28 Haziran 2015 Pazar

Sen söyle Sevgili Okur; Ruhun Kaç Oda, Kaç Salon?

Keçe Ev Magnet
Hangi ara vazgeçtik nohut oda-bakla sofa evlerden, hangi ara 3+1 lere sığamaz olduk. Oturma odası aynı zamanda çocuk odasıyken, 2 kız bir oğlan çekyatlara, divanlara güzelce sığarken, hangi ara "kıza ayrı oda lazım, oğlana ayrı" demeye başladık... Halbuki ne kıymetliydi o divan benim için, etekleriyle, üzerinden sürekli kayan örtüsüyle ne kıymetliydi, kuş tüyü yataklar misali... Pedagojik olarak mı yöneldik büyük evlere, "katiyyen olmaz, kız-oğlan aynı odada" diye kim fısıldadı kulağımıza, olmuştu halbuki, hem de ne şahane olmuştu...
Evler küçük ama işlevi çook büyüktü, her sömestr, her yaz, mutlaka birilerine yatıya gidilirdi ailecek. Hem de öyle iki üç gün değil, bazen günlerce... Sığardık yahu, herkes başını koyacak bir döşek bulurdu işte, şimdi ıssısız, yalnızız eskiye oranla ama ne gam evlerimiz en az 3 oda bir salon :))

Evlerin metrekaresi kesmedi bizi, balkonları da içeri dahil ettik, pimapenlerle kapadık, esmez oldu balkonlar, çiçek yetiştirilmez oldu ama ne gam, balkonlu oda koskocaman :))) Ayol ruhumuz sıkıştı, evin metrekaresinin ne manası var? Ne koyacağız içine, nasıl dolduracağız, "bak şu köşeye bir berjer takım daha yakışır" diye diye sıkıştırdık ruhumuzu...
Sitelere hapsolduk (rüyamda gördüm geçen akşam, biz de taşınmıştık bir siteye, adımını atıyorsun evden, hooop havuzdasın :) Lakin öyle ücra bir yer ki, kendi kendime "İşe nasıl gideceğim burdan, servis de geçmez ki!" diye pek dertlendim) Güvenlikli, yüzme havuzlu, sosyal tesisli, spor salonlu, çok aidatlı - ne gam güvendeyiz ya işte- o koskocaman sitelerin içine tıktık ruhumuzu...
Önceden çocukların güvenliği apartmanın en alt kat komşularındaydı, daha da başka tedbire gerek yoktu, herkes, herkesin çocuğuna göz-kulaktı çünkü...
Diyeceğim o ki, bu benim evler böyle böyle müstakil evler ya, hani tek katlı, bilemedin en fazla iki katlı, işte hep de böyle kalacaklar, kentsel dönüşüm de gelse, bunların katları üçe çıkmayacak Sevgili Okur, sana söz karadenizli müteahhitlere yenik düşürmeyeceğim güzelim evlerimi :))


Keçe Ev Magnet


Keçe Ev Magnet



Keçe Ev Magnet


Keçe Ev Magnet


Keçe Ev Magnet


Keçe Ev Magnet


Keçe Ev Magnet

Keçe Ev Magnet

Resim yazısı ekle


Keçe Ev Magnet
Bu evlerin yapılışıyla ilgili Youtube videom şurada :) Aboe olmayı unutmayın. 


YAKMA ÇİÇEK
Gitmeden sana uzun zamandır ara verdiğim yakma çiçeklerimi de göstereyim :)
Mutlu Haftalar, kal sağlıcakla Sevgili Okur...

Not: Bu evleri senin için yaptım Serpilcim, umarım sen de benim kadar seversin :) 

23 Haziran 2015 Salı

Yetti Gari! Yazıvereyim Bi Dedim...

Yıkanması gereken günde "Anne, yayın yıkayanım, yütfen, yütfeeen!" diyen kuzu -dün gece ablasının tatile girmesiyle bozulan  düzeni sayesinde- gecenin 11'inde henüz uyku muhabbetini bile ettirmezken "Anne, yıkayayım, yütfen, yütfennn!" "Oğlum delirdin mi gecenin bu saatinde ne yıkanması, uyuycaz şimdi!" "Anne, kıyma kalbimi, yütfennn!" O minicik el bu esnada kalbinin üstünde olmayaydı zor yumuşardım ama kıyamadım, kırmadım kalbini ;)

Nehir ilkokuldan mezun oldu, ben derslerimi verdim, Ali Deniz'in karnesini soracak olursan "100'e kadar ritmik sayma-Gayret ediyor" dışında gayet başarılı :) Yahu bırak ritmik saymayı, dümdüz bile sayamıyoki çocuk, torpil geçmişler resmen :) 20'ye kadar gayet güzel gelirken, 26 da tökezliyor çocuğum, "yirmionaltı" deyiveriyor :)) Ne yapmalı acaba, "Nehir'in matematik zekası annesine çekmemiş şükür" diye sevinirken, bu mikrop bana mı çekti yoksa matematikte :(( Var mı bildiğiniz bi mentaldir, aritmetiktir, iyi bir kursçu :)) Sahi ne oldu şu mental aritmetik modası, biz kapılmamıştık o modaya ama hani çarpmalarla, toplamalarla kanal kanal dolaşırken, şimdi nerde bu mentalci süper çocuklar :)

İyiyiz yani, şükür bugünümüze...
Yaz geldi ama  mevsim yaz olduğunu idrak edemedi, Ekim kılığında bir Haziran yaşıyoruz, kızıyorlar bana ama ben gayet memnunum bu durumdan Sevgili Okur, zira sıcaktan bunaldığım, nefes almakta zorlandığım, en ücra hücrelerime kadar yandığım günler azalıyor bu sayede ;)

Aşağıda bir kısmını paylaştığım üzere ben yine taçlar yaptım çeşit çeşit, evler yaptım çiçekli çiçekli, nazarlıklar yaptım renkli renkli,  panolar yaptım sonra, içimden ne geliyorsa çok da tartmadan, kafama göre, kalbime göre çalıştırdım ellerimi... Ben, bildiğin Esen yani...

Yazayım bi dedim madem bıraktığımdaki gibisiniz neredeyse sayı olarak (iki kişi gitmiş sadece, gitmeselermiş keşke) madem hala soruyorsunuz, yazıp bir ses vereyim istedim, özledim de aslına bakarsanız yazmayı, sizleri... sağolun, varolun....



 





 
 
 
 




Sevgili Filiz Türkocağı'nın Pinterest'teki yeni deseninden ilhamla yaptım bu nazarlığı :)  Ki biliyorsun sevgili okur, Filiz Abla da benim bir keçe nazarlığımdan ilhamla kanaviçe deseni çalışmıştı :)
Görüşmek dileğiyle, kal sağlıcakla Sevgili Okur :)

Bunlar da var...

İlginizi çekebilecek bağlantılar.