13 Temmuz 2015 Pazartesi

KEÇE MAGNETLER

'Strestendir" dedi, halbuki internette yaptığım araştırmada "göz bozukluğundan" sonucunu çıkarmıştım. Dün saçımı boyarken Gürkan söyledi stresten diye, gözüm seyiriyor sürekli dedim, o da öyle dedi işte! "Hayır olsun" lardan geçtim çünkü çok seyiriyor, öyle çok ki hem de :( Sol gözüm! Doktora gitmem lazım ama bunun için de doktora gidilir mi? Düşündüm tanıdık göz doktoru var mı, telefonda danışabileceğim diye, aklıma bir tek Gülse Birsel'in abisi geldi :)) Yok artık, elbette aramadım, ona soracak halim yok Sevgili Okur :) Dur bakalım, eğer strestense, bu upuzun memleket tatilinde geçecektir, yok başka bişeyse bakarız artık hal çaresine...
Hayırlı kandiller olsun hepimize, Kadir Gecesi hepimizin dualarının, ibadetlerinin kabul olduğu gece olsun inşallah...
 
 
KEÇE MAGNET
Bunlar yeni magnetler, aşağıdakilere ek olarak yaptım :)  Çok eğlenceli magnet yapmak, hele böyle bi sürü olunca, çok eğleniyorum çook :)
 
KEÇE MAGNETLER
TEKMİL-İ BİRDEN :)

Buralar sana emanet, kal sağlıcakla sevgili okur, gönlünce geçsin bayramın, yazın...

Not: Önceki postta helal etmiyorum hakkımı demiştim ya, bu güzel günün hatrına ediyorum, ama yapmasınlar bir daha, benim kadar merhametli olmaz herkes hem...

10 Temmuz 2015 Cuma

YAKMA ÇİÇEKLİ AYNA VE BAYRAMLIK ÇİÇEKLİ TAÇLAR- BİR DE KUL HAKKI-

Kadın benim yaptığım nazarlıklarımı çok beğenmiş. Benim bizzat uydurduğum modellerin olduğu bir fotoğrafı öyle çok beğenmiş, öyle çok beğenmiş ki, kendisinin de keşke böyle bir fotoğrafı olsa diye düşünmüş! Bence kesin öyle düşünmüş çünkü kendisinin öyle bir fotoğrafı değil de, öyle güzel nazarlıkları olsun istese oturur bakaaa baka aynısını yapmaya gayret edermiş ve sonra da o yaptığı, emek vererek yaptığı nazarlıkların fotoğrafını çeker onu koyarmış instagramdaki profil resmi kısmına. Ama ne gerek varmış ki şimdi uğraşmaya, hem o fotoğrafın sahibi bir dipsiz kuyu olan ig'de onu mu bulacakmış, bulacakmış da "Aaa, ama bu benim fotoğrafım, benim nazarlıklarımın bizzat "ben" tarafından çekilen fotoğrafı ama bu! Lütfen kaldırır mısınız profilinizden!" diyecekmiş! Allasen bi de o dipsiz kuyuda o fotoğrafın sahibi kişiyi mi bulacakmış takip isteği gönderecek, kendi kendini mi ele verecekmiş! Olsun, varsın olay tastamam böyle vuku bulacak olsun! O da kadına dermiş ki "Nerden senin oluyormuş? Nazar boncuğu her yerde var, Eminönü'nde almayanın kafasına atıyorlar!" ve sonra  mağdureyi de bi güzel engeller, yorumunu da siliverirmiş, aradan 1 ay geçermiş ama profilinde hala o kadının en altta göreceğiniz nazarlıkları "sipariş alınmak üzere" mutlu_keceler sayfasında durup dururmuş. Ne zormuş yahu meşhur olmak sevgili okur, hani insan çok kısa, hani saniyelerle ifade edilecek kadar kısa "beğenilmiş demek ki, e taklit edildiğine göre epey bi beğenilmiş" diye gururlansa da, sonra "olur mu yahu, bu benim ama, lütfen yani, emeğe bi küçük saygı!" deyiveriyor.
Yapma demiyorum, yapabiliyorsan, ruhunu katarak ne çıkarsa artık ortaya, taklit etmeyi dene, ona sözüm yok bak, biliyorum ki benim özgün modellerimi -ki bunu pek çok kez  sanal alemde de  gerçek alemde de tanıdıklarımdan duydum ve gördüm- yapanlar ve para da kazananlar var. Kazansınlar, belki ihtiyaçları var, belki o sayede pinti kocalarının ellerine bakmıyorlar, belki çocuklarının nafakalarını çıkarıyorlar, bilmeden bir faydam dokunuyor belki birilerine... Ama gözünü seveyim kadın, sana açık açık benim dedim, kaldır dedim, kalktın bi de zeytinyağ gibi üste çıktın, ayıp ama bak! Ben şimdi desem ki sana helal etmiyorum hakkımı, n'apacaksın ;) Etmiyorum işte bak bu mubarek günde, bi gıdımcık da olsa etmiyorum!

İçimde kaldı bu ne zamandır,  yazayım buraya da, denk gelir belki burda da okur kendileri :(

Sana aslında son yaptıklarımı göstereyim diye geldim, dur göstereyim ;)


YAKMA ÇİÇEKLİ AYNA
10 yıl kadar önce yaptığım bir duvar süsüydü bu ayna, altta gördüğün üzere nazar boncukluydu, uzun yıllar girişte aynanın üstünde asılı kaldı. Sonra geçen gözüm takılda, hazır evde de nazar boncuuğu stoğu bitmişken şunları bi söksem diye düşündüm.


İtinayla söktüm tek tek ve silikon kalıntılarını da azcık zahmetli de olsa temizledim.
Sonra o yukarda gördüğün stoktaki yakma çiçekleri tek tek yine sıcak silikonla yapıştırıverdim. Nazar boncukları da yeni procelerde kullanılmak üzere kutuda yerlerini aldı güzelce :)


ÇİÇEKLİ TAÇ
Sonra dedim hazır bayram geliyor, çocuklara hediye çiçekli taç yapayım :) Elimdeki tüm papatyaları böyle döktüm ortaya, tacı da çuval ipiyle sardım güzelce.


ÇİÇEKLİ TAÇ
Ve sonra tek tek yapıştırdım papatyaları, bir yana da güzel bir asma yaprağı :)

ÇİÇEKLİ TAÇ
Oldu mu sana papatyalı bir çiçekli taç :)


ÇİÇEKLİ TAÇ
Sonra dedim ki al önüne mor ve fuşyaları :)


ÇİÇEKLİ TAÇ
Yap şöyle, fuşyalı ve morlu bir taç :)


NAZARLIK
Sonra bu nazarlığı da balkondaki çiçeklerin üzerine koydum, nazarlanmasın çiçeklerimiz diye.
O altta görünen kuşlu süsü de Elif'e hediye ettim gitti, neden, çünkü o benden daha çok sevdi :)


KEÇE NAZARLIKLAR
İşte bu fotoğraf sana söylediğim :(
Mutlu geçsin hafta sonun, kal sağlıcakle Sevgili Okur

6 Temmuz 2015 Pazartesi

ÜÇ YEPYENİ KAPI ÇELENGİ BİR NAZARLIK ve GİDENLERİN ARDINDAN...

Sevgili Okur, hoşgeldin, bak bu kez seni neşeli kapı süslerimle karşılıyorum :) Hem de öncekilerden değişik bu seferkiler :) Yani değişik dediysem, aklıma bir anda geliveren renk renk kurdeleleri aynı anda çembere dolayıvermek gördüğün üzere :) Nasıl tatlı oldular ama, şeker gibi değiller mi sence de, neredeyse öylece bırakıverecektim çemberleri, hiç süslemeden, "az çoktur" diyerekten, bilhassa son çelenge bak bi, şu ortancalı olana, sence de çemberi sade kalsa bile olmaz mıydı?
Küsmüş de bir lüzumsuz sebepten, araya mesafeler girmiş iki sevgilinin, ayrı yapamayıp bir müddet sonra tekrar denemeye kalkması, hani sanki hiç sevgili olmamışlar gibi, baştan başlar gibi temkinli, hafif bir flört havalarında birbirlerine sokulmaları gibi hissiyatım... Ben kimselere küsmedim elbet, çok sevdiğim "gönül evim" bildiğim bloğumda yazmaya yeni yeni başlar gibi hissettim bugün. Başka başka şeyler yazmıştım ama sonra sildim, onları kulağına fısıldamak en iyisi... Kendim gibi yazmak olası değil artık, ne yazık ki öyle, size seslenmelerim "hobisever bir kadın" kimliğiyle... Zira kalbini bu kadar açık tutmak, şeffaf olmak, dilindeki ile kalbini bir kılmak makbul değilmiş anladım...
Sana yazmadığım 3 ayda önce Niyazi Enişte'yi kaybettik, hem de yeni taşındığı kendi evinin tadına varamadan, sonra canım arkadaşım, bin yıllık arkadaşımın eşini kaybettik. O arkadaşımın eşi olmaktan öte benim de can dostumdu... Nail kaptan 8 aydır boğuştuğu hastalığa yenik düştü, üstelik o da yeni taşındığı güzel evinin keyfini çıkaramadan...
Ardından görmeden sevdiğim, abla dediğim Cihan Abla'yı kaybettik. Sizler tanıyordunuz zaten onu, Cihan'ın Bahçesi'nin güzel Cihan Ablası işte... Kuşevlerine, etaminlerine, dikişlerine, motiflerine veda etti gitti ansızın. Tek teselli gencecik yaşta kaybettiği kızına, eşine ve annesine kavuştuğunu düşünmek. İçim sızladı vefatını duyunca... son yorumunda, 
"esencan...saka gibi!!!!!
inanamiyorum...nedenini anlayamadim
blog hic bir paylasimin yerini tutamiyor ...seni cok ozlerim ben...olmadi
vedalasmiyorum bak...."
yazmıştı...
Kaybettiklerimize Rabbim gani gani rahmet eylesin, huzurla uyusunlar...
Bloğa böyle üzüntülü şeyler yazmayı sevmiyorum, neşeli olsun, gülmeli, gülümsemeli olsun burda paylaştıklarım istiyorum ama ben büyüdükçe, yaşım koskocaman oldukça korkar oldum sevgili okur. Kendim için değil, ölüm hepimize, üstelik ölünce öldüğünü anlamıyorsun ki, uzun, serin uykulara dalıyorsun, başka alemlere uyanıyorsun ama kalanlara zor ölüm, misal annemin arkadaşlarını tek tek kaybedince yüreğim sıkışıyor, eyvah diyorum "eyvah"...
Yeter bu kadar, yazmayacağım daha fazla, özür dilerim seni de daralttığım için, iyi haftalar...
Daha neşeli yazılarda buluşmak dileğiyle...
 

KAPI ÇELENGİ



KAPI ÇELENGİİ



KAPI ÇELENGİ


KEÇE NAZARLIK

Bunlar da var...

İlginizi çekebilecek bağlantılar.