“Sana gününü göstereceğim!”
“Görecek o gününü!”
“Burnundan getireceğim
yaptıklarını!”
“Korksun benden
bundan böyle!”
Hiç kurdum mu böyleli cümleler? Yok, kurmadım. Çünkü kimseye
bu cümleleri kuracak kadar hınç duymadım. Kızdım, kırıldım, üzüldüm ve geçti. Bedel
ödetmek, gününü göstermek için eyleme geçmek, bu arzuyla yanıp tutuşup, öç
almak için yapacaklarımı planlayarak yaşamak bana göre değil.
Nedir bana göre olan? Büyük büyük duygular, öfkeden
delirtecek şeyler de olsa yaşatılanlar, orada takılıp kalmamak, geçip gitmek.
Sakinleşmek için biraz durmak, sonra unutmak. Çok zaman hatırlamıyorum yaşadığım
krizleri, kime neden kızdığımı.. Üzerinden kısacık bir zaman geçtiğinde bile.
Bu, belki de kendimi korumak için savunma mekanizması. Bile isteye yaptığım bir
şey değil ama şikayetçi değilim. Nihayetinde ne gam bâki, ne dem bâki. Yaradanın
bana bahşettiği bu yalan dünyayı, dünyevi hırslarla kendime zehir etmeye değil
elimden geldiğimce güllük gülistanlık yaşamaya niyet ettim çünkü. İnanmazsınız
ama tee küçüklükten beri hem de..
Ve hep söylediğim gibi, bu dünyadan alamadığımız
alacaklarımızı, ahirette tahsil etmek nasip olsun.
Final de Yunus Emre’nin güzelim dizeleriyle olsun..
Hak, şerleri
hayr eyler,
Zannetmeki gayr
eyler,
Ârif ânı seyr
eyler,
Mevlâ görelim
neyler,
Neylerse, güzel
eyler...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazın bi, lütfen yazın yaaa, merak ediyorum ne düşünüyosunuz ;)
Yorumunuz çıksın istiyorsanız eğer:
Blog sahibi değilseniz adı/url seçeneğini seçip ad kısmına adınızı yazın url kısmını boş bırakın, yorumunuzu postalayın, aksi takdirde, çok istememe rağmen gelemiyor yorumlarınız :)