... 

DRIFTWOOD NAZARLIK
Oya, bu nazarlığın esas kızı o güzelim oya işte :)
Püsküller de ayrı güzel yapıyor nazarlıkları, fikri veren Gülay arkadaşıma selam olsun :) 

Not: Nazarlıkları Dükkana ekledim. İlginizi çekerse şurada

Dipnot: Unutuyordum neredeyse, Burcu'ya söz vermiştim halbuki

ANAHTAR
Bu anahtarı hatırlayan var mı içinizde? Geçen yıl Salı pazarından büyük bir hevesle almıştım da ne yapacağımı bir türlü bilememiştim hani! İşte vakti saati geldi, çok sevgili bir arkadaşıma ev hediyesi oldu. Anahtarları çok sevdiğini bildiğimden bu anahtarı aldım elime, sadece bir minik nazar boncuğu ekledim ve hayal ettim! Boş bir duvarda etrafında kırmızı bir çerçeve ile... Arkası duvar olsun dedim, bu kadar sade olsun istedim. Çerrçeveciden hayalime en yakın bulduğum çerçeve bu oldu. Bence çok da anlamlı oldu. Öyleyse dileyelim önünde beklediğimiz tüm kapılar bir bir açılsın, dileklerimiz karşılık bulsun... 
Enbidipnot: Az daha unutuyordum, geçen hafta sizlerin de tanıdığı güzel dostlarla buluştuk :)
Esra,

EMİNÖNÜ'NDE BİR GÜZEL BULUŞMA
Esra (bloğunu kapattı :(, cafe mola (aralıklı olsa da yazıyor çok şükür :) Mehtap Abla (Uzun zamandır yazmıyo :(  Sema (Uzun zamandır o da yazmıyor maalesef)
Çok güzel bir buluşmaydı :) Fotoğraftaki herkes bana bloğumun hediyesi :)
Yeni buluşmalara inşallah...

14 Ekim 2016 Cuma

AŞURE

Aşure yaptım dün akşam, önceki gece suda bekletttiğim buğday, nohut ve fasulyeyi, sabah erkenden bir taşım kaynatıp, akşam iş dönüşü bir güzel pişirdim. Tarifi tam şurada. Bilmeyenler için çok ayrıntılı bir tarif... Ve garantili :)
Mutlaka deneyin, korkmayın, annenizden, komşunuzdan beklemeyin, bu sene siz yapın, dağıtın, bereketlenin :)

Ezcümle aşure iyidir, hoştur, zenginliktir, berekettir, yapın e mi?

Öyleyse buyrun bu yıl ki aşureli fotoğraf galerime :) Belki heveslendirir tereddütte kalanları...


NAR-I AŞURE

AŞURE
Komşulara...

AŞURE
Kendime... 

AŞURE

12 Ekim 2016 Çarşamba

HOŞGELDİN 45 YAŞIM...

Betûl Mardin'in bir ropörtajında okumuştum, Araba kullanamıyormuş, Araştırmış sonra nedenini, yani araba kullanma yeteneğinin olmamasını. Doktor, tetkikler yapmış ve araç kullanma ile ilgili ya da mekanik şeyleri kullanmakla ilgili beynindeki ilgili merkezin zarar gördüğünü tespit etmiş.. Çocukluğunda dadısından başına aldığı darbeler yüzünden olmuş bu da. O yüzden araba kullanamıyormuş. -Bu röportajı bulmaya gayret ettim size,  tam O'nun cümleleriyle aktarayım diye ama bulamadım. Bulan olursa yoruma eklerse çok makbule geçer Videosu şurada Emel Türker'e çook teşekkürler paylaştığı için 🙏  :) -
İşte o günden beri, yani bunu öğrendiğim günden beri çocukluğumda kafama aldığım darbeleri tek tek düşünüyorum. Yok benimkiler şükür Betûl Mardin'inki kadar trajik değil. Bir kez dedemin evinin önündeki dutun altında yüksek bi taş vardı, ordan kafa üstü düştüm. 5-6 yaşlarıydaydım sanırım. Canım yanar diye babam dikiş attırmamış, saçlarımın arasında birkaç santimlik saçsız bir kısım var o günden hatıra. Sonra bir kez kafama soba borusu düştü evde otururken. Yine köydeydik. Sonra başka bir zamansokakta çocuklar kendi aralarında taşlı kavgaya tutuşmuşken, kafama gelen bir taş kafamı yardı ama öyle çok fena değil. Bir kez de ilkokul birinci sınıftayken Yalova'da Elif'le kağıt Şebnem bebeklerinden arıyorduk kırtasiyelerde de, hani bulamamıştık bi türlü, Eskibursa caddesinden karşıdan karşıya geçerken, o çoook uzaktaki araba meğer o kadar da uzakta değilmiş de bana çarpmış, kaldırıma fırlatmıştı, hani her yerim morarmış, burnum kanamıştı. O zaman belki? E bunca şeyden biri mutlaka ama mutlaka beynimin o merkezine zarar verdi ki, ben de araba kullanamıyorum. Biliyorsun işte nasıl kullanamadığımı epeski postlarda, bolca anlatmıştım Bilmeyenler için şu kadarını söyleyeyim, sileceğin yerini bi saat arayıp, tesadüfen elim çarpınca öğrenen, arabanın burnunu sol yerine hep sağa döndürüp, yanlış yöne giden hep benim... Vazgeçtim zaten, araba kullanan kadınlara gıptayla bakıp, evvelden "O kullanıyorsa, ben hayli hayli kulanırım!" diyen ben O"na çok hayranım şimdi.
Şuraya geleceğim sabredip buraya kadar okuduysan şayet. O merkezle birlikte başka bir merkez de hasar gördü sanırım bende. Şöyle ki, matematik öğrenme merkezim bırak hasarı, sanki yokolup gitmiş beynimden. O kadar ama o kadar sıfır ki matetamik zekam kesin o kısım bende kayıp. Yoksa insan çarpım tablosunu bilmez mi yahu! Yani biliyorum biraz, 6'lara kadar biliyorum sadece ama :(
Halbuki ne derler, matematik hayatın kendisi! Matematik öğretmenleri, matematikçiler bence çok kutsal, çok ulaşılmaz, böyle ilahi insanlar benim için...
Oradan da şuraya bağlayacağım. Acaba benim tarihleri aklımda tutamamam bu matematik merkezimin olmamasından mı acaba? Doğum günlerini bilmiyorum kimsenin. Yani çocuklarım, kocam, Elif ve Uğur dışında. Bi de Şebnem'inkini biliyorum çünkü kocamdan bir gün önce doğmuş. Arzu'yu da biliyorum çünkü Elif'le aynı gün doğduğu için. Bi de Nurcan'ı biliyorum, o da Nehir'den bir gün sonra doğduğu için.... Ha, bir de Aslı var, o da kankardeşim diye ezberleyebilmişim sanırım... Onun dışında, Mart'ın başıydı galiba,  sanki, Haziran'dı ama kaçıydı, Akrepti ama kaçıydı ayın? gibi deli sorular kafamda doğum günlerine dair.
Ayıp biliyorum, ezber etmek lazım, olmadı not almak lazım!
Bu yüzden doğum günümü kutlamayanlara hiiiç darılmıyorum, unutanların canı sağolsun, elbet bundan çok daha mühim şeyler var.. Ama bari annem babam hatırlasa :(((
Doğum günüm bugün benim, inanmazsın ama tam 45 oldum sevgili okur! Hasarlı, masarlı, merkezleri eksik ama şükür ki böyle yaratılmışım. Çok memnunum kendimden çoook! :) Sağlıkla, mutlulukla, sevdiklerimle çok yaşayayım inşallah :)




Not: Geçen gün Colette - Nilgün öğretmenime de benzer şeyler yazdım, sana da tekrar edeyim. . Bloglar sevdiklerimize yazılan, uzun, özenli mektuplar gibi, instagram ise kapıdan çıkarken son anda akla gelenleri post-it e yazdığımız acele notlar gibi... Buradan hareketle seni uyarıyorum. Bu beynimin eksik gedik merkezleriyle ilgili yazdıklarım aramızda, Ayşe'den Fatma'dan duyarsam senden bilirim haberin olsun ;)
Dipnot: İlkokul 1 ne zormuş arkadaş! O e'ler, 1'ler, eğik çizgiler! İki sayfalık ödev 3 saate sığmazmış :((
Enbidipnot: Youtube videolarında abone sayısı 700 olmuş, n'aber :) Yeni videolar da eklendi, bak bi istersen ;)

27 Eylül 2016 Salı

ANLATAYIM BİR BİR ;)

Kankası varmış :) Adını diyemiyor ama haklı, ben bile zor diyorum; Abdülbaki!
Okulu seviyor musun Ali Deniz, "Seviyorum, kankam da var!" Nasıl rahat bir çocuk (Maşallah diyoruz hep birlikte) korkusuz, sosyal, cesur! İnşallah hep böyle olsun. Daha 3 yaşındaydı kreşe ilk gittiğinde! İlk gün istemez mi çocuk anne-babasını yanında, yamacında, istemedi valla, ilk kez gittiği kreşe her gün gittiği yermiş muamelesi yaptı, el salladı, "Gidin siz!" dedi ve biz de gittik...
Anneler okul çevresinde hep, gruplar halinde bekliyorlar çocukları, bir ihtiyaçları olur, ağlarlar, yakınında olalım diyorlar sanırım. Ben çalışıyorum, böyle bir fırsatım hiç olmadı diye mi benim çocuklarm okul konusunda bu kadar uyumlu, yoksa yaradılışları mı böyle te en baştan. Bu çözemediğim bir konu ama bazen ben de o annelere özeniyorum be sevgili okur! Çocuğumu okula ben bıkarayım, ben alayım istiyorum. Ama buna fırsat çok yok, ki yine de iş konusunda hep şanslıydım, düzgün mesai saatleri, her resmi tatil, idari izinden faydalanmak, gerektiğinde zorlanmadan izin alabilmek, uzun yıllık izin... Şükür...
Yaz bitti, upuzundu tatilim ama yine de bitti işte ;) Güzel de oldu çok şükür, benim havalarım geldi işte, böyle hafif üşümeli, üzerine hırka, ayağına çorap havaları geldi. Okullar da açıldığına göre, erken yatan çocuklar geldi, eve düzen, nizam, intizam geldi. Uzun kış geceleri, bereketli, üretimli, boooll, boncuklu, keçeli akşamlar geldi :)
Babam ameliyat oldu, ciğerinin yarısı gitti. Ama babam güçlü, dayanıklı, kalan ciğeriyle -inşallah- uzun yıllar daha sağlıkla yaşayacak.
Nehir voleybola başladı, hafta sonları iki gün kursa gidiyor. Geçen yıllarda benim yüksek lisansım yüzünden hafta sonları çocukları kursa götürmeye fırsat olmuyordu ama bu sene inşallah aksatmadan devam etmesi niyetimiz. Okuldaki kursa kalmak istemedi, ben de zorlamadım. Zaten bütün gün okulda, günah ayol ;) Pek çok veli etüte, kursa, hafta sonu takviyesine taşıyıp duruyor çocukları ama ben üzülüyorum biraz bu durumdaki çocuklara. Çünkü adı üstünde "çocuk" bunlar. Gerçi yazın kitap da okumadı hiç, ona zorlayaydım iyiydi ;)
Biz iyiyiz yani Sevgili Okur, çok şükür iyiyiz. Çok yoruldum geçen haftalarda, işler çoktu ama şimdilerde yavaş yavaş sakinleyecek. Daha da iyi olacağım, daha çok yazacağım inşallah ;)
Bugün de evlilik yıldönümümüz :) Kutlu, mutlu olsun, bin yıl sürsün inşallah :) Mevzuyu şurada anlatmıştım, okumayanlar varsa buyursunlar :)

Diyeceklerim şimdilik bu kadar, daha sık görüşmek ümidiyle. Ki öyle de olması lazım, bu bloğun da bi canı var, günah! Küstürmeyelim 5 yıllık bloğumuzu :)
O zaman fotoğraf  galerisine alalım sizi ;)

PAZEN NAZARLIK
Köyde, bizim bahçede fotoğrafladım :) Ne güzel bütünleşti doğayla ;) 

LOHUSA TACI

TAKI YASTIĞI ÇİÇEĞİ İLE 

YAKMA ÇİÇEKLİ KAPI SÜSÜ

ARABA NAZARLIĞI

PAZEN NAZARLIK

PAZEN-KEÇE ÇANTA
Bir yüzüne böyle pazen kumaş diktim ama aslında aralarda boncuklar var, karanfillerin bazılarının etrafında da siyah dikişle kontürler :)  İlk kez denedim bu model çantayı ve çok da sevdim :) 

BAYRAM ÇOCUKLARI

YAKMA ÇİÇEKLİ KOLYE YAPTIM AMA DAHA ZİYADE YAKAYA BENZEDİ.

BÜYÜK OKULA BAŞLAYAN GÜZEL ÇOCUĞUM :) 

PAZEN NAZARLIK
Püsküllere dikkat :) 

KEÇE MINION
Youtube kanalında anlattım yapımını, Ali Deniz'le birlikte :) Merak edenler için şurada 

BONCUKLU DRIFTWOOD

YAKMA ÇİÇEKLİ KAPI SÜSÜ

ANNESİ-KUZUSU

Kal sağlıcakla sevgili okur, muhabbetle...

Not: Fotoğdaflar karışık, manasız bir sırada, çok pardon :)
Dipnot: Eski yorumları yanıtlayacağım inşallah tez vakitte, bu sizleri yeni posta yorum yapmaktan alıkoymaz umarım :)
Enbidipnot: Allah tüm çocuklarımıza zihin açıklığı, anne-babalara enerji versin :)

5 Ağustos 2016 Cuma

2016 YAZ...

Bayram haftasının ardına ekledim mi üç hafta, bayramla etti mi sana dört hafta! Araya bir hafta (yani bu hafta) iş, sonrasında da gelecek olan üç hafta daha tatille etti mi sana bu yaz tatili 2 ay ;) Temmuz-Ağustos komple tatil :) Yaşasınn... En çok da çocuklar için tam süper oldu ;) Nehir ve Ali Deniz bu hafta köydeler. Nehir çok mızmızlandı, hiç işine gelmedi ama Ali Deniz gayet rahat bir şekilde, ben kalırım, tek başıma kalırım ayakları yapınca rahattık ama ne oldu derseniz iki gündür telefonda sürekli ağlayan bir Ali Deniz "Annemi istiyoyumm, şimdi istiyoyumm, hemen gellll!" Bolca da düştü bu iki günde, psikolojik olarak çöktü de çocuğum dengesini mi kaybetti bilmem, durmadan, düşme haberi geliyor telefonda... Bugün dönüyorum neyse ki yanlarıma, bin şükür...
Yazamadım sevgili okur, sana olanları anlatmak, konuşmak, halleşmek istiyorum ama bir yandan da nasıl zor yazmak...
Diplomamı aldım mesela, bak aşağıya ekliyorum fotoğrafı. Ama lütfen tebrik etme tekrar tekrar bunum için beni :)  çok ettin daha önceki postlarda, benimki biraz görmemişin diploması olmuş misali ;) Ki 44'ünde alınca biraz öyle oluyor tabii ;)) Dibine kadar keyfine varıyorum, çok mutluyum çoook :)
Deniz, köy, sahil, dondurmacı arasında geçti günler... Kara günleri, dar günleri saymıyorum, saymayacağım, yorum da yapmayacağım, hayır olsun diyeceğim sadece, tekrarından ve beterinden saklasın Rabbim.. Bir de çok şükrettim o günleri İstanbul'da geçirmediğimize...
Yalova'dayken bütün tahlilleri, tetkikleri yaptırdım yine, haftada iki günü hastanede geçirsem de, çok önemsiyorum o yüzden hiç zor gelmiyor. Her seferinde, "Bu da iyi çok şükür, bu da bitti!" diyerek seviniyorum :) Yalnız o MR ne pis bişeymiş yahu! İlk kez girdim "Dandandan, dındındınnn" bi değişik sesler :( Kıpırdamadan durmak da zormuş, burnum kaşınınca anladım :) İhmal etmeyin siz de, tam ne zaman dediyse doktor, o zaman yaptırın kontrolleri e mi? Benimkiler biraz sık sık ama yapılacak bişey yok...
Ali Deniz'in doğumgününü kutladık köyde. Çok yaşasın çocuğum, mutlu, sağlıklı, neşeyle, sevdikleriyle çok yaşasın inşallah, tüm çocuklar gibi :)

Ve ben yine nazarlıktır, çiçekli tokalardır, magnet evlerdir, pek çok şey yaptım tatilde de ;) Buyrun bakalım sizi resim galerime alayım :) YAZ 2016


DİPLOMALI ESEN :) 

MAGNETLER


MAGNETLER

ANAHTARLIKLAR


ÇİÇEKLİ TOKALAR



BU DA GEÇER YA HU...
Bir güzel arkadaşa hediye yaptım. Kimin ne derdi varsa, "Bu da geçer Ya Hu!" diyorsa içinden tez vakitte geçsin, feraha ersin inşallah... 


TEKMİL-İ BİRDEN.1.. 


TEKMİL-İ BİRDEN 2



KUZULAR TERMAL'DE

İNCİR :) 

İNCİRDE BEN :) 

KARADUT BİTMEDEN YETİŞTİK :) BAHÇE MAHSULLERİ :) 
DOĞUM GÜNÜ ÇOCUĞU


YORULANLARA HİZMET SONSUZ :) 

NEHİR'İN GÖZÜNDEN :) 
MAŞALLAH ALAYIM BU FOTOĞRAFA :) 

Unutmadan canım Esracığımın güzelim hediye defterlerini paylaşayım seninle. Nasıl mutlu oldum pakedi açınca, nasıl heyecanlanıp, duygulandım ve dahi gözlerim yaşardı, tarifi zor... Ben sadece o siyah defteri beklerken, benim zarif arkadaşım yanına bir de daha önce görüp çook beğendiğim o güzelim kırkyamalı, binbir emekli güzelim defteri de eklemesin mi :) Mezuniyet hediyesi göndermiş bana. Kepli bir de tebrik kartıyla. Hep söylüyorum, yetenek, yaratıcılık, marifet evet ama bunlara ek olarak bir de nasıl zarif nasıl zevkli, nasıl güzel kalpli bir arkadaşımsın Esraaa :) Çok seviyorum seni çoook, dünya, ahiret yanıbaşımda ol inşallah canım...

Diliyorum yazın kalanı umduğundan daha iyi geçsin Sevgili Okur...
Kal Sağlıcakla...

17 Haziran 2016 Cuma

BLOG DEDİĞİN ;) BİR KOLAY PİZZA TARİFİ :)

Ses veriyorum :)
Vermem lazım,  zira sen oku diye yazıyorum ancak bir yandan da arşiv niyetine de yazıyorum bu bloğu... Şöyle ki, diyelim ki ramazan geldi, benim de bayat pidelerle "pideli pizza" yapmam lazım geldi. Nerde tarif? Orda yok, burda yok, defterde yok, buzdolabının üzerinde yok, dolabın üzerindeki bir ton tarif arasında da yok! E o zaman bir müddet sonra oraya buraya bakmak yerine direk bloğa bakıyorum. Ve hatta gogıl a diyorum ki "hobici geldi hanım pideli pizza" hoop, önümde ;) Aşure yapmayı çok seviyorum ve artık adın gibi biliyorsun ki fevkaladenin fevkinin de fevkinde yapabiliyorum ama ezbere değil, Açıyorum canım bloğumu, buluyorum tarifimi, çekiyorum fotoğrafını misler gibi yapıyorum. Mutfakta yaptığım pek çok şey için benim aklı selimimi korumam için şart bu blog :) Fotoğraflar için de aynı şey geçerli, eski fotoları çekip çekip alıyorum bloğumdan...
Böyle bir şey vardı, neydi adı yahu, hani sorular var sen cevap veriyorsun, hani bazı bloglar "göndermeyin" yazıyordu ana sayfalarına? Bilemedim şimdi, işte ondan yapmış gibi oldum, "Neden blog yazıyorsunuz?" sorusuna cevap gibi. Unutmadan diyeyim en çok da çocuklarıma hatıra diye, bi de hobisel gelişim açısından nerdeydin, nerelere vardım gibi de aslında. Ne düşünüyosun bu her kelimenin sonuna -sal, -sel eki getirilmesine ben illet oluyorum. Zannediyorum uydurma onlar, yok yani Türkçe'de bu kadar sal ve sel li kelime ;)
Her neyse, köye gittik geçen hafta, pasta kestik yüksek lisansım münasebetiyle :) Videolar çektik, duta doyduk, ağaç evde çocuklarla takıldık ;)
Göstereyim mi resimleri ;)
Sonra da son dönem yaptıklarımdan göstereyim ;) Yani arşivleyeyim demek istedim :) Sen şahitsin di mi, ilk yaptıklarımdan başlayarak vardığım nirvanaya :)))
Yalnız resimler karman çorman her zamanki gibi, idare ediverelim :)

PAZEN NAZARLIK

GELİNCİKLİ KEÇE ÇANTA

GELİNCİKLİ KEÇE ÇANTA

PAPATYALI TAÇ

YAKMA ÇİÇEKLİ KAPI ÇELENGİ


KAPI ÇELENGİ
Daha önce göstermiş miydim bu çelengi?  
MAYISTAN BİZE KALANLAR 

MAYISTAN BİZE KALANLAR 2

KÖYDE OYUN EVİ'NDE

ALİ DENİZ KUZUSU

KÖYDE OYUN EVİNDE KUZENLER :) 

GELİN TACI

NEHİR 5.SINIF  KARNE HATIRASI

KÖYDE YÜKSEK LİSANS KUTLAMASI 

PİZZA
BONUS :)
KOLAY PİZZA TARİFİ
Aylardır sana anlatamadığım pizzanın tarifinde sıra :) Kendime arşiv sana da bir kolay yemek :)
İlkin, 1 çorba kaşığı instant mayayı, 1 tatlı kaşığı toz şeker, 1 çay kaşığı tuz ve 1,5 su bardağı ılık su ile karıştırıyoruz. 15 dakika mayanın kabarmasını bekleyip, 2 yemek kaşığı zeytinyağ ve aldığı kadar unla yumuşak bir hamur yapıyoruz ve üstünü mutfak beziyle örtüp, mayalanması için sarıyoruz güzelce. Ben Ali Deniz'in odasındaki büyük yastığın altına koyup, etrafını yastıkla destekleyerek bekletiyorum. Bilmem bu bilgi ne kadar işine yarar :) Sen ben gibi tembelsen işine yarar, yok hamarat bir kadınsan, çıkarırsın battaniyeyi dolaptan güzelce sarıverirsin yoğurt mayalar gibi :))
1 saat mayalanınca iki katına çıkıyor hamur. Önce güzelce tekrar yoğurup, unladığın tezgah üzerinde açıyorsun güzelce. Bu ölçü büyük yuvarlak tepsi için bu arada. Sonra üzerine 1 büyük domates ve biraz salça ve mutlaka fesleğen karışımını sürüyorsun güzelce. Üzerine de önce kaşar, sonra Allah ne verdiyse ;) 200 derecede 20 dakika kadar pişiriyoruz ama arada bakın yanmasın. Fırından çıkarmadan önce de üzerine tekrar kaşar serpiyoruz ki yerken meşhur pizzalar gibi uzasın kaşarlar :)
Ne kolay di mi, yapsana sen de :) Bak gör sonra ev ahalisi nasıl durmadan isteyecek :)
Bizde durum böyle en azından ;)
Püf noktası dersen "felseğen"


Not: Çok hızlı yazdım ve okuma şansım olmadı, sonrasında düzeltirim ama şimdiden sürç-i lisan ettimse affola...
Dipnot: Bütün çocuklara ve dahi bizlere iyi tatiller :) 
Enbidipnot: Pizza diyorum, nefis diyorum, hadi diyorum...

Kal sağlıcakla Sevgili Okur

Bunlar da var...

İlginizi çekebilecek bağlantılar.