15 Ocak 2014 Çarşamba

BENİM KEÇEDEN MİNİCİK EVLERİM...

Boşluktaymışım gibi hissettim dün akşam kendimi! Upuzun bir zamandır böyle olmamıştı hiç. E çünkü yılbaşı vardı, hediyeler, siparişler, yetiştirilecekler, sıradakiler vs. Ama dün akşam bi durdum, hazır hastalığın -çok şükür-geçmiş olmasının verdiği huzurla, "Neydi yahu, ne vardı sırada?" diye düşündüm. Nazarlıkların gönlünü hazır yeni almışım, baykuşlar milyon tane olmuş, kalp dersen, bin yıl yapmasam olur, o derece çok yapmışım... E dur ben bi ev yapayım bir kaç tane dedim. Şu minik magnet evlerimden ama bu sefer magnet olmasınlar, başka bir amaca hizmet etsinler istedim. Kalmış keçelerimi döktüm ortaya, renklerimi seçtim gönlümce, çok titizlenmeden, azcık hovardaca, dikişine falan da dikkat etmeden dört ev inşaa ettim ben dün akşam... Bunları böyle sıra sıra dizip, eski zaman sokaklarındaki evler gibi küçük bir mahalle kurayım istedim. Bunlar bir çantanın yüzünden baksınlar dünyaya, seyreylesinler İstanbul'u, ya da atıyorum Yalova'yı istedim. İçimden geldiği gibi oldurdum evlerimi, azcık allayıp pulladım (ki sen bana fırsat ver sevgili okur, yani bütün o hobi dolabımı salona taşıyıp, önüme dökmeme izin ver, bütün süslerim, kurdele, fisto, düğme, boncuk, kumaş vs. bütün bütün malzemelerim önümde hizmete hazır beklesinler, gör sen o zaman ben daha ne harikalar yapıyorum!) ...
Aslında sana bunları çanta olmuş haliyle göstereyim isterdim ama dayanamadım, önce böyle tek tek bi gör istedim. Peki sence de bu dördü birden bir keçe çantaya fazla mı??? Ben bunları iki çantaya bölüştüreyim mi, peki o zaman bunların yanına yeni yeni saz arkadaşları ekleyeyim mi, bu akşamın ödevi de bu olsun mu ;)
Sen ne yapıyorsun peki sevgili okur böyle zamanlarda, yani kendini bi boşlukta gibi hissettiğin zamanlarda. Sükunetle keyfini mi çıkarıyorsun, dibine kadar boşlukta keyif mi yapıyorsun,  yoksa benim gibi hemmencecik kendine yeni bir meşgale mi buluyorsun???


KEÇE EV
Bak sen evlerime şimdi ve bana söyle senin evin hangisi bunlardan???

KEÇE EV 1



KEÇE EV 2

KEÇE EV 3


KEÇE EV 4

KEÇE EV
TEKMİL-İ BİRDEN
Daha önceki evlerim için şöyle alayım seni sevgili okur :)



BONUS

Not: Sahiden bitiyor mu Vicdan dizisi :(( Lütfen biri bana bunun asparagas olduğunu söylesin. Lütfen 5 sene daha sürsün, lütfen ben Timuçin Esen'e biraz daha doyayım :)))
Dipnot: Bu sıralar Ali Deniz okumaya başladı, yaaa, şaşırdın di mi, konuşmayan çocuk resmen okuyor :))) Ne görse iki satır yazılı, kitap, kağıt, gazete, hemen başlıyor okumaya "Alidesisdehirannebaba" :))
Enbidipnot: AÖF sınavları haftaya, ben çok dua ediyorum bu tembel tenekeliğime rağmen geçebiyelim, geçer not alabileyim diye ama yüzsüzlük addetmezsen sen de bi "İnşallah" desen içinden, belki olur he sevgili okur, belki yine geçen seneki gibi olur, olsun lütfen, hadi birlikte olduralım :))))

13 Ocak 2014 Pazartesi

GEÇEN HAFTANIN BİLANÇOSU....

Hastalık da neymiş yaaa, vız gelir tırıs gider sevgili okur :))) (Böyle yazıyorum ki ondan korktuğumu, tekrar gelecek olma ihtimalinden ödümün koptuğunu anlamasın diye!)
İyiyim şükür, anlatmayacağım ne beter birşey olduğunu eminim yakın çevrenizden şahit olmuşsunuzdur. 
Ben size güzel şeylerden bahsedeyim, kırmızılardan, boncuklardan, keçeden, etaminden, tadına doyum olmaz bir çatal çörekten mesela :)
E buyur öyleyse sevgili okur, özlemişim hem seni, hem sana anlatmayı :)

KEÇE NAZARLIK
Nazarlık konusundaki yeni model arayışlarım sürüyor. Bunun için hastayken beyin jimnastiği yaptırdım kendime, ortaya çıkan şu nal oldu, hastalığın bir faydası var şükür, yattığın yerde, öksürürken bir yandan da beynine birşeyler hücum edebiliyor zaman zaman, benim payıma düşen de bu oldu işte :)
İlk karedeki nazarlığı bizim çok tatlı bir Aile Hekimimiz var, İsmail Bey, dur adını tam yazayım da herkes bilsin, Dr. İsmail Atağ ;) Çok sık ziyaret ediyorum sağlık ocağını çünkü, bir türlü rutine girmeyen bir troidim var benim, yaklaşık iki yıldır bazen her ay, bazen birkaç ayda bir tahlil yaptırmam gerekiyor. Doktorumuz da çok tatlı, çok ilgili bir doktor, ona hediye götürdüm bu nazarlığı ;)

KEÇEDEN AT NALI ŞEKLİNDE NAZARLIK
Şu aralardaki ince kum boncuklar var ya sevgili okur, ben onları bir türlü ayarlayamıyorum. Hep fazla fazla oluyor :( Serpiştiremiyorum yani, neyse öyle olunca işte o boncuklar, sık sık yani, e o zaman daha fazla süse de çok gerek kalmadı. Ortasına bir sıra boncuklu süs yetti gibi sanki :) Bu sefer keçeleri, dikerek ekledim, top gibi oldular, çok şeker oldular :) 

KEÇE NAZARLIKLAR
Bunlar da son dönemdeki nazarlık çalışmalarımın tamamı, öbür şekil yani bildiğin klasik muska (nuska??) şekli de var elbet, ondan da yapacağım yine ama azcık değişiklik iyidir sevgili okur, sanatsal, çalışmalarım, arayışlarım, tasarımlarım devam edecek inşallah bakalım :)
Bu yaptıklarımın hepsi hediye, umarım şans getirirler gittikleri eve, nazarsavar olurlar haneye :)



KEÇE BOZUK PARA CÜZDANI
Sonra bir de Elife cüzdan yaptım :) Kuşu itinayla çizdim kurşun kalemle keçe üzerine, kafama göre işledim. (Yalnız bu çizim konusunda benim bilmediğim senin bildiğin fazla iz bırakmayan bi kalem, karbon kağıdı vs, varsa vallahi gücenirim, bana da söyle e mi yöntemini?  Mehtap Abla ketene, etamine çizmeyi anlattı ama keçeye olmuyor :(
Kuşun ağzındaki daldaki boncuklar beni hasta etti :)) Yok mecaz anlamda, çok sevdim manasında :))

Pinterest'te görmüştüm bu tavukları, ama çok minik karelerde şablonu ve ben çok zor görebiliyorum. Dolayısıyla baştan niyet ettiğim gibi üç tavuğu birden yapamayacağım :( Şu bi tanenin hakkından gelebilirsem ne ala ;)  (Yok ala değil, TDK'ya inat âlâ) :))

Bu da benim Jamie'm :)) Görüyorsunuz di mi hedefe adım adım yaklaşıyoruz. Çocuğum bir elinde not defteri, bir elinde büyüteç, nasıl da titiz  yemek konusunda :) Fırın makarna bu boru mu yani, inceleyecek, notlar alacak, hakkını verecek yemeğin :)) 

ÇATAL
Bu tarifi Muhabbet Sofrası'ndan aldım. Reyyan'ın orjinal tarifiyle ("ÇATAL" yazan başlığa tıklarsanız önünüze gelecektir)  12 adet çatal çıktığını belirtmesi üzerine malzemeleri aşağıdaki şekilde azcık arttırdım, zira Ali Deniz'in sınıfı 13 kişilik, e  bir de öğretmen ;) Kalan iki taneyi de müsaadenle biz yedik sevgili okur, yok yani sadece ne gönderdiğimi bileyim diye, test manasında, kalite testi :)) Çok güzel bir tadı var, çok sevdim ben, yine yapacağım :)
Çok teşekkürler Reyyancım, güzel bir tarifim daha oldu sayende :)

150 gr. margarin (oda sıcaklığında)
3 yemek kaşığı toz şeker
3 yemek kaşığı yoğurt
3 yemek kaşığı sıvıyağ
1,5 tatlı kaşığı mahlep
1 tatlı kaşığı tuz,

1 paket kabartma tozu,
Aldığı kadar un

Üzeri için
1 yumurta sarısı, çörekotu, susam

Önce, un ve kabartma tozu hariç diğer malzemeleri mikserle çırpıyoruz. Sonra Un ve kabartma tozunu eleyerek, az az ekliyoruz. Sert bir hamur yapıyoruz. 16 parçaya bölüyoruz ve ince rulo yapıyoruz, birleştiriyoruz uçlarını, tepsiye diziyoruz, üstlerine yumurta sarısı, çatalla azcık çizik atıp, çörek otu, susam serpiyoruz.


*********
Bak bir hafta görüşemedik neler neler oldu sevgili okur, geçen haftadan bu yana olan bitenin özeti budur bizde :)
HEPİMİZE MUSMUTLU AMA EN ÇOK SAĞLIKLI, VİRÜSTEN UZAK BİR HAFTA DİLEĞİYLE :) 



6 Ocak 2014 Pazartesi

PTT KERE!!! KEÇE TELEFON KILIFI, GÖZLÜK KILIFI VE KEÇE NAZARLIKLARIM....

 Nedir yani??? Nedir, altı üstü 13 zarfı 24 Aralık'tan bu tarafa sahiplerine ulaştırmamak. Paket değil, kargo değil, altı üstü kartpostal. Sen tut bütün resimleri çıktı al, kes, kartonlara yapıştır, kes, üstlerini allayıp pulla, içlerini itinayla yaz, zarflarını hazırla, nasılsa 1 hafta var, tabii ki ulaşır yılbaşına kadar sahiplerine diye düşün, sonra, sonrası bir büyük hayal kırıklığı... Ne yapsın millet yılbaşından bir hafta sonra kartpostalı (ki bir haftanın da garantisi yok, bakarsın şubatı bulur gitmesi!) Hayır trajikomik olan taaaa Almanya'ya günler öncesinden ulaşmış ama İstanbul içine gitmemiş :((  Ne diyim ben sana PTT, bizim evdeki uyuz kalıba reva gördüğüm muameleyi mi yapayım sana şimdi? Milyonların önünde rezil mi edeyim seni şimdi? Ey okur sen sen ol, postacıyla nostaljik hareketlere kalkışma sakın, ver üç kuruş fazla, 24 saatte özel kargoyla ulaşsın sahiplerine yılbaşı kartların diyim mi? Utan PTT utan, beni mahçup ettin, sen de mahçup ol inşallah, yerin yedi kat dibine gir inşallah....
Bu vesileyle özür dilerim adres yazan herkesten, ben elimden geleni yaptım ama amacıma ulaşamadım maalesef arkadaşlar...

KEÇE NAZARLIK
Yılbaşı münasebetiyle ihmal ettiğim nazarlıklarıma hızlı bir dönüş yaptım :) Şu adını bilmediğim fotoğraftaki şekil aklımdaydı ne zamandır, denedim sonunda ve olduğuna kanaat getirdim. Sen de getirdin mi, getirdiysen şayet söyle bana, getirmediysen de iç sesinle kendine söyle-sadece kendine-zira bu olduğuna inandığım şekille ben epey bir müddet daha oyalanırım ki ;)
Ve sana bişey diyeyim mi sevgili okur, yaptığım onlarca keçe çalışmasından artan minik keçelerle bu nazarlıklardan milyon tane daha yapabilirim. Boş zamanlarımda ben bir keçeden kare kesicisiyim yani :)  Neşeli di mi ama, onda hemfikiriz di mi? Ve elbette kırmızı her zaman ten poyint önde di mi ;)


Ve sonra bir de telefon kılıfı yaptım arkadaşıma. İçine başka şeyler de koyabilsin diye bu kadar büyük. Nakışla süslemek istedim, bir de minik nazar boncuğu pek yakıştı sanki :)
Arkası iki katlı, ikinci katın üst kısmını açıkta bıraktım ki cep olsun diye


Bir de içine bir minik cep, para koymak için ;)


Bu da gözlük kılıfı denemem...  Yanlış yaptığımı bitince farkettim, çünkü gözlük kılıflarının iki tarafı da dikili olmuyor, bir tarafı dikili sadece, bir sonrakinde doğrulturum inşallah modeli :)
Anneme vericem bu kılıfı Yalova'ya gidince (nasıl özledim Yalova'yı bir bilsen sevgili okur, burnumun direği sızlıyor düşündükçe :(((

Veee finalde de Ali Deniz'in pazartesi kurabiyeleri :) Fındıklı bu seferki... Tarifi vermeyeceğim çünkü bozuktu bu kurabiyenin  tarifi bence, eksik yani! O bakımdan kafama göre takılarak, tarifte olmayanları ekleyerek hazırladım bu kurabiyeleri :)
E sonuç da şaşırtıcı derecede "iyi" oldu bence... Yok artık sevgili okur lüfen benim her konuda "mikemmel" olmamı bekleme, çıtayı daha fazla yükseltme, omuzlarıma bunca sorumluluğu yükleme! Lütfen yani...

BONUS


Not:
AÖF sınavları rezalet :( Şaşırdım mı hayır! Elbette ki layığımı buldum. Allahtan şu çan eğrisi çıkmış da beni çekip almış düştüğüm AÖF çukurundan... Dur bakalım, bakarsın bi gayret gelir de ikinci sınavlara çalışabilirim....
Dipnot:
İyileştim saymıştım kendimi ama illet bir öksürük yapıştı böğrüme, öyle şiddetli ki, öksürdükçe içimde zelzeleler, tufanlar :( Sonra bir baş dönmesi, bir baygınlık hissi :(( İlaç yazdı doktor, tesadüfe bakın ki geçen gün koca kişisinin zorla içirmeye çalıştığı, benim "Hiç olur mu o şurup!" diye reddettiğim öksürük şurubu çıkmasın mı... İçicez artık elimiz mahkum  :(((
En Bi Dipnot:
Saçlarımı düzelttirmeye gittim Cuma günü Süleyman'a, düzellti bi güzel ama ne düzeltmek, kısacık oldu, halbuki ben uzatacaktım, niyetim oydu, Nehir'e de söz vermiştim ancak, saçımın kesimi bitip, kurutulması da tamam olunca bir baktım ki kısacık saçlı bir kadın aynada!!! Olsun, güzel olduki, kökü bendeki :))) Hem böyle boynum açıkta olunca Mahizer hanımın hediye ettiği  güzelim  kolye daha çok yakışacak ki (şu postun sonundaki fotoğrafta boynumdaki kolye) Teşekkürler bir kez daha :)

MUTLU HAFTALAR ;)

3 Ocak 2014 Cuma

KALP KALBE KARŞIYMIŞ...

2013'te yaptıklarıma bakınca yani sanatsal anlamda! :))) en çok kalplere takmışım, en çok aşka, en çok aşktan gelen figürlere, sözlere... Aşk yazmışım, süslemişim, kalpler yapmışım, yapmalara doyamamışım, yılbaşı temasına dair yaptığım süsleri hep kalplere kondurmuşum, şablonlar kesmişim kartonlardan, boy boy kalpler, o şablonlarla rengarenk keçeler, o keçelere uygun rengarenk boy boy kumaş kalpler... Hayrolsun ;) Bakalım 2014'de en çok takıldığın ne olacak-ki yılın te en başında yaptığım bu cüzdana bakacak olursak!!!


Keçe Cüzdan

Keçe bozuk para cüzdanı
************

Dün gece bizim ev: yemek yenmiş, sofra toplanmış, toplanılanların bulaşık makinasına dizilmesinden hemen önce iki arada bir derede çocuklar yıkanmış. Ali Deniz'i yıkanmaya ikna etmenin verdiği haklı gururu ve mutluluğu yorgunluğu azcık azaltır gibi olmuş, tekrar mutfağa çark edilmiş  kalan işi tamam etmek üzere. Tam o esnada tezgahta bir büyük kağıt görülmüş. Kağıt dediysem amatörce yapıştırılmış, arkalı önlü 4 sayfalık bir "şey" günlüğümsü bişey yani. Nehir yazmış, resimlemiş, muhtemelen bunları okulda büyük teneffüste yapmış ve bana sürpriz için de hiç çaktırmadan, hiç sözünü etmeden (nasıl durabildiyse artık!) bırakıvermiş tezgaha... Hislerini anlatmış, yılbaşına dair. Babası her yıl noelbaba olup gelirken, Ali Deniz'den önce Nehir'e, sonrasında iki çocuğuna da hediyeleri gece boyunca başına geçirdiği şapkasıyla tek tek  verirken, bu sene bunun olmayacağını söylemiş çünkü Nehir'e, demiş ki "Bu yıl hediye alamayacağım sana Nehir, üzülme sakın olur mu?" Nehir çaktırmamış, üçkağıtçı kızım üzülmüş ama "Olsun babacım, sen bana kocaman sarılırsın o olur hediyem" demiş. Bir yandan da durmadan annesine sormuş "Sahi mi anne, sahiden hediye yok mu?" Annesi kızına kıyamamış, "Var kızım ama sen çaktırma babaya e mi?" demiş. 
Nehir ne mi yazmış peki: Demiş ki; 
YIL BAŞI
"Yılbaşı gününe bir gün kala Nehir çok heyecanlıydı Ağaçları hazırdı bile. Nehir babasının hiçbirşey almıyacağını biliyordu. 



Nehir bu durumda biraz naz yaptı. O gece rüyasında babasının onun eşyalarını aldığını gördü. Sabah uyandığında noel sabahı olduğunu gördü.



Okula gittikten sonra akşam oldu. Yılbaşı partisine hazırdılar. Nehir'in annesi onlara robo fish, betiboplu günlük, geğikli giysi almış. Ama Noel annenin kocası hiç beklenmedik bir an ortaya çıktı ve onlara oyuncak köpek almış. Draculara bebeği, thomas tren, tahta pazıl ve daha fazlası. Sonra uykuları gelip uyumuşlar. O gece Nehir güzelce uyumuş."



 Şimdi sevgili okur :))) Ben bu kağıdı okuyunca bi gül, bi eğlen, bi mutlu ol, bi yorgunluk morgunluk kalmasın. :)))) Çok güldüm yahuuu!!! Ama bir yandan da kim sokuyor bu kızın aklına bu Noelleri, noel anneleri, "noel annenin kocası" laflarını bilmem. Gayet klasik, mazbut bir Türk ailesi iken,  o gün ben yılbaşı sabahına uyanan (hasta) bir anne iken, bu kız nasıl oluyor da Noel sabahına uyanıyor bilmem :))) Güldüm vallahi çok güldüm, hep böyle kal sen Nehir'im yaa, hep böyle kal inşallah e mi güzel kızım benim :))

BUGÜN CUMA, BUGÜN GÜZEL GÜN, BUGÜN EN TATLI GÜN, BUGÜN KEYFİ EN ÇOK ÇIKARILASI GÜN :) KUTLU VE MUTLU OLSUN CUMAMIZ EY OKUR :)
HAFTA SONUN ŞAPŞAHANE GEÇSİN :)

Not:
Buzdolabının üstündeki saati düşüren Ali Deniz, çıkan gürültüden, ayrılan camının verdiği  heyecandan "PAYDONNNN" diyen Ali Deniz, düşsün oğlum, bilsem ki o saat düşünce sen PAYDON diyeceksin, ben çok daha önce fırsat verirdim sana :))

1 Ocak 2014 Çarşamba

SARIGÜL BİZE BAŞKAN OLSANA ;) ÖNÜM ARKAM SAĞIM SOLUM KEÇEEEEEE :))

Mustafa Sarıgül'e teklifimdir, vazgeçsin büyükşehir adaylığından gelsin bize başkan olsun :) Yani Üsküdar'a, söz veriyorum elimden geleni yapacağım seçilmesi için ;) Yalnız bir şartım var, önce Nişantaşı'ndaki bütün o yılbaşı için hazırlanan süsleri, ışıkları, o güzelim kırmızı koltukla, o çok katlı pastayla birlikte toplayacak, tek tek itinayla sökecek,  zarar görmelerini engelleyecek şekilde kutulayacak ve getirip Üsküdar Meydanı'na, Marmaray için açılan o koskocaman alana tek tek yerleştirecek. 
Ben, geçen Cuma akşamı geçtiğim ışıklı tünelden geçmek istiyorum eve giderken, lütfennnnn :) Nasıl güzeldi, nasıl coşkulu, nasıl parıltılı, ışıklı, capcanlı anlatamam size :) Ben anlamıyorum arkadaş, İstanbul'da yılbaşı bir tek Taksim, Nişantaşı ve Bağdat Caddesi'ne mi gelir??? Üsküdar'ın ne eksiği var bu saydığım yerlerden??? Ben de istiyorum, tez vakitte hem de! Duydun mu beni Sarıgül??? Neden ben her yılbaşı arifesi gidip bu saydığım yerlerdeki yılbaşı ışıklarına kedi ciğere bakar gibi bakayım da, her akşam bu ışıkların içinden geçip evime gidemeyeyim!!! Sarıgül bize başkan olsanaaaa!!!! :)))
"Yazıktır günahtır onca masrafa, havaya giden para!" dedin sanki, duydum gibi, deme sevgili okur yaaa! Bak işte gördün ya, bizim paralar onlarca ayakkabı kutusu içinde istiflenip gidiyor haketmeyene, bırak varsın böyle zevkli, neşeli şeylere gitsin ;) 
****************
Hastayım sevgili okur, büyük bir kısmını atlatmış olmakla birlikte hala bünyem eski bünye değil, ateşler, üşümelerle, halsizlikle geçen birkaç gün sebebiyle yazamadım sana, iyi seneler de diyemedim ama bak azcık toparlanır toparlanmaz burdayım işte ;) Önce koca kişisi, sonra ben ve şimdi de Ali Deniz, ailecek hastalıkla geçti bu hafta :( Allah beterinden saklasın diyelim. 
Yapayım mı ben de geleneksel 2013 muhasebesi kısacık :)
Çocuklar hayatın odak noktasıysa, onlardan başlamalı evvela, Ali Deniz büyüdü, o kadar büyüdü ki, iki günde çişini söylemeyi öğrendi :) 3 yıldır beklediğim "Anne" (Başlarda An-naaa olsa da) kelimesini bana bağışladı :) Bizi hiç üzmeden, yormadan, adaptasyon sorunu yaşamadan okula başladı ve okulunu çok sevdi :)  Sağlığı da çok şükür genel olarak iyiydi :) Güzelce büyüdü :)
Nehir yine akıllı, uslu kızım olarak geçirdi 2013'ü, yine derslerini güzelce çalıştı, bizi hiçbir konuda üzmedi :) Azcık alınganlıklarıyla, azcık küsmeleriyle güzel kızım da sağlıkla geçirdi 2013'ü :)
Biz yani ben ve koca kişisi de öyle çok büyük sağlık problemi yaşamadık şükürler olsun, ben onu -tıpkı onun beni sevdiği gibi-yine çok sevdim ve ömrümün sonuna kadar çok sevmek için de dua ettim hep :) 
Bu yıl işyerinde de güzeldi herşey, terfi ettim üstelik ;) 
Bunlardan da mühimi, ben biraz daha aydım bu yıl, tıpkı memleketimin güzide insanları gibi, ben de aydım :) 
Keçeler daha çok yer etti hayatımda ve yılın sonlarına doğru beklenmedik bir şekilde yaptıklarımın çok beğenilmesi ile bana gelir kaynağı bile oldu, şimdilik küçük bir kaynak olsa da zaman ne gösterir bilinmez :) Bu kadarı bile bana cesaret verdi daha güzellerini yapmak için :)
İyiydi yani sevgili okur, şükürle dolu iyi bir yıldı benim için 2013, keşke memleketim için de öyle olabilseydi, o zaman benim mutluluğum da daha katmerli olurdu... Umudumuz 2014'e...
**************
Son yaptığım keçeleri göstereyim mi sana şimdi ;)
Yine cüzdanlar yaptım. Şu yeşil kumaşlı olan çok sevildi, çok beğenildi :) 
Ne yazık yaaa, yılbaşı teması bitti :(( Çok bedbahtım çoook, ne çok eğlenmiş, ne çok zevk almıştım yılbaşına dair yaptığım keçelerden;)
KEÇE CÜZDANLAR 

İşyerinden arkadaşım benden keçe çanta istedi yeğeni için, yılbaşı hediye olarak vermek için.  Şurdaki kırmızı çantayı yaptım ilkin. Sonra dedi ki bir de isimlik yapar mısın öbür yeğenime, ona da şurdaki isimliği yaptım. Sonra dedi ki, iki tane de erkek yeğenim var, biri 7 biri 12 yaşında. Onlara da isimlik yapsak. Dedim ki, olur mu hiç, çocuklar napsın isimliği, yılbaşı için sen başka hediye bak onlara. Ama ille de isteyince bari o zaman isimlik yerine organizer gibi bişey yapalım da işlerine yarasın. Sonra bana çocukların sevdiği bilgisayar oyunlarının karakterlerini de gösteren bir taslak yolladı. Ben onun fikirleriyle kendi fikirlerimi harmanlayıp şöyle iki organizerimsi yaptım :) 

ORGANİZER-İSİMLİK
Baştan itiraz etsem de bunları da zevkle yaptım :)

Ne diyosun sevgili okur, başarabilmiş miyim??? Nehir'in kırmızı karesi azcık yamuk, kabul ama sen onu görmezden gelerek  cevap ver ;) 

Ve son olarak bir de 5 tane cüzdan istemesin mi, "Yeter artık Ayşeeee" demedim elbet :) ilk resimlerdeki gibi cüzdanlardan 5 tane yaptım, tüm bunların hepsini yılbaşı hediyesi olarak verdi ailesine ve hepsi de çok beğenmiş hediyelerini, e ben de pek bir mutlu oldum sonuç itibariyle :))

YENİ YIL HEDİYELERİ
Ayşe için yaptıklarımın tamamı ;)


ELMALI TATLI :)
Profiterol sandın di mi sevgili okur, değil ama profiterolmüş gibi yapıyor, yani öyle poz veriyor :))
4 elmayı rendele, 4 yemek kaşığı şekerle azcık pişir, üstüne tarçın ve fındık ekle. 1,5 paket kadar pötibör bisküviyi incecik kır (ya da benim gibi rondodan geçir) ve ekle elmalara, karıştır  güzelce. Elinde yuvarlanacak kıvama gelince toplar yap, diz güzelce, hazır çikolata sosunu pişir , soğut ve bu toplara dök, üstünü fındık, hindistan cevizi vs ile süsle, hepsi bu, kolaycacık :) Bu tarifi Yeşim'den aldım, çok sevdim :) Siz de seversiniz umarım :) 


Senenin son baykuşları da bunlardı işte :) 

Veeee bu da yeni yılın ilk hediyesi, bugün yaptım :) Yağmur için :) Umarım sever ;)

YENİ YILIN KUTLU OLSUN SEVGİLİ OKUR, SAĞLIKLA, MUTLULUKLA, HUZURLA GEÇSİN GÜNLERİN, MÜJDELER İÇİNDE GEÇSİN......

Bunlar da var...

İlginizi çekebilecek bağlantılar.