Gel benim canım, seni alacağım 9 yaşından 54 yaşıma
getireceğim şimdi.
Bana diyorlar ki, eser miktardaki çocukluk fotoğrafımı
görenler “Gülüşün hiç değişmemiş.” E bence de. Senden bana geçen bu tatlı
gülüşle beraber- onca badireye, onca hüzünlü, zor zamanlara rağmen- bir de akıl
almaz yaşam enerjin şekerim.
Başımıza gelenleri tek tek saysam, üzülürsün. Babanın zor
hayatının eseri hastalıkları, iflasları, bunların neticesinde, Yalova’dan
ağlaya ağlaya temelli geldiğin İstanbul. Öyle büyük ve derin bir hüzündü ki,
üzüntüden 21 yaşıma kadar hiç bilmediğim alerjinin çıkma sebebi İstanbul ama
korkma bu şehr-i yar hep kucak açtı, şahane arkadaşlarla, sunduğu imkanlarla
hem maddi hem manevi hep ödüllendirdi bizi.
Bak canım benim, hayat hep güllük gülistanlık değil ama seni
getireceğim bu yaşına kadar yaşayacağın her zorluk, uzun senelere varan darlık
şu anki haline sebep olacağı için inan zerre pişman olmayacaksın yaşamaktan.
Dün Nehir’le bu konuda konuşurken, dedim ki, “Yaşadığım tüm zorluklara rağmen,
dönsem çocukluğuma ve sorsalar, “yine de ister misin bu hayatı” diye, cevabım
tereddütsüz “evet” olurdu. Dedi ki "Ama daha kolay, daha iyi bir hayatın
olabilirdi." Dedim “Evet, ama kolaylıklar insanı tembelleştirir, konfor insanın
yaratıcılığını köreltir. Zor zamanları aşmak için bulduğum yöntemler, kendimi
geliştirme çabaları, el işleri, tasarım vesaire beni daha donanımlı, daha güçlü
yaptı. Ve elbette daha sağlam bir psikoloji de ardından geldi. “Bu da geçer
yaHu” ve “Her zorlukta beraber bir kolaylık vardır” yaşam felsefem oldu..
İyiyim çok şükür yani, aramızda kalsın ama hem fiziksel hem
ruhsal açıdan ennn iyi demlerimdeyim. Hep 40’lar çok iyi geldi bana dedim. Blog
yazarlığı, el sanatları, yüksek lisans hep 40’lı yaşlarda ama vazgeçtim, 50’li
yaşlar şimdiden 40’ları solladı..
Uzattım elimi, korkma gel yahu! Hem bak burada iki güzel
evlat var ki, yaradanın bize en kıymetli hediyeleri…
Dipnot: Sen de mi inanmadın fotoğrafa bakınca 54 olduğuna, oldun valla, maşallah sana.. Bir de inanmazsın ama o çok istediğin dalgalı saçlara 40'tan sonra kavuştum :) Yok! Perma değil bu sefer, kudretten :)

Küçük kıza da, büyük kıza da mutlu yaşlar olsun, yüzleri hep gülsün, çok sevgiler. Bu arada küçük kızı Anna Frank sandım önce desem, beni de benzetirler küçüklük halimde, kaderimiz benzemesin...
YanıtlaSilÇok teşekkürler, hep beraber olsun :) Anna Frank'a benziyomuşum sahiden de ama çok güldüm yorumunuza, şükür benzememiş kaderimiz, bundan sonra da benzemesin inşallah
SilNice yıllara sağlık huzurla. Evet o kız gülüş saçlar aynı kalmış ve yaşsa hiç göstermiyor o kadar. Hülya
YanıtlaSilÇok teşekkürler Hülyacım, yaş konusunda avantajlıyım çok şükür, bakalım ne kadar devam edecek :)
Siliyi ki doğmuş şu şeker küçük kız ve neşeli genç kadın :) keyfin daim olsun, nazar değmesin canım
YanıtlaSilAh Şulecim :) teşekkür ederim ve çok amin. Sana ve güzel ailene de hiç nazar değmesin, hep huzurla, sağlıkla, neşeyle yaşayalım..
SilBen biraz geç kalmışım, özür dilerim, musmutlu bir yaş da dilerim :)
YanıtlaSilGeçenlerde biri "sizin göreviniz çocuğunuzun hayatını kolaylaştırmak değil" dedi.... Tam emin değilim doğruluğundan ama düşündürdü en azından....
Yoo, hiç de bile! Asıl 6 gündür yorumunu görmeyerek geç kalan benim.
SilŞöyle değil miydi evvelden, yani biz çocukken. Olan olur, acı da, hüzün de, kötü zamanlar da olur ve çocuklar bunlara uyumla mükelleftir. Kimse sormadı yani bize zor zamanlarda ne hissettiğimizi ve bunlarla başa çıkabilir miyizkiyi!
Hayatı kolaylaştırmak bizim görevimiz değil eyvallah ama yapıyoruz bi şekil. Tamam zorluk da çekecekler illa ki ama kıyamıyoruz bi yerde ama iyi mi, kötü mü bilmiyorum hiç.. Denge mühim deyip kapatayım mevzuyu..
Teşekkürler ederim Ceren, inşallah dediğin gibi geçsin yeni yaşım :)