21 Şubat 2012 Salı

ALİ DENİZ'CE




- Ali Deniz olmaz dedim sana, olmaz oğlum, hep ablanın abur cubur çekmecesinde aklın, orda sana göre bişey yok...
- IIIIIIIIHHHHHHH Çıkar beni anne tezgahın üstüne, oturt, bakayım bi, göreyim kendi gözlerimle...
- Tamam otur hadi, düşme ama, kıpırdama, bak bakalım, tamam vericem ama sakızların hepsini birden alıyosun ağzına, sonra da tükürüyosun halının ortasına, bi de gösteriyosun utanmadan tükürdüğün yeri...
(Düştü bi keresinde tezgahtan bulaşık makinasının açık kapağına, şaşırdı biraz ama ağlamadı, bişey olmadı yani :)) alıştı artık tezgahta oturmaya düşmüyo, öğrendi, tecrübe edindi çocuğum...

- Eh, Eh, EEEEEEHHH, kapının zili aşağıdan çalınca, Ali Deniz gelene sesleniyo, bu Baba demek, Abla demek, Anne demek...

- Ali Deniz'i sallıyorum yatağında, sonra uyudu diye bırakıyorum, dikiliyo ayağa, bana "uyumadım anne, böyle böyle salla beni" diye, yatağını sallıyo :))

- IIhhhhh, ıhhhhhhh sesleri eşliğinde kaldırıyo beni oturduğum yerden, banyoya götürüyo, diş fırçasını gösteriyo, veriyorum ama yetmez Ihhh ıhhhhhhh sesleriyle bu sefer diş macununu gösteriyo, sürünce fırçaya rahatlıyo, fırçalıyo dişini 2 saniye kadar ve o  bücür boyuyla, lavaboya yetişemeden ablasından gördüğünü aynen tekrarlıyo,  tükürüp duruyo :))))
Ha gayret...

Allah allahhh, bu rapunzel makası da ne ilginçmiş yahu...

-  Şekil A da görüldüğü gibi ablasının odasındaki dolabı karıştırmaya bayılıyo, sandalyeden tırmanıyo oraya ama arkasını dönüp, sandalyeyi yanaştır da diyo, Ihh, IIIIIIIIhhhhh sesleriyle, eliyle de göstererek, biraz yaklaştırmak yetmiyo uyanık tilkiye, biraz daha yaklaştır anne, kolay ineyim diyo...

- Halil sakallı hep, arada traş olunca, kapıdan girdiğinde Ali Deniz'in yüzünü görmek lazım, korku, endişe, "Nerden çıktı bu adam", "Hay Allah ses aynı ama bu babam değil" diyo içinden sanırım ;) Yan yan bakıp babasına bi sarılması var bana, , gülsem mi ağlasam mı şaşırıyorum :))

- Nehir'in herşeyine ortak, bıktı artık çocuk elindeki herşeyi Ali Deniz'in istemesinden, ablası kıskanıyo da biraz biraz... Geçen gün, Nehir "Anne beni ayağında sallasana" "Tamam kızım, gel bakalım" ama nerdeee bücür yetişti tabii, ablasını itmeler, ağlamalar, koptu kıyamet, Nehir ayağımda, Ali Deniz savaşta, Nehir de ağlaya ağlaya "Anne yaaa, beni salla, bundan hayır yok diyorum sana" :)))

- Bazen de Ali Deniz'i fırçalarken yakalıyorum Nehir"i, avaz avaz "Ali Deniz bana saygı duymak zorundasın, ben senin ablanım tamam mı, sen yokken ben vardım, çok kızıyorum sana" Ali Deniz de bu fırçaya karşılık sırıtıp duruyo :)))))

- Evet, tahmin ettiğiniz gibi henüz mama ve baba dan başka bişey demiyo oğlum, bazen NNNNNNNE diyo ama anne mi diyo emin değilim, tekrarlasın diye "Anne de oğlum" dedikçe de "Baaaaa" deyip şımarıyo :))) 

Ali Deniz'le birlikte şunu öğrendik ki, konuşmadan da her dert anlatılır, iletişim kurulurmuş...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazın bi, lütfen yazın yaaa, merak ediyorum ne düşünüyosunuz ;)
Yorumunuz çıksın istiyorsanız eğer:
Blog sahibi değilseniz adı/url seçeneğini seçip ad kısmına adınızı yazın url kısmını boş bırakın, yorumunuzu postalayın, aksi takdirde, çok istememe rağmen gelemiyor yorumlarınız :)

Bunlar da var...

İlginizi çekebilecek bağlantılar.