Geberdim sevgili okur, kelimenin tam anlamıyla Ge-ber-dim :(( Bayram tatilini yatak ve çok afedersiniz yüz numara (şimdilerde kibarcası "lavabo") arasında geçirdim.
Olay şöyle vuku buldu: Sizlere güzel güzel keçe nazarlıkları gösterdiğimin ertesi günü Nurcan ve Hülya ile buluştuk, aynı zamanda Nehir'le sır kafemiz olan, hep gittiğimiz kafede de birlikte iftar yaptık. İftar sonrasında "Antep Rüyası" adını verdikleri ama aslında bundan böyle kesinlikle "Antep Kabusu" olarak anılacak pastadan yedik, güldük, eğlendik aşağıda görüldüğü üzere. Ertesi gün öğlen birden bir sancı ama sanki karnımda bir canavar, ishal ardından kusma, heba olan orucum ve akşama kadar devam eden iğrenç ötesi bir tablo :( Sonra acil, sonra serum, sonra biraz rahatlama, sonra ertesi sabah yine ateş, titreme, ishal, kusma, yine, yine. Günde toplam 20 ilaca rağmen, bırak geçmeyi hafiflemeyen bile bir uyuz hastalık. Tekrar acil, bu kez iğne, öbür ilaçlara ek olarak iki çeşit antibiyotik... 6 gün sonunda gelebildiğim nokta tamamen iyileşememiş olmakla birlikte "Şükürler olsun bugüne!" şeklinde.
Sen şimdi hayal et sevgili okur, annemin evindeyim, bayram yemekleri, sarmalar, cevizli ekmek-ki biz ona lokum diyoruz- baklavalar arasında haşlanmış patatese talim eden bir fakir kul :( En çok da o uzuun uzun bakışıp da bir türlü vuslata eremediğimiz kızartmalar için üzgünüm... Ne yaptım peki, bayramın 1. günü akşamı topladım tası tarağı, "Bu işkenceye daha fazla dayanamam gayrı, bütün o enfes bayram nimetleri size, pirinç lapası bana olsun, gidiyorum" :şeklinde Yalova'ya uzadım... E haksız mıyım sevgili okur, göz görmeyince gönül katlanırmış...
6 gündür yediğimi sayayım sana sevgili okur ve sen de artık halime gülmekten vazgeç ve inci gözyaşlarını akıtıver ;) Patates haşlama, kızarmış ekmek, ayran, yağsız beyaz peynir, yoğurt, muz... Döne döne bunları yer mi insan, yedikçe de çıkarır mı ayrıca?
Alternatif tıbba da dayandık elbet, denize düşen yılana sarılır misali, limonlu kahve telvesi (iğrençti-çok özür dilerim Rose ama çok iğrençti, yutamadım bile), asidi kaçmış- ya da kaçırılmış diyelim-kola, nane limon...
Hülya ve Nurcan'la konuştuk onlar da aynı, hele Hülya iki kez ambulans vasıtasıyla hastaneye kaldırılmak suretiyle 2-0 önde ;) Dedi ki telefonda "Tazminat davası açalım kvhane'ye, bayat pastalarıyla bayramı zehir ettiler madem, görsünler günlerini" Açalım da ne isteyeceğiz sonunda, ben 6 gün boyunca gözümün önünden hayal gibi, rüya gibi geçen bütün o güzelim yemekleri, tatlıları istesem, sırasıyla???? ;)
Başta şahsım olmak üzere kader arkadaşlarım Hülya ve en az hasarla atlatan Nurcan'a "Geçmiş Olsun" dileklerimle ;)
Not:
1- Bu bayram, trafiği düşünerek dönüşlerini son güne bırakmayan yüce halkıma sonsuz teşekkürler, sayelerinde bugün yani tatilin son günü Yalova-İstanbul yolunu saatlik rekor bir sürede geldik. Hasta halimle daha fazlasını inan çekemeyecektim zaten :(
2- Bayram öncesi zehir gibi kararlarını açıklayan, bayramı hükümlü ailelerine zehir eden, İlker Başbuğ'u terör örgütü kurmakla suçlayan, bir de utanmadan "Vicdanımız rahat" diyen Ergenekon savcılarına "Pardon!" demek istiyorum "Pardon ama vicdan mı var ki sizde rahat olsun!" Ben 8 yaşındaki kızıma anlatsam bu olup biteni der ki bana "Olur mu anne öyle şey, askerler ülkemizi korumak içindir!"
3- Selçuk Yula'ya çok üzüldüm, yine onun gibi 53 yaşında ölen şair Ahmet Erhan'a bir de... Ahmet Kaya'nın söylediği "Bugün de Ölmedim Anne!" şarkısının sözlerinin şairiymiş, bilmezdim, bilmem için ölmesi gerekmiyordu, ayıp bana olsun....
4- Üniversitemizin bence en beyefendi, en kibar ve en hatırnaz hocası, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Ahmet Eyüce'yi de kaybettik bayramda, çok büyük şoktayım hala, çok da üzgünüm... Mekanı cennet olsun, Allah sabırlar versin yakınlarına, en çok da eşi Özen Hocaya, kızına...
Anne ben geldim, ağdaki balık
Bardaktaki su kadar umarsızım
Dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın.Ahmet Erhan
5- Bayram öncesinden pek çok güzel fotoğraf var senin için sevgili okur, onları ve onların notlarını da en kısa zamanda paylaşırım inşallah...
Ezcümle sevgili okur, böyle haberler vermek hiç istemezdim, biliyorum benden eğlenceli yazılar bekliyorsun ama hayat bu sevgili okur, bazen de bayramlar böyle geçiveriyor. Gelecek bayrama ne kaldı ki, 2 ay 10 gün sonra Kurban Bayramı, bakarsın onda neşenin, eğlencenin, keyfin dibine vururuz.Üzdüysem seni, sıktıysam affola, yazmasam olmazdı....
|
Ben size bu postu hazırlarken Ali Deniz geldi, koşa koşa gazeteden kuponla aldığımız ve Ali Deniz'in bugün ilk kez gördüğü Nasreddin Hoca'nın şarkı söylemesini istediğini anlattı hareketleriyle. TamElindeki kağıdı gördüm sonra, orada da hocaya nasıl komut verileceği yazılı. Ali Deniz konuşmuyor ki komut versin hocaya ama elindeki kağıdı gösterirse hoca okur ve birden aşka gelip şarkı söyleyebilir belki kimbilir :)) Çok tatlısın Ali Denizim çoook, bu da sana ufacık bir gülümseme bonusu olsun diye "An'ı yakaladım" sevgili okur :))) |