24 Ocak 2013 Perşembe

GELİYOORRRRR: HAPPILY EVER AFTER SEVGİLİ OKUR :)

Azcık bana da hak verin ama, size söz verdim tamamlayıp göstericem son eserimi diye ama birazcık geciktim diye, mail kutumu çökertmeyin, tıklanma rekorlarıyla sosyal medyaya düşürmeyin lütfen beni! "N'oldu, nerde kaldı son şaheserin, hadi ama" diye sıkıştırmayın da lütfen :( Zaten evli ve iki çocuklu ve de çalışan bir kadın olarak meşguliyetlerim boyumu aşmış vaziyette, bir de siz üstüme gelmeyin, her gün girip girip bloğumu tıklıyosunuz, yeni post ekledim mi,  "Happily Ever After" noldu, hani Elif'in kokinası diye diye, ayıptır söylemesi  sırf bu sebepten 39.000'e yaklaştırmışsınız tıklanma sayısını :)))
E buyrun öyleyse, sözümü tutuyorum ben veeee huzurlarınızda:


Ben sözümü tuttum arkadaşlar afacan, serseri bir yazı karakteriyle de yazdım yazımı güzelce, içinde havayi şimşekler çakan kırmızı kalbi de oturttum ama keşke gerçeğini görseydiniz de o ışıklar yanan kalbe vurulsaydınız :)) Elbette kalbi örnektekiyle birebir yapmadım, doğaçlama oldu biraz, içindeki renkler, şekiller "kafa nereye ben oraya" oldu, öbür türlü yani örneğe sadık kalarak yapmaya çalışsaydım bu gece bu posttan mahrum kalırdın sevgili okur, naber ;)
Şimdi sizden yardım istiyorum, şöyle ki, bu deseni aslında kaynakta olduğu şekilde, kumaş pano yapıp, içine hafif elyaf da koyup öyle asılacak şekle sokayım demiştim ama bu kırmızı kasnak da çok yakışmadı mı? Ne diyosun sevgili okur, azcık yüksek sesle, duyamadım? 
a) Kasnakta
b) Çerçeveci marifetiyle çerçevelenerek
c) Kumaş pano şeklinde
d) Senin fikrin???



Söz vermiştim önce onu tamamlayacağıma, bırak söz vermeyi bir de sözümden dön(e)meme garantisi olarak da blogdan ilan etmiştim ya hani Elif'in kokinasını, işte bu minicik pano da nihayete erdi aylar sonra :) O minik kırmızıların içinde de var ki o kırmızı parlak ipten, görebildiniz mi bilmem, göremedinizse bize gelsenize bi, bi asıllarına baksanıza ;)

SEVGİLERLE SEVGİLİ OKUR
CUMAMIZ MUBAREK OLSUN, 
GÜZELİM CUMA AŞKINA BÜTÜN ÇOCUKLARIMIZIN KARNESİ, ON NUMARA BEŞ YILDIZ OLSUN :) 

22 Ocak 2013 Salı

KABUL! DENGESİZİN TEKİYİM ;)

Ne oluyor orada, sokak kapısının önünde bir hareket, hemen olay yerine intikal edeyim. Amanin babam montunu giymiş usul usul kaçmaya hazırlanıyor! Dünyanın sonu mu gelmiş ne, babam beni almadan nereye gidiyor böyle??? Anne bişeyler yap, deliricem, çok canım yanıyor, beni nasıl bırakır da gider :(( En iyisi ben bu can acımı annemin canını yakarak gidereyim, ama kıyafetlerden olmaz ki, şu tişörtünün altından sokayım elimi de belinden cimcikleyeyim her zaman yaptığım gibi, ağlayarak yaparsam bunu belki daha çok işe yarar! Yaygarayı çok güzel becerebiliyorum ama bir de şu gözyaşlarımı zamanında akıtabilsem, bu konu üstünde daha çok çalışmam lazım galiba! O da ne, doğru mu duydum, şükür işe yaradı: "Tamam, tamam giyin üstünü, götüreyim bari, kıyameti kopardın be oğlum! :)))) Yaşasın!!! Ama saniyeler içinde nasıl değiştireyim ruh halimi, çok üzgündüm ama şimdi de çıldıracak kadar mutluyum, nasıl anlatayım bunu anneme peki, demin yaptığım rezillikler için nasıl özür dileyeyim  :( Hah, buldum, annem eğilince ayakkabılarımı giydirmek için, ellerimin arasına alayım yüzünü, komik yapayım suratımı, güleyim,  olmadı galiba, e o zaman öpeyim öpeyim, bi yandan da el sallayayım, hah yumuşadı sanki biraz, el sallıyo bana! E anne yüreği bu, anca bu kadar dayanabildi :)
Çok dengesizim kabul ediyorum ama bu benim suçum mu,  genetik mirastır bu belki de, kimbilir :)))

Fotoğrafım için Zehra Teyze'me bi alkış!!!

21 Ocak 2013 Pazartesi

MİNİK, MİNİCİK ŞEYLER...

Hafta sonundan bize kalanları göstereyim mi size, neler yaptığımı, küçük minicik şeyler bunlar, iki güne sığdırdım ikisini, biri altın kesesi, biri de kitap ayracı ;) Diğer pano kaldı tamamlanacak, "Happily Ever After" panosu ama öncesinde Elif'in minicik panosunu bitirmem lazım, çok ayıp ettim ablama çoook, telafi için aşağıdaki gibi bir kitap ayracı yapıcam ona da tez zamanda (Valla yapıcam Elif yaaa, inan bana, kitap ayracı ne ki, dünyaları yaparım ben sana, sen yeter ki iste şekerim ;) )

ETAMİN KESE
Etaminden keseler yapmayı çok seviyorum, çabucak bitiyor çünkü,  zevkle işliyorum, çıtır çıtır desenlerle, güzelim renklerle, aşkla işliyorum ;)
Bu gördüğünüz etamin şerit halinde satılıyor, kenarları da oyalı üstelik ;)  Çok pratik, bir metre kadar aldım, üç tane daha kese çıkar kalan parçadan, bakalım onlar nasıl olacak ;)



"Keçe ve Etaminden Mütevellit Kitap Ayracı"
Dedim ki "Bu seferki ayraç farklı olsun", dedi ki, "E keçeyle birlikte olsun" Dedim ki, "Nasıl yani?"
Dedi ki, "E uydurursun sen, düşün bişeyler"  Dedim ki "Hiç öyle örnek de görmedim ama deneyelim bakalım ;)" "Yaparsın sen yaparsın" (Hah işte böyle şeylerle gel bana iç sesim, motive et, aşka getirecek laflar et!)
Uydurdum velhasıl iç sesime kulak vererek ve çok zevkle yaptım, çok da beğendim ayıptır söylemesi ;) Düsturum "Kırmızı olsun üç kuruş fazla olsun" En bi kalın keçeyi kullandım, ortasına pencere açtım (kabul azcık yamuk kesebildim keçeyi :(  (Allahaşkına söyleyin hangi kul yapısı iş mükemmel ki, mükemmellik doğada, tüm yaradılmış canlılarda, kul yapısı olan herşey azcık kusurlu bence, tıpkı benimkiler gibi ;) )
 
 
 
Yakından bakalım desenimize... Böyle minik minik çiçek desenlerini çok seviyorum, çok kibarlar çünkü, çok tatlılar çünkü, çok sevilesiler çünkü ;)
 
 
Eserlere toplu bir bakış ;)



**********************
 
Bi de anne olacaksın, çocukların haline bak, kuru ekmeğe muhtaç kalmış mahsuncuklar, vah vah...
 

Son moda gözlüklerimiz, çok havalıyız çoook...
 
BONUS:
(rahmetle...)
 
 

17 Ocak 2013 Perşembe

BAK SEN ŞU BÜCÜRE-2 VE NEHİR'DEN İNCİLER-TOMBUL BİR KUŞ EŞLİĞİNDE...

 
 
Mutfakta bulaşık makinasını boşaltıyorum (ne sinir bir iş di mi, yani şükür var ama yine de boşaltmasını sevmiyorum ben-ama geçenlerde bir mucize oldu, elimi attım makinayı boşaltayım diye asık bir suratla, amanin o da ne, bir de ne göreyim makina boşalmamış mı, bayramım oldu o gün :)) )
 Ali Deniz'in çantamdan bulduğu ıslak mendili açmış vermişim az önce, bayılıyor ıslak mendille oynamaya çünkü, sehpayı temizliyor aklı sıra ama camını berbat ediyor, leke leke yapıyor, neyse işte, sehpa silme operasyonundadır diye umursamıyorum hiç ama ben makinayı boşaltırken gelip gidip bacağımdan öpüyor beni (e seviyesi oraya denk geliyor çünkü) şüphelenmiyorum, masum bir sevgi gösterisi sanıyorum, işime bakıyorum ben, bir an önce bitsin diye :) Sonra bir musluk sesi, ellerini yıkıyor sanıyorum, yıkasın zararı yok diyorum içimden, sonra bir bacağa öpücük daha, o sırada elindeki ıslak mendilin ıslaklığı dışında sularını akıtacak kadar sırılsıklam olduğunu görüyorum ve aniden şimşekler çakıyor beynimde, ne yıkadı bu çocuk bununla yav! Gidiyoruz suları akıta akıta salona Ali Deniz bücürüyle! Gitmez olaydım, film izlediği  küçük bir dvd oynatıcısı var, ablasından miras, onu yıkamış meğer deminden beri, ıslak değil de duş aldırılmış gibi makine :(( Sildim hemen, sonra da saç kurutmayla operasyon ;) Önce çalışmadı ama akşama doğru  yavaş yavaş kendine gelmeye başladı ve çalıştı Allahtan da babasının cep telefonundan kalma sinir bozukluğunun artmasına sebep olmadı. ANAFİKİR: Çocuğun seni lüzumsuz yere öpüp, sevgi gösterilerinde bulunuyorsa bunun altından mutlaka bir mikropluk çıkacaktır.
 
**********
"Anne hani geçen gün seni çok üzdüm ya (Bkz: KALP SIZISI) işte onların hiçbirini isteyerek söylemedim..."
"Niye söyledin peki kızım, söyleme o zaman böyle şeyler"
"Anne napiyim yaa, ağzımdan çıkanları kulağım duymuyor" :))
(Ah be güzel kızım, çok haklısın "Benim herşeyim babama benziyor" demekle, sahiden de benziyor :))
 
 
 
 Meraktasınız biliyorum e o yüzden de buyrun tombul kuşu görün istedim :)
 
Çok şeker di mi, sıra geldi kocaman kırmızı kalbimize ;)
Heyecanı mı kalmıyor böyle taksit taksit gösterince, e napiyim sabırsızın tekiyim :)
 
Bizimkiler yeni yataklarında Sinoks, Minoks ve Aslancık... Nehir bunları bu çantaya yerleştirmiş ki, sömestr tatilinde köye gidince yalnızlık çekmesinler, böyle çantada onları da kolaylıkla taşırmış :))
Bunları böyle uykuya hazır görünce de ninni söyleyesim geldi ;)
Nehir üç yaşında falan, yaz tatilinde köydeyiz, babam da her günkü öğle uykusuna yatmak üzere, Nehir yok, Nehir nerde??? Aaa, Nehir dedesinin uyuduğu odada, oturmuş  başucuna ninni söylüyor ama nasıl büyük bir ciddiyetle. E ne yapsın kuzum, dedesi demiş ki "Nehir ben şimdi uyuycam, sen de burda otur bana ninni söyle!" Dedesi istemiş, eli mahkum ;) "Dandini dandini dastana....." :))) Çok ama çok gülmüştüm, o  manzaraya, hala da gülümserim anımsadıkça...
 
 
 
Dün öğlen vakti Ortaköy'de, kumpir aşkına ;))


16 Ocak 2013 Çarşamba

HAPPILY EVER AFTER...

Gördüğünüz üzere son güzide çalışmam epey ilerledi, aslında her an ama her an bu işi düşünüyorum, hatta diyorum ki kendi kendime "Bir gün boyunca bir kafede oturup bunu işlesem ama şöyle havalı bir kafede, geniş ve rahat koltukları olan, sıcacık, güzel müzikli bir kafede, Cafe London'da mesela, arada çay içsem, pasta yesem,  etaminimi doyasıya işlesem, ipliklerim saçılsa, garsonlar "Hiç dert etmeyin efendim, siz sanatınıza yoğunlaşın, dökülen -saçılanları biz hallederiz, başka bir dileğiniz varsa sakın çekinmeyin siz sanatçılara hizmet bizim için şereftir." dese... :))) 
O gördüğünüz iplikler kimin ağzında olacak biliyor musunuz, güzelim bir kuşun ;)
Parıltılı kırmızı ip aldım, evde de sarı simli ip var (Sim sever can arkadaşa bi selam göndereyim), bunları da katayım bu örneğin içinde bir yerlere dedim, siz burdan bakınca görmüyorsunuz ama o büyük kırmızı kalbin içinde kırmızı havai şimşekler patlıyor :) (Bildiniz tabii havayi şimşek Nehir'in lafı)


Kaynak için: Bu bloğa bir bakın ama bütün modellere bir bakın bence, hem çok zarif hem de çok basit işlemeler var ;) 

Sonra kuşun üstünde de kırmızılı-turunculu ve yine havayi şimşekli  kocaman bir kalp yerleşecek, bir de yazısı olacak bu panonun, diyecek ki "Happily Ever After" orjinalinde başka birşey yazıyordu ama bu cümlenin müziği çok hoşuma gittiği için bunu seçtim (Yok tabii gerçek bir müziği, müzikli bir cümle demek istedim ama siz anlamıştınız ki zaten onu)
"Sonsuza dek mutlu" yaşasın diye güzel arkadaşım, öyle bir mesaj yazmak istedim...
Bu karede de şimdi yaptığım işe ek olarak akşam büyük bir heyecanla başladığım kese var (çok güzel olacak çoook), sonra bir de Elif'e te yılbaşından önce söz verdiğim ama yanlış yaptığım için (dalın sapını ters yöne baktırmışım) soğuyup bıraktığım minik pırnal pano var, içimde hepsini aynı yapma isteği de var ayrıca, ruhumun açgözlülüğünün bir kanıtıdır bu kare, iyi bakın ;)


Bunlar da var...

İlginizi çekebilecek bağlantılar.