5 Eylül 2013 Perşembe

EMİNÖNÜ'NDE MUTLU BİR KADIN PORTRESİ-KEÇE MAGNETLER EŞLİĞİNDE :)

Dedim ki Yıldız Boncuk'daki Murat Dikmen'e (sizin için aldığım karttan yazıyorum bu bilgileri) "Madem ki cennete düştüm, madem ki bunca mutluyum, çek bakalım fiyakalı bir poz nazar boncuklarının önünde" :) Çekti sağolsun, tee alttaki poz çıktı ortaya :) Sırf sizin için bu poz, Eminönü'ne gitmek, boncukçuya girmek bir kadını ne kadar mutlu eder şahitlik edin istedim. Belki canınızı çektiririm de siz de gidersiniz. Bu boncukçu Güvener Pasajı'nda. Bu pasajın adını bana Mehtap Abla vermişti :)
Peki en baştan alıyorum sevgili okur, dün çocuklara kırtasiye, kendime nazar boncuğu almak için Eminönü'ne gittim :) Öylesine daldım Tahtakale'ye hiç bilmeden girdim çıktım sokaklarına, önce bir keçe cennetine düştüm ki sorma, bi ucuz bi ucuz, bi güzel renkler, bi güzel, 8 renk aldım ordan, kalın keçelerden... Sonra kırtasiyelerin olduğu bölgeye gelince, "E gördün işte kırtasiyelerin yeri burası, boşver, sen önce boncukçuları bul, hem erken kapanır falan, maazallah, dünyanın sonu!" ve elbette uydum akıllı iç sesime. Ben bi Marpuççular'ı doğrultayım önce diye bakarken, bi de kafamı kaldırdım ki "Güvener Pasajı" siz deyin evren, ben diyeyim Allah yardım etti de hiç aramadan, önüne düşüverdim pasajın. Alt katına indim sonra Mehtap Abla'nın dediği gibi ve Yıldız Boncuk'a daldım, o anda eminim ki benden daha mesudu yoktu dünya yüzünde :) Evet sevgili okur, çok haklısın, resmen "Abartıyorum" ama inan ben abartmayı da çok seviyorum :)) 
Çocuklara kırtasiye, Ali Deniz'e okul çantası, suluk vs. alıp eve geldim ve yine yemek meselesi :( Nedir bu anlamadım ki, sen bunca kabiliyetli bir terazi ol, bunca yüksek sanatçı ruhuna sahip ol, tasarla, düşün, meydana çıkar sanat eserlerini ama eve gel ve yemek yapmak zorunda kal bir yandan da :( Bu hafta yemek açısından daraltıcı bir haftaydı, yaptığım yemeklerin hiçbirini ertesi güne yettirmeyi beceremedim. Neyse sevgili okur, patatesli yumurta ve mücver ile dünü de kurtardık (Evet, bugün yine yemek yok :(
Yemek sonrası sanatsal faaliyetlerime başladım ve alttaki magnetleri yaptım. Ki öyle büyük bir ikilemdi ki yaşadığım anlatılmaz. Magnet mi, nazarlık mı? Sonunda dur dedim azcık da magnetlere eğilelim, o yönden de yaratıcılığımızı köreltmeyelim ;) Aşağıdaki üç magneti yaptım :) Koca kişisine rica ettim o da arkalarına kağıt mıknatıslardan yapıştırdı :) ("Rica etmek" anahtar kelime, keşfettim ki, çok rica edince bırbırlanmadan "Olur" deyip yapıyor :)

KEÇE MAGNETLER
Bu sefer üşenmeyip içlerine biraz biraz lavanta da ekledim.
Aslında bunlardan iğnelik de olur, çamaşırların arasına koymak için lavanta torbası da olur, ille magnet olacak diye bişey yok di mi?

KEÇE MAGNETLER (TEK TEK)
Turkuaz ve kahvenin uyumuna bakar mısınız ;) Sen görmüyorsun ama arkası da turkuaz :)
Yeşilli kırmızılının kırmızı kalbini dikerken tohum işi yaptım, burdan belli olmamış ama yakından bakınca süper :) 


Araştırmacı gazeteci misali, öğretici blog sahibi olarak, sorumluluk sahibi bir blogger olarak aşamalarını resimledim senin için sevgili okur ;) Önce aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü üzere kartondan kalıplarla keçelerimizi çiziyoruz, sabunla tabii ;)
Şimdilerde ben de tıpkı annemin çocukken bize yaptığı gibi, evdekilere diyorum ki "O makasla (ki anneminkinin aynısının tıpkısı bir kocaman Singer) kesmeyin kağıtları, körlenir" :)) Şükürler olsun dedirtene ;)

Sonra böyle güzel güzel renk renk kalpler kesiyoruz ;) Ön yüzlerini başka arka yüzlerini başka diktim ben çünkü aynı boy kalplerden her renkten birer adet  vardı...
Aradaki avize de ne güzel yansıyo di mi sehpaya ;)
Sonra, en önce en küçük parçayı büyük parçaya dikiyoruz ama ondan da önce üstüne ne yapacağımıza karar veriyoruz, süsleyebilirsin, benimki gibi çocuğunun tacını heba edip üstündeki çiçeklerden dikebilirsin, kumaş parçaları koyabilirsin, boncuk, kurdele, fisto, seçenek dünya kadar yani sevgili okur :)

Bu nazarlıkların tamamını 20 TL'ye aldım, inanmadın di mi, inan inan, yeminle :)

Bu da son Yalova Seyahatimizde Tekzen'den aldığımız boncuk kutum :) Bir de bunu alınca çok mutlu olmuştum :)  Nasıl güzeller boncuklarım, nasıl sevilesi değil mi ;) 
İşte budur sevgili okur, nasıl bir mutluluk şahit oldun mu ;) 
Not: 
1- Diyeceğim o ki, boncuklarla, kutuyla, kimilerine göre eften püften, kayda değer olmayan minik minik işlerle mutlu, musmutlu olan ben :) Peki ya sen? Sen de yazsana bi sevgili okur, en çok nedir seni mutlu eden küçük şeyler ? (Hadi ama üşenmek yok, benim gibi destanlar yazan biri var karşında, interaktif ol azcık sevgili okur, yaz bi!)
2- Çekiliş linkini bir kez daha koyayım şuraya :)
http://esen-can.blogspot.com/2013/08/gun-cekilis-gunudur-e-buyur-sevgili-okur.html

BONUS
(Kuzuların sinema keyfinden ;)



42 yorum:

  1. Eminönü bir derya değilmi Esen'ciğim herkes AVMlere giderken ben sık sık Eminönüde giderim ve aynı senin gibi mutlu olurum,sende aramıza hoşgeldin.
    Magnetler çok sevimli olmuş ellerine sağlık,bir ara sana magnet modelleri göndereceğim.
    AliDeniz'e okul hayatında başarılar dilerim inşallah hep başarılı,hep mutlu,hep sağlıklı olur.
    Sevgilerimle çok öpüyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa sahiden de derya gibi Mehtap abla, dur bi gün beraber gidelim, geniş bir zamanda, uzun uzun gezinelim Eminönü'nde :)
      Merak ettim sendeki modelleri, bekliyorum ama acele etme, ne zaman müsait olursan :)
      Beğenmene çok seviniyorum Mehtap Abla yaptıklarımı (Çok düşük di mi cümlelerim :(
      aminnn, inşallah bütün kuzulara Allah zihin açıklığı versin inşallah :)
      Öpüyorum çoook....

      Sil
  2. Boncuklar harika gerçekten. Tek tek fotoğraflamışsınız bizim için çok teşekkürler:)
    Boncuk kutusuna bayıldım normalde ne olarak satılıyordu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim, ne demek :) Zevkle ;)
      Boncuk kutusu aslında alet kutusu diye satılıyor, öyle sorabilirsiniz, Eminönü'ndeki o söylediğim Güvener Pasajında da çok var bu kutulardan, mutlaka daha da ucuzdur benim aldığımdan :)
      Sevgiler

      Sil
  3. valla beni de mutlu ediyor incik boncukcu, kumaşçı ,tuhafiyedeki renkli kurdeleler,kışın da rengarenk yünler tabii. arada böyle yerlerde kaybolup enerji yüklemek gerekir sanırım. bir de başında tezgahtar dikilmeden istediğin kadar bakabilmek lazım incik boncuğa demi ya!!nazar boncuklarına bayıldım !!!
    hele yaptığın magnetlere ayrıca bayıldım !!! senin bu keçe aşkın etamin aşkını azıcık geçti mi yoksa ?
    ellerine sağlık harika olmuş :)
    centilmen eşinin ellerine de sağlık tabii :)
    sevgiler ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne zevkli, ne eğlenceli di mi :) Kendimi kaybediyorum saydığın dükkanlarda :))
      Gitsene sen de hemen bi hobici dükkanına, yazık sizin Eminönü'nüz de yok şimdi İzmirlerde :)))
      Keçe kolay ve çabuk sonuç alınan bir malzeme, etamin daha sabır işi ve emek isteyen bir iş, aklım ve gönlüm hep etaminden yana aslında, bakma bu aralar çok keçe yaptığıma, etamine de tez vakitte başlayacağım, gönlünü alacağım :))
      Sağol Filizcim, öpüyorum çok seni...

      Sil
  4. Yaz başında Eminönü Tahtakale'ye gittim,hangi dükkana bakacağımı,ne alacağımı şaşırdım:)Kendimi malzeme cennetinde buldum sanki..Çok güzeldi..Seni çok iyi anlıyorum canım..Kalp magnetler çok güzel olmuş ellerine sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa, şaşkına dönüyor di mi insan Bağnu Hanım :) Cennet gerçekten de Tahtakale :)
      Olmuş di mi :) Ben de çok severek yapıyorum, uzun da sürmüyor, süper iş, tam bana göre :)
      Teşekkürler, sevgiler :)

      Sil
  5. Yalnız değilsin sevgili Esen. Plastik çantayla,küçücük boya şişeleriyle,tahtayla,peçeteyle musmutlu oluyorum ben de :)
    Bu gün ben de Boyacı Kedi boyama Atölyesi'nden bi dolu ıvır zıvır aldım geldim ,önümüzdeki hafta mutlu mutlu boyayacağım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Çok şükür yalnız değilim Nilgün öğretmenim :) Mutluluk kaynaklarımız benzer, küçüklükleriyle, sadelikleriyle çok benzer :) E o zaman bize karada ölüm yok gibi değil mi sevgili öğretmenim :)
      E, o zaman biz de önümüzdeki hafta sizin bloğunuzda yine pek çok güzellik göreceğiz, ne güzel :))
      Sevgiler, selamlar :)

      Sil
  6. Ne oluyor arkadaşım? Bloğuna geliyorum,yorum bırakıyorum,arkamı dönüyorum yine bir post.İnsan bu kadar becerikli olur mu,yazmaya üşenmez mi.Bir yığın yapılmış işim var ,fotoğraflarını sana göndereyim lütfen benim yayınlarımı da sen yap,lütfen,lütfen.Hem ne güzel yazıyorsun,bir Eminönü macerası ancak bu şekilde güzel anlatılabilir mesela.Macera diyorum,benim için öyle çünkü.Gitmeye karar verişimden, akşamdan yaptığım hazırlığa(çocuklara bakacak kişileri ayarlamam lazım)oraya varıp 'direk tahtakaleden giriş yaparım' ilk girdiğim dükkandaki adama kırk soru soruşumdan ve her girdiğim dükkana sanki dünyanın yedi harikasından biriymiş gibi bakışımdan,sokaklarda hızlı yürüyüşüme(ne kadar hızlı olursam okadar çok dükkana girerim)kadar hepsi macera gelir bana.Abana ya yerleştikten istanbulda özlediğim tek yer orası.Sık sık gidip tadını çıkarın bence.
    Ayrıca bu kalpler çok tatlılar çoook.Ellerine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Arkadaşım, bana demişsin ama bak neredeyse bir posta yetecek uzunlukta yorum yazmışsın ;) Ne var ki yazmakta, yazarım vallahi, senin için de yazarım ;) Hep diyorum yazmak benim için çocuk oyuncağı, yazacak şeyler bulmak dersen, kendimi frenliyorum da bu kadar yazıyorum, yoksa içinize fenalıklar getirecek kadar uzuuunnn postlar yapabilirim :)
      Güzel yazmak konusunda da iltifat etmişsin, sağol :) Sen de çok güzel yazmışsın son postunda ama, konak hikayesine bayıldım :)
      Eminönü'ne sık sık geliyor musun ki acaba? Denk getiririz belki bir dahaki sefere ;)
      Sen böyle yazınca yani Abana'ya yerleştikten sonra diye, kendimi Yalova'ya yerleşmiş de, ara ara Eminönü'ne gelir gibi hayal ettim ve çok hoşuma gitti bu hayal yahu :))
      Sağol Serpilcim, çok sağol, öperim...

      Sil
    2. Hayatım ben senin bloğunda yazıyorum uzun uzun .Demekki kendimi rahat hissediyorum yanında.
      Evet güzel yazıyorsun,bende zevkle okuyorum.
      Abana ya 5-6 yıl önce yerleştim.Ama benim sevdiklerim orada.Onlarda burada olsa Eminönü harici hiç gitmeme İstanbula ,inanki.Oradayken sık sık giderdim.Şimdi ise istanbula her gelişimde .Denk gelmek ne demek .Kısmet olup geleyim oraya ilk işim seni aramak.Öpüyorum canım..

      Sil
    3. Hayatım ben senin bloğunda yazıyorum uzun uzun .Demekki kendimi rahat hissediyorum yanında.
      Evet güzel yazıyorsun,bende zevkle okuyorum.
      Abana ya 5-6 yıl önce yerleştim.Ama benim sevdiklerim orada.Onlarda burada olsa Eminönü harici hiç gitmeme İstanbula ,inanki.Oradayken sık sık giderdim.Şimdi ise istanbula her gelişimde .Denk gelmek ne demek .Kısmet olup geleyim oraya ilk işim seni aramak.Öpüyorum canım..

      Sil
    4. Bu arada bana numaranı gönderirmisin.Şu kahvaltı ile ilgili görüşelim.Son yazı yorumlarım eklersin.

      Sil
    5. :)) Gelecek misin yoksa kahvaltıya :) Süper olur, hadi inşallah :) Vallahi çok sevinirim Serpilcim yaa :)
      Telefonumu yazayım sana ama bana bi mail adresi yazar mısın?
      benim mailim esen.can@bahcesehir.edu.tr
      Öpüyorum çok

      Sil
    6. Ne kahvaltısı? Ben ne kaçırdım? :D

      Sil
    7. 10Marifet'in kahvaltısı var şekerim, 21 Eylül'de Arnavutköy'de, keşke gelebilseydin ;)

      Sil
    8. :(((((( çok üzüldüm buna şimdiii

      Sil
    9. Ne güzel olurdu gelebilseydin, bir dahakine inşallah diyelim şekerim :)

      Sil
  7. Hahahaha, Sevgili Okur yazıyor :)) çok keyifli hem beğeniyorum hem eğleniyorum. Paylaşımlar çok güzel ve içten. Bu arada Eminönü tam bir cennet boncuk konusunda. Takı tasarımında usta olan can dostum sayesinde bütün mağazalara girmişliğimiz oluyor ;)
    ben ne mi seviyorum? dekorasyon aşığıyım :)
    Keyifli ve mutlu bir haftasonu diliyorum Sevgili Esen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili okur Juliette ;) Sen böyle yazınca çok keyifli falan diye, "Dur dedim bir daha okuyayım şu yazdıklarımı" çünkü ben hani tv'de oynadığı dizide kendini izlemeye utanan artizler gibiyim biraz, dönüp okumuyorum yazdıklarımı pek, yazıp geçiyorum yani :)
      Eminönü'nde hedefe kilitlendim ve sadece söylediğim boncukcuya girip nazar boncukları aldım yoksa kendime hakim olamayıp, dünya kadar boncuk alırdım, iflah olmaz bir boncuk canavarayım maalesef :(
      Dekorasyon konusunda ben biraz zayıfım ama senin güzel bloğunla bakarsın iyi bir öğrenci olurum ben de ;)
      Bana dilediğinin daha keyiflisi sana olsun bu hafta sonu öyleyse...
      Sevgiler :)

      Sil
  8. ya ben de gitmek istiyorum eminönüne ben deeeeee :( istanbula gelirsem beni götürür müsün oraya lütfen :) okurları özendirmek değil o!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Götürmez miyim LaSangria'cım :) Sen gel yeter ki, çok önemli birşey olmadıkça söz! :) Hem sana çeyiz de lazım şimdi di mi?
      Nerden gelecksin ki İstanbul'a?

      Sil
    2. ben Denizli'deyim şekerim, yolun düşerse beklerim :)

      Sil
    3. Aaa, biliyodum yahu, unutmuşum, yengenin miydi, bahşiş kutuları vardı hani, orda yazmıştın ;)

      Sil
  9. Yaaaa, ben seni okurken nie bu kadar çok kendimi görüyorum? İnteraktif yazar,destnsı yazan yazar :D aha diyorum, yine beni anlatıyoo :D çok mutlu oluyorum yazdıklarını okurken.Demişsin ya mutlu eden küçük şeyler (aslında"bizin için" en kocaman olan şeyler) mesela senin yazıların beni çok mutlu ediyo,bayılıyorum sana.Hep yazmak hep yazmak istiyorum ama frenliyorum kendimi şişirme kafasını diyee ehehehhehe.
    Bu boncuklarda sihir var bence.Aslında Tahtakale de bir efsun durumu var.Her sokağı, her pasajı insanın içini hop hop ettirir mi? Ediyo walla :D Eskidende çok severdim Tahtakale'de gezmeyi ama artık her istediğimde gidememe durumu var ya...
    Gittiğimde beni daha bir heyecanlandırıyo.Ben de ilk boncuk kutumu Bijuland den almıştım ehhehhhe.Onu dükkanda görünce bir heyecanlanmışım ki yanımdaki İlknur ablam oturmuş tabureden kıs kıs bana gülüyodu.Akşam onlara gittiğimizde eşi yıllardır sakladığı bir kutuyu bana verdiğindeki heyecanımda ayrıydı.Elimdekini alıp onu verecekti ama baktı ki gariban çok sevindi "tamam tamam o da kalsın sen de zaten senin ki benim işimi görmez" diyi verdi :D
    Allah herkese, nokta kadar ufak şeylerle mutlu olmayı nasip etsin inşallah.
    Amaaaaan elim yazdı ama çenem yoruldu :D neden acep? :D Suratımdaki şapşal gülümseme neden olmuş olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benziyoruz seninle de ondan Selcencim, tek fark benim işlerin seninkiler kadar deli işi değil, daha amatör işi :)
      Vallahi ben de siz böyle "yazdıklarını okurken mutlu oluyorum" dedikçe çok ama çok mutlu oluyorum şekerim :) Şişirme kafasını derken benden mi bahsediyorsun, ne kafamı şişireceksin, bayıla bayıla okuyorum yorumlarını :) Uzun uzun yaz böyle hep e mi Selcenim, yeter ki yaz ;) Ama artık arada da bloğuna yaz bi zahmet, çok boşladın çoook :)
      Tahtakale'ye onca dükkanı, malzemeyi nasıl sığdırmışlar bilmem, cennet-i âlâaa vallahi, sen gel birlikte gidelim bir dahakine (Yalnız bana bakar mısın, Tahtakale komisyoncusu gibi, herkesi davet edip, birlikte gitmeye söz veriyorum sürekli :)))
      Bu boncuk kutuları şahane vallahi, öbür türlü her seferinde poşetten çay tabağına boşalt, yere dök birkaçını, koca kişisinin söylenmesini dinle sonra ;) Şimdi ise hepsini görüyorum, hiç dökmüyorum, misss yani :)
      Sen de iyiymişsin bak, ne güzel bir anda iki kutu sahibi olmuşsun, e niye hiç göstermedin peki bize kutularını ;)
      Aminnn canım yaa, ne güzel söylemişsin, nokta kadar şeyler bize oluyor dünya kadar şeyler :)
      :)) Gülümsemenin her türlüsü hiiiç eksik olmasın yüzünden güzel arkadaşım, öpüyorum çok seni ;)

      Sil
    2. Canımsın,
      Dün yazıyı yazarken Tahtakale nin heyecanına kapılıp magnetlerle ve gerçek boncuklarınla ilgili yazmamışıım :D
      Ben en çok kumaşlı olan magneti sevdim.Ben kolaj işleri çok seviyorum, böle kumaş-keçe,kumaş-dantel vs. hepsi çok güzel ama benim gönlümü maviş kumaşlı kalp çaldı ehhehehe.
      O güzelliklerin sinema keyfini sevsinleeeer.Nasıldı film? Geçen hafta sonu biz de "Uçaklar" a gittik, ilk 3D tecrübemizdi.Şirinler listede var ama emin olamıyoruz sıkılırlar gibi geliyo.Şirinler 1 i izlemediler evde.Ne dersin? Önerir misin? Bir de haftaya Turbo başlıyo onu heyecanla bekliyoruz maaaile :D

      Sil
    3. :)) Kumaşlı olanı ben de çok sevdim, o kumaşla bardak altlıkları yaptım, onları da seversin öyleyse :)
      Şirinler'e gitmişler ama üç boyutlusu kalkmış, yine de sevmişler çok. Uçaklar'a gideriz belki biz de bir dahakine :)

      Sil
  10. Ya.. o kadar gittim İstanbul'a .. Hep aklımda eminönü.. Bi kere yolun düşmedi ya. İstanbul'u hem seviyorum. Hem hiç sevmiyorum. Çok büyük şehir ya. Kayboluyorum içinde. Çok şey yapmak isteyip, hiç bir şey yapamadan dönüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama o zaman siz İstanbul'a hiç gelmemiş sayın kendinizi Gülsüm Hanım, Eminönü'ne gitmeden olmaz ki, bir dahakine gidin mutlaka, Mısır Çarşısı'na, Tahtakale'ye, ordan yürüye yürüye Kapalıçarşı'ya ;)
      İstanbul alem bir şehir, hem güzel hem fena, aynen dediğiniz gibi, Aşk ve Nefret ilişkisi gibi biraz benim için, sık sık "İllallah" deyip, sık sık da "Şükür Yarabbi" dedirtiyor ama ben de bu çok büyük şehirde ömür boyu kalmayı istemiyorum, eskiden kasaba şimdilerde küçük bir il olan Yalova hep gönlümde, çok yazdım, çok da söylüyorum ama çok söylersem tez vakitte gerçek olur belki diye ;)
      Teşekkürler :)

      Sil
    2. Gülsüm hanımcım, bence de bir hobici olarak İstanbul'a hiiiç gitmemişsiniz.İstanbul da kaybolur mu insan? Bilmem amaa Tahtakale de şaşkınlıktan kaybolma garantisi veririm :D Çok zevkliiii,keyifliiii ayh ne bilim yaaa ayrı bir Dünyadır orası.
      Gidin gidin ;)
      Esen'iiim, iste iste.Ne kadar çok istersen o kadar gerçekleşmesi olasıdır bence de ;)

      Sil
    3. Hadi inşallah Selcenim yaa, dua ediyorum sürekli ama bir yandan da "Hayırlısıyla" diyorum, nasip bakalım :)

      Sil
  11. İstanbulun (bana göre) en keyifli yerlerinden biri:)aldıklarına almışım gibi mutlu oldum.magnetler çook keyifli olmuşlar.ellerine sağlık.nede güzel anlatmışsın yapım aşamalarını.
    mutlu olma meselesine gelince önce niyet diyorum.amaç mutlu olmaksa en küçük bir action bile beni mutlu ediyor.kitap okumak,dostlarla sohbet,kedim sebo,eşimin akşamları bak sana ne aldım deyip ardından arkasına sakladığı albeniyi çıkarması ve tabiki afiyetle yemek,kuzularımın büyüdüklerini görmek,görmek demişken görebilmek,koşabilmek,yürüyebilmek,resimlerine "çok güzel olmuş bayıldım" dediğimde öğrencilerimin yüzündeki mutluluk...ya milyonlarca var ama en başta ailemi düşünmek bile mutluluk kaynağı.hepsine her şeye şükürler olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Teşekkürler Alanay :) Benim yerime sevinmene de ben çok sevindim, inan :)
      Magnetleri yapmaya bayılıyorum, kesilmiş halde pek çok daha var yapılmayı bekleyen, bakalım, sırayla tamama erdiririz inşallah hepsini ;)
      Evet yahu, çok güzel özetlemişsin, bence de insanın mutlu olmaya gönlü olmalı (geçinmeye di mi bir de ;)
      Memnuniyetsizlik, kötümserlik bir girdi mi bünyeye (inşallah hiç girmesin!) işi zor insanın, küçük-büyük hiçbir mutluluk tatmin etmez...
      Ne güzel anlatmışsın mutluluk sebeplerini, ama biri bana çok dokundu :( Resim öğretmenisin sanıyorum, çocukların resimlerini söylediğini bana hiç kimse söylemedi bugüne kadar, ki çok haklıydı resim öğretmenlerim, öyle kabiliyetsiz öyle beterdim ki resim konusunda, inşallah çocuklarım bu konuda bana çekmesin ;)
      Sana da oldu mu, ben en çok çocuklar doğduktan sonra şükretmeye başladım, eskiden de elbette her daim şükrederdim ama çocuklarla birlikte, belki bin kez daha fazla...
      "Şükürler olsun bir kez daha o vakit" :)
      Sevgiler, içten yorumun için çok teşekkürler :=)

      Sil
  12. Bu kadar şeker gibi ,bal gibi bir anlatım ancak senden çıkmıştır.Beni gülümsettin,bana Eminönü'ne gitme planı yaptırttın,şu an içime mutluluk geldi:)Sondaki pozunda çook güzel çıkmışsın,arka plan harika,bayıldım:)Bence senin bir hobi odan olmalı ve bu resmi büyültüp kocaman duvara asmalısın:)Ahh Eminönü ah..orası nasıl bir yer öyle,bir kadın için bir cennet:)Magnetlerin herzamanki gibi şahane olmuş canım,ellerine sağlık:))Çok öpüyorum,çekilişine de bir uğrayayım gelmişken,ne zaman son gündü unuttum,kaçırmayayım,öptüm:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı tubanne, sen de çok güzel anlatıyosun ama :) Çok sevindim yeni bir bakıcı bulmana ve inşallah içine siner, herşey yolunda gider, Ege de çok mutlu olur :)
      Ne güzel söylemişsin yahu, hadi inşallah, hobi odası hayal gibi ama hafta sonu çok şükür bir hobi dolabı aldık Tepe'den, bakalım 10 güne kadar gelicek inşallah yerleştiricem bütün malzemelerimi, gösteririm size de :)
      Çok sevindim kısacık bir an bile olsa seni mutlu ettiğine yazdıklarımın :) Git tabii, bak dönerken nasıl mutlu, nasıl ağzı kulaklarında bir kadın olarak döneceksin :)
      Çekiliş 18 eylüle kadar, katıl tabii, bol şans canım :)
      Öperim çok...

      Sil
  13. Esen Hanım Merhaba,
    Yazınız o kadar keyifli ve eğlenceli ki. Bir an kendimi orada buldum. Yazı diliniz de o kadar akıcı ki. Yazı çalışmaları bile yapabilirsiniz bence. Yorum pek yazmam ama size yazmak istedim. Diğer yorumcularla ortak dili yakalamak muhteşem.. Keyifli hobi çalışmaları dilerim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Merhabalar Uğraşı iyi bir şey.)) (Ki bence de çok iyi birşey, herkesin en az bir hobisi olmalı!)
      Çok teşekkürler güzel yorumunuza, bazen böyle eski postlarıma böyle blog sahibi olmayan ve pek yorum yazmayıp da bana yazanlar olduğunda çok mutlu oluyorum :) Demek ki diyorum, "fena değil kızım senin yolun!" yeni yazılar için, yapacaklarım için şevk veriyor yorumlarınız :) Eyvallah :)
      Keyif hepimiz için bol olsun, kah keçeyle, kah etaminle, kah kitapla ;)
      Sevgiler ve yine beklerim...

      Sil
  14. esen hanım çok beyendim seri üretim düşünüyorum yardımcı olursanız sevinirim tşkler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arslan bey günaydın :) Teşekkürler...
      Magnetler içni mi söylediniz, bana ayrıntılı mail atabilir misiniz? tutastesen66@gmail.com

      Sil

Yazın bi, lütfen yazın yaaa, merak ediyorum ne düşünüyosunuz ;)
Yorumunuz çıksın istiyorsanız eğer:
Blog sahibi değilseniz adı/url seçeneğini seçip ad kısmına adınızı yazın url kısmını boş bırakın, yorumunuzu postalayın, aksi takdirde, çok istememe rağmen gelemiyor yorumlarınız :)

Bunlar da var...

İlginizi çekebilecek bağlantılar.