7 Kasım 2012 Çarşamba

FLAŞ FLAŞ FLAŞŞŞŞŞ! ESENCE'NİN BİRİNCİ YAŞGÜNÜ NEDENİYLE ÇEKİLİŞİM VARRRRR :))

23 Kasım 2011'de açtım caaanım bloğumu.  Ürkek bebek adımlarıyla başladığım bloğumun 1. yaşgünü geldi çattı.
Uzun zaman kendim söyledim, kendim dinledim :) Sonra sonra sizlere ulaşmaya başladı sesim, yankı buldu güzel yorumlarınızla, takiplerinizle... Bu ne idüğü belirsiz bloğu (e öyle ama hobi desen değil, yemek desen değil, hayat desen değil, annelik desen değil, hepsinden biraz biraz ortaya karışık bir blog oldu netice itibariyle)  sevdiniz sanırım, önceleri facebook aracılığıyla daha çok, sonrasında da 10marifet aracılığıyla ve Google aracılığıyla izlediniz beni ve bana dair olan her ne varsa tümünü....
Ben de pek çok blog takip etmeye başladım bu arada, etaminler, keçeler, dekorasyon harikaları, hayattan hikayeleriniz sayesinde  ben de daha donanımlı-donanımlı ne yaaa! Bilgisayar mısın kızım sen! Ama bulamadım yerine doğru kelimeyi :( - oldum. Yaptıklarınız, yazdıklarınız keyif verdi, hayatıma yeni  yeni renkler kattı...
Bloğun anafikri "SAMİMİYET" olsun istedim, bazen hoşuma gidenleri yazdım, çoğunlukla kuzularımı, bana heyecan veren şeyleri  paylaştım sizlerle. Bazen de kah anneliğimi eleştirdim, kah araba kullanamayışımı :( kah ev kadınlığımı, kah da kocamı :))) Daha çok komik tarafından bakarak ve çoook da eğlenerek  yazdım bunları...
Samimi yazmaya gayret ettim, arkadaşıma anlatır gibi, dertleşir gibi yazdım hep, günlük tutar gibi. Yazmaya başladığımdan beri, başka türlü izliyorum hayatımı, dışardan bakar gibi, başka bir gözle görür gibi, diyorum ki sık sık "Bunu yazmalı, aman bunu unutmamalı, kaçırmamalı! bunu bloğa şikayet etmeli" :) Sanıyorum samimiyetim sizlere de ulaştı ki şükürler olsun 95 oldunuz (dileğim 1. yıl dolduğunda 100 olmanız ama! ;)
İşin özü ben çok sevdim blog yazmayı, dönüp bakınca bir yıla, hep zevkle yazdığımı, yaptıklarımı zevkle paylaştığımı, paylaştıklarıma hep güzel güzel yorumlar aldığımı görüyorum. Biraz da çocuklarıma hatıra kalsın bugünler diye başladım ama aynı zamanda beni geliştirdi  de blog yazmak, biraz terapi gibi oldu, yaşarken kızdığım, sinirlendiğim şeyleri, size anlatırken espri katarak  yazmak.
Şimdi, bir şey yapmak istiyorum sizler için, sizlere teşekkür etmek için... 1. yaş biliyorsunuz ki hep çok önemli ve özel, kutlaması da özel olsun istiyorum. Yılbaşı yaklaşırken, bu sebepten de benim için kıpır kıpırken, sizlerden birine güzel bir hediye paketi yapayım istiyorum. İçinde benim çok hoşlandığım, bana hediye edilse bayılacağım (ki biliyorum ki siz de ben gibisiniz, zevklerimiz, beğenilerimiz birbirine yakın, huylarımız başka başka olsa da!") şeyler olsun istiyorum...
Bunun için sizden istediğim sadece ama sadece "Ben de varım!" demeniz, yorumlarınızda iletişim için mail adresi bırakmanız (ve tabii blog sahibi değilseniz yorumun sonuna mutlaka isim-soyisim yazmanız), "Bloğa yorum yazamadım ama seni face'den takip ediyorum" diyen arkadaşlarım, sizler facedeki çekiliş konulu bildirimime yazarsınız yorumunuzu ya da dersenizki sadece "Heyyy!!! Ben de varım!" , ben de sizleri de katarım kuraya :)  istediğim kendinizi bana hatırlatmanız, bildirmeniz (ki ölüyorum meraktan beni kimler okuyor, bloğumu kimler kimler takip ediyor!)  Bir kez daha yazayım, reklam istemiyorum, takipçim olmanızı istemiyorum, bloğunuzda çekilişe yer verin de istemiyorum, ya da istemiyorum demeyeyim de "şart koşmuyorum" diyeyim :)
22  Kasım akşamına kadar sürsün, gece 00.00'da bitsin katılım, ertesi akşam da Nehir çeksin talihliyi, yazayım isimlerinizi, doldurayım kavanoza, kuzum seçsin sizlerden birini, İstanbul 53855. Noteri Halil bey eşliğinde ;))
Hazırladığım hediyeleri göstereyim mi şimdi :)



Hediyelerimize toplu bakalım bi...


1- 10Marifet'in sergisinde görür görmez vurulduğum bu el yapımı, güzel kıyafetli bebek. Gözlerini ve ağzını ben ekledim haddim olmayarak bir de küçük tokalar taktım ki saçları dağılmasın :) Kimbilir belki de şanslı kişinin (varsa) küçük kızını sevindirir :)


2- Geçen yılbaşı öncesi şuursuz alışveriş anlarımdan birinde pek çok şeyle birlikte Tepe Home'dan aldığım keçe çanka

3- Audrey Hepburn 2013 Ajandası (Aslında Metis Ajanda'nın geçen yılki Olmayan Kelimeler gibi bir ajanda çıkardığını umarak gittim bugün kitapçıya ama henüz gelmemiş Metis'in ajandaları, sonra bi bakayım derken, zarafetine her daim hayran olduğum Audrey Hepburn'u bir ajandanın üstünde görünce "Budur!" dedim ve aldım gitti ;)

4- Yılbaşı temalı minik pano (adını öğrenmiştim aslında bu çiçeklerin, Nurdan hanım bana söylemişti ama unuttum şimdi iyi mi :( Eski maillerime de bakamıyorum evdeki bilgisayardan :( Yarın yazarım size inşallah yorum bölümünden okursunuz, neydi sahi yaaa!) Bu akşam yaptım bunu, bir akşamlık pano yani, deneyin yani, siz de yılbaşı için harekete geçin bir an önce yani :) Biliyosunuz değil mi nasıl ama nasıl heyecanlanıyorum yeni yıl için, aklımda bir sürü fikir yapılmayı bekleyen, Allah yardımcım olsun :))) (Pırnak gibi bişey miydi acaba???)


5- Yine yeni yıla uygun olsun diye yeşil ve kırmızı kullanarak yaptığım, üstüne yazacağım kelimeyi çoook düşündüğüm ve sonunda "AŞK"tan güzel kelime bulamadığım için AŞK'lı kitap ayracı (ilk kez denedim keçeyi kitap ayracı olarak, umarım beğenirsiniz!)


HAYDİ BAKALIM, BOL ŞANS ŞİMDİDEN HEPİNİZE :)


6 Kasım 2012 Salı

MUTLULUK SEBEBİM, GONCA GÜL BÖREĞİ VE LOKUM EŞLİĞİNDE :)

Akşam iş çıkışı kocamla Kadıköy'de buluştuk. Nasıl iyi geliyor ara ara böyle dışarda çocuksuz buluşmalar anlatamam, her akşam evde buluştuğumuz kocamı, ev dışında bir yerlerde beni beklerken görünce, uzun zamandır görüşmemişiz gibi seviniyorum ve de itiraf edeyim heyecanlanıyorum :) Kadıköy'de buluştuk çünkü, bayramda Bernacığımın söylediği Bursa Pazarına gitmek istedim. Altıyol'a çıkarken EVKUR'un sokağından girince sağlı sollu pek çok dükkan var, nakış üstüne, goblen üstüne ve dahi kurdele üstüne :) Bi tanesine daldık, yemin ediyorum hepsini hepsini almak istedim ama ala ala aşağıda gördüğünüz Bordürler kitabı ile Ali Deniz'in birbirine kattığı iplerimi sarmak için masuraları aldım, birkaç metre de pembe, mavi puantiyeli, kareli kurdele :))) Çook mutlu oldum, özellikle bu kitap mahvetti beni yemin ederim. Kitabın adını görünce kendi kendime "Napıcaksın bordurü, nereye işleyeceksin, sanki çok masa-sehpa örtüsü yaptığın var" dedim ama içine bakınca, benim lavanta torbalarım için altın keselerim için ne kadar güzel desenler olduğunu gördüm :) Eve gelince daha iyi inceledim ve inanamayacaksınız ama hayalden işledim bile :) Kuş yuvaları vardı çok şeker bir de iki kuş vardı öpüşen :) İşledim kafamdan asıverdim ikisini de diğer kuş yuvası panomun altına, pek yakıştılar  duvarımıza :)
Diyeceğim o ki, bu aldıklarım beni pek mutlu etti :)
Ayrıca mutlu olduğum kendimi takdir ettiğim bir konu daha oldu dün akşam, koskoca Mudo ve koskoca (4 katlı) Mango'dan hiçbir şey almadan çıktım, kocamın gözleri yaşardı :)))





Kurdeleleri göstermeyi unutmuşum :( Ama söz bir dahaki sefere...
Bayramda Elif okuyordu bu kitabı, bitirip bana verdi, o çok beğenmiş, ben  henüz 50 sayfa okudum ama ilginç çok.. Kokularla ilgili yazmıştım ya hani, tam sırası şimdi bir tıkla okuyun dilerseniz :)
GELELİM PEYNİRLİ GONCA GÜL BÖREĞİMİZE:)
Şimdi bu böreğe gül böreği desem, yaptığım o koca koca kıymalı patatesli gül böreklerinin yanında  haksızlık olacak, küsüverecekler :) O yüzden bu böreğin adını Gonca Gül Böreği koydum :) Nur'un Gemisi'nden bu tarif, daha önce de yazmıştım ama şimdi resimli-ayrıntılı tarif veriyorum ki deneyin, özellikle çocuklar bayılıyor bu böreğe...

Önce seriyoruz tezgaha bir bütün yufkamızı (yufkayı yufkacıdan taze taze alıyosunuz di mi, marketten paketli almıyosunuz di mi! Aman diyim!), azcık bi yağlayıveriyoruz sıvı yağla fırça marifetiyle, üstüne de serpiveriyoruz beyaz peynir-kaşar peynir karışımını (ben bütün peynirli böreklere mutlaka kaşar peynir de katıyorum, daha güzel oluyor lezzeti, beyaz peyniri daha çok koyuyorum ama...

Azcık gevşekçe yuvarlayıveriyosun böyle... Sonra onları parmağınızın kalınlığına bağlı ama bence iki bilemedin üç parmak kalınlığında (serçe, yüzük ve orta :))) !)  kesiveriyosun...

Fırın kağıdı serilmiş tepsiye böyle böyle diziyosun üstleri yukarı bakacak şekilde tepsiye. Bizim tepsiye 5 yufka tam geliyo...



Bu da bizim bayramlık lokumumuz, ben diyim lokum siz deyin Cevizli Ekmek :) Her bayram sabahı annemde ve teyzelerimde kahvaltıya hazırdır bu lokum, sıcacık, yumuşacık... Nalan istemişti tarifi, bu bayram resimledim, anneme de anlattırdım... Yazıyorum şimdi, Nalan dinliyo musun şekerim, daha ayrıntılı istersen annemi ara e mi kuzum :)
Fırından aldığımız ekmek hamurunu iyice yağlayıp güzelce tezgaha daire şeklinde yayıyoruz.  Ayrı bir tarafta dövülmüş cevize, süt (2 çorba kaşığı kadar), yeni bahar (yarım çay kaşığı kadar), sıvı yağ (yarım çay bardağı kadar)  ve azcık da tarçın  ekliyoruz ama çok sulu olmayacak bu karışım ona dikkat ediyoruz... İyice karıştırıp harcımızı, hamurun içine döşüyoruz, azcık da bastırıyoruz ki cevizler mıhlansın da ayrılıvermesinler lokumdan. Sonra büke büke rulo yapıyoruz hamurumuzu, çekerek uzatıyoruz azcık ve koparıyoruz istediğimiz büyüklükte olmadı kesiveriyoruz. Fırına veriyoruz, güzelce pişiriyoruz,  fırından çıkınca üstüne  margarin sürüyoruz ki parlak olsun....
AFİYET OLSUN...




YAZI BONUSU 1-





Bir bonus daha size:
http://www.dailymotion.com/video/x7b49g_asi-hasret-sezen-aksu_shortfilms

5 Kasım 2012 Pazartesi

HAFTA SONUUUUUUU :))




Nehir&Şimal 8 yaşına bastı :)
NİCE GÜZEL GÜZEL YAŞLARINIZ OLSUN KUZULAR :)



Pastanın yanında gördüğünüz 4 kız için büyük kriz çıktı, "kim yiycek bu kızları" 20 çocuk+1 anne paylaşamadılar :))
Pastamızı çoook sevdik, teşekkürler bir kez daha Aysel Teyzeeeeeee :)

Pastamızı alalım, hemen gidelim anneee, geç kaldık...

Seni çoook aradık Zehracım, sen olsan Zarife'nle ne güzel çekerdin bizi ailecek :) (Olmadı di mi şimdi, "Bak sen! Beni değil de Zarife'yi isterlermiş meğer" dedin di mi :) Deme, yanlış dedim ben "Seni ve Alper'i çok aradık"


Kelebekler sardı bizi :)

Şimal'e hediye yaptığım isimlik...
Kare yapmıyim bu sefer, değişik bişey yapıyim dedim! Kalp seçtim şekil olarak, en tepedeki büyük kalbin içine bir küçük kalp dikeriz, diğerleri için bir boy küçük kalp kullanırız (Bulamaz mısınız kalp şablonu, e buyrun o zaman, altta verdim, benimkilerden kesin, istediğiniz gibi oynayabilirsiniz boyutuyla :)!) Harfleri de keseriz güzelce, önce kalplere yapıştırırız, sonra kalplerin kenarlarını şöyle üstten üstten attırarak dikiveririz, içine de silikon, aralara uygun renklerde boncukları takıveririz, en üste bir nazar boncuğu, kalbin ortası boş kalmasın diye de, kızınızdan yürüttüğünüz stikırlardan kalpli olanını seçersiniz, yapıştırıverin ortaya, en alta da boncukları dizin, kıvırıverin, dikiverin yuvarlak bi süs yapın, atmayıp sakladığınız minik çiçeklerden birini de konduruverin üstüne! Ya da boşverin bütün bunları, gönlünüzden geçeni yapın, bunlar sadece size fikir olsun diye söylediklerim, biliyorum ki sizler çoook daha güzellerini yaparsınız, bir de bana gösterirsiniz "Bak bakalım" dersiniz :)


Ekin Şimal'in Ekin'ini de arkasına yazıverdim :)



Mutluluğun Resmi 1- (Ah be çocuğum ne olurdu mozaik pasta için olan iştahının azcığı yemek yeme konusunda da olsaydı!

Mutluluğun Resmi 2- Mutluluğun Resmi; hafta sonu mozaik pasta keyfi yapan kuzuların resmi :)


Artık dışarı çıkma vaktiniz geldi, hep evde hep evde olmaz, Cumartesi sizi alışveriş merkezine götüreyim, annemin çantasının arka cebine usulca yerleştireyim, annem görünce önce bi şaşırsın, sonra da çoook hoşuna gidip, fotoğraflasın sizi. Yetmedi bi de doğum gününe götüreyim aynı yolla :) Sizin de hakkınız di mi doğum günü heyecanıma ortak olmak, uslu durun e mi, yoksa annem katiyyen bir daha götürmez sizi bi yere :)

2 Kasım 2012 Cuma

CUMA GÜZELLEMESİ EŞLİĞİNDE SENDEN-BENDEN-BİZDEN :)

Cuma Güzellemesi hediyesi resmi :)
Cuma Güzellemesi hediye şarkısı :)
 
Bugün Cuma, bayram münasebetiyle çabucak gelen canım cuma....
Resimle, şarkıyla yani layığıyla Cumamızı kutlayalım önce ve geçelim son durumlara, havadislere, yaptıklarımıza :)


Alttaki minik kağıtlar davetiye, Nehir'in doğum günü için sınıf arkadaşlarına bu sabah hazırladığımız davetiyeleri. Ayın 14'ünde aslında... Son anda karar verdik bu hafta sonu kankisi Şimal'le birlikte yapmaya doğum gününü, o yüzden de davetiye hazırlamayamamıştık ama sabah kuzu  "ille olsun" deyince aklıma geldi birden, fotoğrafları her daim iç açan, zevkle izlediğim bloglardan olan Cafe Nohut'tan görüp, çıktısını aldığım ve sakladığım kağıtları kullansam ya dedim, onları kestim davetiye yapmak için. Şablonlarını aşağıda sizle de paylaştım ki, gün gelir size de lazım olursa diye, elinizin altında tutun ;)   O aceleyle anca bir kısmını (10 tane kadar) yazabildim davetiyelerin,  vakit kalmadı, kalanları, sınıfta büyük tenefüste kendi yazacakmış Nehir, inşallah bakalım... "Hadi" kelimesi ne harika bi kelime di mi aynı zamanda da ne beter bir kelime, bir yandan sürekli söyleyip, bir yandan da "Hadileyip durma, yeter!" dediğim bir kelime, en çok da sabahları Nehir banyodan 15 dakikada çıkamadığında, kahvaltısını yarım saatte yiyemediğinde defalarca söylediğim kelime...

Doğum günüme bekliyorum :)
 
 


Nasıl güzeller değil mi, nasıl iştah açıcı :)
 

Ve de romantikkkkk



Bayramda el öpmeye gelen minik kuzu Ozi'ye de bir isimlik yaptım, annesi çoook beğendi :) Şimdi yeni fikirler peşindeyim, hep kare, hep aynı model olmaz di mi, azcık hayal gücü rica ediyorum kendim için acilen :)





Sanmayın ki etamini boşladım, henüz boş bir kalp olsa da bitince göreceksiniz çoook şeker bir ..... olacak, bilemedim tam ne yapacağımı bu motifle, bakalım, kısmet ;)




Bu sabah tam herşey tamam, çıkacak şimdi diye bakarken gözünün içine, aniden odasında uyumakta olan ayıcık taifesini farketmesin mi, üstlerinin açıldığını, yataklarının perişan olduğunu, çocukların birbirini ezdiğini görmesin mi, düzeltmeye kalkınca baba-kız kapışıvermesinler mi :) Benden istedi düzeltmemi, düzelttim, bakalım olmuş mu :)

Sınoks ve Mınoks'u biliyosunuz, ikiz kardeşler, yanlarındaki aslancık ve minişler ve minik kurbağa da yeni katıldı ailemize, gördüğünüz gibi kocamannnn bir aileyiz artık kızım sayesinde :)))


BU DA YAZI BONUSU (Ben olsan ablanın yerinde, ısırıverirdim o tombalak yanağı :) )

 

1 Kasım 2012 Perşembe

ÖDÜLLERİM VE MİM (İLK KEZ ;)




siyah beyaz baykuş ve Örgü Tasarımları bana ödül vermiş, çok teşekkürler, ilk ödülüm olmaları sebebiyle çok kıymetli benim için :) ayrıca örgü tasarımları  beni mimlemiş, teşekkürler Serpil Hanımcım :) İlk kez mimlendim, soruları cevaplayayım şimdi :

ÇANTAMDAKİ 5 ŞEY:
1- Cüzdan
2- Telefon
3- Anahtar
4- Mutlaka ama mutlaka Selpak mendil
5- Ivır zıvır (ki bunlar, şeker, sakız, ıslak mendil, topitop, balon, toka vs. hepsi çocuklar için bazen hepsi bir arada bazen eksilmek suretiyle birkaçı mutlaka oluyor çantamda ve hepsi de çoook elzem bizim için :) )

ODAMDAKİ 5 FAVORİ ŞEY:
Hobi odam yok, bırakın odayı hobi dolabım bile yok (duydun mu, daha önce de dedim, yine yine yine diycem, o küçük yeri istiyorum hobi bölümü olarak :) , bu sorudan anladığım yatak odası o yüzden:
1- Elbetteki huzurlu uykularımın kaynağı canım yatağım :)
2- Bilgisayar
3- Takılarımın durduğu tuvalet aynası :)
4- Her daim karman çorman olsa da güzel kıyafetlerimi toplayan gardrop
5- En özel hatıralarımızı biriktirdiğimiz küçük sandığımız :)

BU AY YAPMAYI PLANLADIĞIM 5 ŞEY:
1- Öncelikle Nehir kuzusunun doğum günü,
2- Etamine devam edip, aklımdaki pek çok örneği işlemek tez zamanda, teneffüslerde de keçe ile uğraşmak, daha çok isimlik yapıp, daha çok çocuk sevindirmek, bu sayede de sevinmek :)
3- Kredi kartımı geçen ayın yarısı kadar harcamak (hayal gibi ama denemeli yine de :)
4- Yeni bir pasta denemek istiyorum
5- Bilemedim bunu :(

ALMAK İSTEDİĞİM 5 ŞEY:
1) Ali Deniz'e hırka, yelek ve eşofman altı,
2) Nehir'e doğum günü hediyesi
Bu kadar, kendime bişey almıycam inşallah çünkü doğum günümdeki hediyeler beni epey bi idare eder :)

BENİ MİMLEYEN SERPİL HANIMDA BENİ ETKİLEYEN 5 ŞEY

10marifet in sergisinde tanıştık, sıcaklığı etkiledi beni, blogdaşlığı da aynı zamanda :)

Bilmem oldu mu, ödül vermem lazım di mi, beni izleyen bütün bloglara versem ödülü, zevkle izlediklerime bi de ;)
Bütün bu kelebekler de benden size armağan olsun ;)


Teşekkürler çoook...


Bunlar da var...

İlginizi çekebilecek bağlantılar.