* Kuzey Güney dizisindeki anneyi ağzım açık izliyorum, Kuzey ve Güney kardeşlerin annesini, nasıl bir kadın o öyle yahu, o kadar çok şey anlatıyo ki kadın mimikleriyle, ifadesiyle, şaşıp kalıyorum. Gelini Simay'a duyduğu nefreti, müstakbel gelini Banu'ya duyduğu hayranlığı diziyi hiç izlemeyen biri bile anlar yüz ifadesinden. Ama bu kadar hırs insana zarar be teyzecim, evlat ayırma bi de, ayrılmaz ama ayırsan bile istemeden, bari belli etme bu kadar, kendine edeceksin en sonunda ne edeceksen ;) (Aaa dizi izleyen babannelere benzedim ben de, konuşup duruyorum karşımdaymış gibi oyuncularla ;) )
Kuzey'i de çok seviyorum, çok beğeniyorum oyunculuğunu, ne güzeldi söylediği türkü de di mi? Kızlardan yana (hatta anneden yana da) bahtsız ama olsun ;) Behlül gömleğini çabuk çıkardı o da tıpkı Beren Saat gibi, demek ki bize eski rollerini unutturacak kadar iyi oyuncular...
Sonraaaaa Cemre'nin annesi :) daha 1 yıl kadar önce matmazel Deniz'di bizim için. O ulaşılamaz, o mesafeli, o kibar, o asil kadın nereye gitti Gülten Hanımmm??? :))) O gitti, geldi bizim mahallenin eğlencili ve çatlak kuaförü... Ama o da çok güzel oynuyo, öyle anne de dostlar başına...
Ayrıyetten biliyosunuz di mi Zerrin Tekindor'un resimlerine nasıl hayran olduğumu, ölmeden bir resmini duvarımda görmek istediğimi ;)
* Yalaaaaaannn Dünyaaaaaaaa!!! Avrupa Yakası'ndan sonra çok iyi geldi Yalan Dünya, çok ama çok gülüyorum, en çok da çamaşır suyu müptelası anneye (valla günde beş vakit çamaşır suyu koklayasım var eğer Servet hanım gibi olacaksam), sonra üçkağıtçı damada, toruna, sonradan görme Gülistan ve Nurhayat'a, hepsini saydım nerdeyse, Gülse Birsel hep çok güzel yazıyo ve oyuncuları da hep çok iyi seçiyo, hepsi ayrı ayrı çok yetenekli oyuncuların...
* Bunlara bir de Fatmagül'ün Suçu Ne ve Umuzsuz Ev Kadınları'nı eklersem, benim dizilerim bunlar işte. Hiçbirini tam izleyemesem de, araya Ali Deniz ve Nehir molaları çokca girse de zevkle izliyorum hepsini...
*Geçen gün eve gidince Esra Erol'un programına bakarken gördüğüm ve dumura uğradığım şeyi anlatmazsam çatlarım ;) Adaylardan birinin taliplisi olarak gelen adam şiir okumak istedi, ne okudu dersiniz, büyük şair Ahmed Arif'in Anadolu şiirinin şu kısmını;
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.
Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım, Oğullarım var gelecekte,
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden, Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende, Anlıyor musun?
dedi ama taliplisi olduğu kişi istemedi adamı, şu güzelim şiirin hatrına insan bi çay içerdi yahu ;)
* http://www.ekledestekle.com/
ben yaptım, bilgisayarımda, adres çubuğunun altında bir çubuk daha çıktı, orda da haberler, reklamlar var, bir satır bişey zaten, bir zararı yok yani, siz de 1.000.000 iyi internet kullanıcısından biri olmak istersiniz belki diye...
* İrmik Tatlısı
Bu yapımı çok basit ama çok güzel tatlı tarifi Kartal'ın annesi Nurcan'dan, dün getirdi ofise, yedik, çok beğendik...
1 kg süt
8 kaşık şeker
9 kaşık irmik
1 çorba kaşığı margarin
1 paket vanilya
1 paket Dr. Oetker Çilekli- Böğürtlenli Sos
Süt, şeker ve irmik pişirilir, kaynayınca margarin ve vanilya eklenir, altı kapatılır. Koyacağınız kalıp suyla ıslatılır, karışım dökülür, soğuyuncu, donsun diye dolapta birkaç saat bekletilir. Başka Bir tabağa ters çevrilerek çıkartılır, üstüne de sosu dökülür, afiyet olsun.... (Nurcan kalpli kalıpla yapmış! Beyaz üstüne pembe sosuyla çook romantik ;) )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bi, lütfen yazın yaaa, merak ediyorum ne düşünüyosunuz ;)
Yorumunuz çıksın istiyorsanız eğer:
Blog sahibi değilseniz adı/url seçeneğini seçip ad kısmına adınızı yazın url kısmını boş bırakın, yorumunuzu postalayın, aksi takdirde, çok istememe rağmen gelemiyor yorumlarınız :)