24 SAATLİK AĞVA TATİLİ :)

Ağva-İpek Koza Motel

1 gece 2 gün sürecek Ağva seyahatimiz 24 saati bulamadı bile :)) Yağmurun azizliği, Ali Deniz'in azizliği ile birleşince, ziyadesiyle yetti bize 24 saat, bir an önce kendi çöplüğümüze dönmek istedik  ;)

Halbuki giderken çocuklar gibi şendik dün sabah, yağmur dinmişti, hava açmıştı. Yolda durup güzel güzel gözlememizi bile yemiş, otele varmıştık saat 2 civarı, odaya eşyaları bırakır bırakmaz, önce biraz oynadı çocuklar bahçede ardından da nehirde gezintiye çıktık deniz bisikletiyle, iyi ki de çıkmışız, o kadarını becerebilmişiz, zira döner dönmez yağmur saklandığı yerden yine çıkıverdi... Bu tatil, otel odasında geçmiş bir tatil oldu bize daha çok. Odada da tatil olmuyo be kardeşim, "Ali Deniz! çıkma ayakkabılarla yatağa, inme çoraplarla yere", demekten, yatak kirlendi mi diye kontrol etmekten, bir de duvarda asılı televizyon acaba düşer mi diye düşünmekten helak oldum :( İstanbul'da nefret ettiğim çocuk kanalları burda kurtarıcımız oldu :)

Otelin restoranında Ali Deniz'in hiç durmadan turlamasından, sürekli (yağmura rağmen) bahçeye çıkmak istemesinden, kedileri her daim gözünün önünde (ama çok da dibinde olmadan) istemesinden, bunlara ek olarak hiç yemek yememesinden, sürekli mızmızlanıp, yemekleri tükürmesinden ötürü bütün meşgalemiz Ali Deniz oldu ;)
Dün gece çocuklar uyusun diye, saat 11 civarı, lambaları kapadık, çocuklar uyudu ama biz de uyumuşuz erkenden  bir güzel :) Taa ki Ali Deniz gecenin bi yarısı, öksürüklerle, hırıltılarla uyanana kadar, geçen seferki krupun (merak edenler için bir tık lütfen) hafif versiyonuydu sanırım. Otelde kaloriferler yanıyordu hala, sıcaktan ve havasızlıktan tuttu sanırım  çocuğumun öksürük nöbeti. Biraz pencereden temiz havaya çıkardı babası, uyudu sonra neyse ki, sabah da doktorumuzu aradık, söylediği ilacı nöbetçi eczaneden aldı kocam da biraz fayda etti gibi öksürüğüne...

Demiştim ya bu kocama doğum günü hediyesiydi diye, bu sebepten kocamın duyguları çoook karışıktı; bana teşekkür etmekle, çocuklarla bir daha tatile gitmeye tövbe etmek arasında gitti geldi  defalarca...

Anladık ki, bizi ev paklar, otel değil, Ali Deniz bir müddet daha haketmiyor böyle bir tatili ne yazık ki :) Bizim de sinirlerimizin sağlığı için en azından bu yıl da otelli tatilden mahrum kalmamız gerekiyor galiba....

Size anlattıklarımın fotoğrafları da "Fotoğraf Bize Dedi ki" de olacak en kısa zamanda :)

Bir de kaçak yolcu vardı bu arada, Nehir hanımın öğretmeninden emanet alıp getirdiği  Aloş isimli ayı, çook mühim bir misafirdi, her yerde başköşede Aloş vardı :) Allahtan Ali Deniz'den usluydu Aloş ;)

Dönüşte süper oldu yalnız, araba kullandım Ağva-Şile arasındaki sahil yolunda, bir  saate yakın, çok virajlı ve biraz bozuk bir yol olmasına rağmen çook zevkliydi, ustam da beğendi bu sefer, dert ettiği araba oldu ama şimdi de, "Çukurlara girersem sürekli, arabaya zarar verirmişim, ya yarı yolda bırakırsaymış araba bizi" dedi ama umursamadım çok :) napiyim yani, kendi şeridimde gitmek istiyorum hep, hiç araba olmasa bile, karşı şeride geçmek istemiyorum, ya alışkanlık yaparsa di mi ama :) Keyifliydi yani benim için dönüş yolu, çocuklar da uyudular bir güzel...

Böyle geçti bir Ağva seyahati bizde... "Şükür bugünümüze" diyorum,  bir de daha güzel havalarda  darısı başınıza inşallah :)