6 Ocak 2013 Pazar

BU MUDUR? E BENCE BU'DUR ;)



Ve uzunnn meşakkatli bir yolun sonuna geldim arkadaşlar, geldiğim nokta aşağıda yorumlarınıza sunulmuştur. Evet yaa, mantar ev konusunda gelip gelebileceğim son nokta budur! Her ne kadar, bizim kuzuların tedavi öncesi gözlerine benzese de evimin gözleri ben çok sevdim bu şehla mantar evi :) Kırmızının farkını bir kez daha gördünüz di mi arkadaşlar, hep birlikte bir kez daha şahit olduk mu bu güzelim rengin enerjisine, öyleyse ne diyoruz "Üç kuruş fazla olsun, KIRMIZI olsun" :)


Dikkatli bakın bi, dikişlerde herhangi bir falso yok! Neden, çünkü bu işin gerçek sahibi, sevgili arkadaşım Mehtap Abla, bana bizzat gösterdi nasıl dikmem gerektiğini, inceliklerini de öğreterek, ki ben biliyorum öğretmek, öğretebilmek  büyük meziyet, bildiklerini kendine saklamamak, paylaşmak kardeşçe, ilk teşekkür ona, bu kadarı  için değil ama herşey için :)

Evin penceresindeki yıldızları gördünüz mü, o pencerelere düşen yıldızlar için de bir teşekkür Sevgili arkadaşım Nursun Hanıma ;)
E bütün bu yaptıklarıma bir de görmeyi ve yorumlamayı bilen bir güzel göz lazım ki o da Sevgili arkadaşım Nurdan Hanım, üçüncü teşekkür de ona :)

"Evvel zaman içinde kalbur saman içinde uzak ülkelerden birinde Ayten-Nurten-Gülten adında üçüz kızlar yaşarmış, bu kızlar çok iyi anlaşan çok tatlı kızlarmış" "Anne bu seferkinin konusu ne olsun" "Bilmem, ne olsun kızım sen söyle" "Kardeşini kıskanmak olsun" Bizim uyku öncesi hikayelerimiz böyle hikayeler, Nehir hanım bu üçüzlere bir de abla çıkardı, "Ablaları varmış bi de anne, "Sulten" :))) E böyle üçüzlere anca böyle isimli bi abla yakışırdı di mi ;) İşte bu mantar ev bu hikayedeki ev olsun, böyle şirin, böyle sıcak...
*********
Gece gece yormayayım sizi, sıkılıyorsunuz bazen di mi upuzun anlatınca, biri bana sık sık "DUR" demeli, yoksa tutamıyorum kendimi, sayfalarca anlatabilirim, belki lüzumlu, belki lüzumsuz ama mutlaka anlatabilirim ;)
Gelelim bu hafta sonunun  nakışına, bildiğimiz nakış değil bu ama :) Size bir tarif vermiştim "NAKIŞLI DOLMA", bu akşam yine bu dolmadan yaptım ama zor tutuyorum kendimi yeminle bütün tencereyi bitirmemek için...
Sizin için bir fotoğrafını da çektim ama diyeceğim o ki, bu dolmanın püf noktası, nakışı, yani etli dolmayı isterseniz bildiğiniz usül pişirin, pişirdikten sonra üstüne bu sosu dökün, çok rica ediyorum yapın bunu, azcık hukukumuz varsa bi deneyin :) "Bütün tencerem ziyan olmasın, belki bişeye benzemiyordur" derseniz de ufak bir tabakta deneyin, mutlaka deneyin, çok hoş bir tadı oluyor dolmanın, pişman olmayacağınıza yüzde binbeşyüz garanti benden :)

AFİYET BAL ŞEKER OLSUN ;)

HAMİŞ: Yahu nedir sınavda saydırmaca anlamadım ki, saf mısın kızım sen, şıklar beş olduktan sonra, "a" ile başlayıp "e" ile bittikten sonra her takıldığında "o mo karado"ya ne gerek var, hepsinde çıkan "c" şıkkı işte :))) Zahmet etme sen, yekten işaretle "c"leri :))

5 Ocak 2013 Cumartesi

O-MO KARA DO'nun REYKİYLE BAĞLANTISI :)

O mo kara do, sime sime sime do, la pa tika la pa ti ka bil men do ele san do, bir ce ket, bir pal to


biliyo musunuz bu saymacayı, bilmeyenler için böyle hece hece yazdım ki, her hece de parmak saymaya devam edecek şekilde öğrensinler :)))
Ben sık sık kullanırım bunu, kararsız bir teraziyim ya hani, karar vermeme yardımcı araçlardan biri de bu güzelim saydırmaca. Bu sabah yine kullandım, sınavda, bazen iki şık arasında karar vermek için, bazen de beş şık arasında :)) Evet valla, beş şıkın beşi de aynı yakınlıkta gelir mi insana, beşini de işaretleyesim gelince, beşi de  "Beni seç abla, beni seç" diye bas bas bağırınca, ben de saydırdım habire, toplamda sanırım 10 soruda saydım durdum içimden, çok umutluyum ama bakalım ;) En az %80'i doğru çıkmıştır bu yöntemle (lütfen çıksın Allahım!) çıkmazsa artık normal insanlar gibi ders çalışma yöntemini seçmem lazım :( Ya da AÖF beni yani güzide bir öğrencisini kaybedecek :) 
Ya da Elif'e daha çok baskı yapsam, "Yahu bırak artık millete Reiki (R2 mi yazılır, reyki mi desem, nedir bunun doğrusu!) göndermeyi de, bütün hepsini- ne varsa stokta tamamını bana yolla, bütün kanalları açtım, büyük bir açgözlülükle bekliyorum, yolla ki sınavların anasını ağlatayım" desem. Yollar da valla, bi senedir falan yapıyo reykiyi, hiç bıkmadan usanmadan, yakın çevresinden başlayıp, taaa Van'daki ihtiyaç sahibi birine kadar cümle aleme hem de :)) 
İlk öğrendiği zamanlarda köydeyiz, manzara şu: Akşam vakti, annem uzanmış koltukta, belinden şikayet edip duruyo, Elif hemen apartta "Ya sana reyki yapayım anne dur, hemen geçer" Annem "Kızım onunla olacak şey mi bu, dinlenmeyle geçer, fıtık var!" Elif kararlı, inatla yolluyo enerjilerini ama çok somut bi değişiklik yok annemde, bi mucize gerçekleş(e)medi gibi :))) 
Ben ayağımı vurdum sandalyenin kenarına, ama feciii parmakları ayrılır gibi vurur ya hani insan, yıldızları sayar ya hani, hani beyni ile kalbi ayağının serçe parmağı oluverir ya bir anda, işte tam öyle. Ağlamak üzereyim acıdan, Elif  "Aaa, gel hemen uzat ayağını, çıkar çorabını bi reyki sana da!" Amaninnn, nasıl oldu yahu, geçti gibi ağrı.  Bilemedim yani, faydalı bişeydir mutlaka ama hani kesin söyleyebileceğim bir zararı olmadığı kanaati hasıl oldu bende :) Şimdilerde başım ağrıdı, zırrrr Elif, çocuk ateşlendi zırrrr Elif, önemli bişey bekliyorum bi gelişme gibi, bi güzel şey gibi zırrrrr hadi onda da Elif :))) Ben atladım diyelim aramayı, o anda aklıma gelmedi, Elif de bir fırça, sormayın gitsin "Kızım niye aramadın, saat kaç olursa olsun ara diyorum sana, ben reyki gönderirdim hemen, zaten gece daha iyi oluyo enerji akışı, gece 11'den sabah bilmem kaça kadar"(o biliyo da ben diyemedim şimdi!) Yuh be kızım, işin gücün yok gece yat uyu, hiç mi üşenmiyosun sen, sen kimin ablasının, sen bunlara böyle iştahla dalarken bende bunların bir kırıntısı bile niye olamamış, niye kuzey ve güney kutbu kadar zıtız bu konularda, hayret ki ne hayret!
Köyde yaz tatilinde Elif böyle reykiye sarmışken, sürekli bir enerji transferiyle meşgulken, meğer Nehir hanım da öğrenmiş teyzesinden usulünü ya da el almış diyeyim :))) Geldik İstanbul'a, boynumun çok ağrıdığı bi anda, uzatıverdi minik ellerini boynuma, anne reyki gönderiyorum sana, suratında da bir tuhaf ifade :)))
Var mı sizin de ihtiyacınız, sakın çekinmeyin lütfen, zevktir Elif için :)))

HAMİŞ 1: Kızma şekerim yaaa, takılıyorum :))) İstekleri bilahare iletirim sana ;) 

HAMİŞ 2: Bi tekerlemeden nereye geldim, sap(ıt)tırdım yine konuyu, çok pardon asıl bişey soracaktım ben size, hani bi şarkı vardı biz çocukken, hani köyde söylerdik (bizim köylüler duydunuz mu?) "Arabistaaaan buğdaylarııı, severler sevdiğiniii, kız seni almaya geldim, halini sormaya geldim....." nedir bunun devamı bilen var mı içinizde, bulamıyorum, çıkaramıyorum :(

Bu pabuçları Nehir'e aldım, % 50 indirimle, Accessorize'den  (Bu nasıl zor bir mağaza adıdır yahu)
Nehir'e çok ayakkabı aldım ordan, daha çok süslü, pullu ayakkabılar, indirimden hepsi de, misal bu kırmızı pulsuz olanı 20 tl'ye geldi ;)
Teşekkürler Selcencim, ilhamın için ;)

4 Ocak 2013 Cuma

BİR DOST'A VEDA VE CUMA AŞKINA...


İç karartıcı, iç daraltıcı BİR DOST'a veda ettim, yavaşlamak kısmı dışındaki bütün sözlerini kulak arkası ettim, canıma değsin ;)
Keçe de yapıcam, etamin de, kaymaklı ayva tatlısı da yapıcam, sodalı börek de, kitap da okuycam, dergi de, çocuklarla evcilik de oynuycam, canımın çektiği filmleri de izliycem, hatta keyfimin kahyasının her dediğini yapıcam, kah tek tek, kah cümleten :))
Dalga geçtiği mantar evlerimden yeni bi tane yapmaya başladım bile, kıpkırmızı hem de, bitmek üzere, gösteririm bitince size de, ama BİR DOST'a aslaaaa...
"Evet o küçük kasnaklar benim için icat edilmiş, sana ne, yapabiliyosan sen de o kadarını yap da görelim sevgisiz bir DOST"
Benden çıkıp sizin bloğa uğrarsa eğer, siz de yüz vermeyin sakın, kalbinizi güzel sözler söyleyen, ruhunuzu okşayan, motive eden, güzel dost seslerine açın, böylesi bet seslere ise kilitleyin  ;)

Cuma Güzellemesi niyetine, güzelim cuma aşkına aşağıdakilerin hepsi, hayrını görün, benim kadar sizi de gülümsetsin inşallah, cumanızı şenlendirsin, iyi tatilleerrrrr....

:)))) Yazıktır, günahtır....
 
 

 
 

2 Ocak 2013 Çarşamba

İMZA: BİR DOST...

Şiiiişşşşşştttttt, daha iki gün önce gebermiyo muydun başının ve boynunun ağrısından, hani boynun zor taşıyodu başını, hani başının sol tarafı zonk zonk zonkluyodu da demiyo muydun "Tövbe etamine, hele gecenin üçüne kadar eğip de başımı, boynumu isyan ettirecek kadar inatla ketene çarpı işlemeye tövbe" demiyo muydun??? N'oluyo şimdi, hoooop, sana diyorum, bak hiç kulak veriyo mu!!! Niye çıkardın şimdi ortaya o proje dosyanı yine, sanki hepsini becerebilecekmişsin gibi içine de doldurdun milyon tane etamin örneğini, koy onu kenara çabuk! Bırak o bordürler kitabını, bekleyiversin o güzelim desenler de, sakın ha el atma bahçeler kitabına :( Koy hepsini kenara, keçe mi dedin, yok artık, doymadın ev yapmalara, hem kabul et artık istersen ne kadar yaparsan yap, Mehtap Abla'nın sevimli, tombul mantar evlerine yaklaşamıyosun bile, haddini bil azcık kızım,  iki çocuklu, çalışan bir kadın olarak haddini bil !
Cevap verme bi, dinlemeyi öğren önce!
Kitap okumak istiyosun ama orda gözünün içine yalvararak bakan AÖF ders kitaplarını açmıyosun bile :( Günah değil mi, madem çalışmayacaktın ne tutturdun lisans tamamlama diye, iki yıllığını çalışmadan bitirdin nasılsa diye aklına güvendin di mi, papaz her zaman pilav yemez kızım! Hadi istesene paranı geri, "Vazgeçtim sevgili AÖF benim harcım değilmiş, ders çalışmayı beceremiyorum, darallar geliyor  kitabı elime aldığımda! Alın kaydınızı geri verin paramı" desene kolaysa... Hafta sonu sınavda da anlatırsın artık etaminin inceliklerini, keçenin hangi iple ve iğneyle nasıl  dikilmesi gerektiğini :(((
Kitapları da aç gözlüler gibi ikişer ikişer alıyosun e n'oluyo sonra, mahçup oluyosun yazarlarına, iki satırlık Koku'yu bile bir ayda bitiren sen değil misin??? Neyse ki Elif'ten aldığın Koku filmini izlemen ayları bulmadı, hayret ki ne hayret!
Oya Baydar'ı çok seviyosun, son kitabını deliler gibi merak ediyosun, "İmza: Kızın"ı da hemen okuyup yutmak istiyosun ama yok öyle! Beceremiyosun işte, bi yandan o, bir yandan bu, bir yandan film izlemek, bir yandan kaymaklı ayva tatlısı, bi dur, annen haklı hep  maymun iştahlıydın sen! Herşeyden olsun istiyosun ama aynı anda olsun, misal bir yandan kitap okuyup, bir yandan film izleyip bir yandan da etamin yapmak istiyorsun, günün birinde olabilir belki ama şimdi imkansız be kızım, anlasana! Tam layıkıyla da yapamıyosun ki hiçbirini, yapamadın şöyle seyirlik gerçek bir etamin pano! Minik kasnaklar senin için mi icad edilmiş ne, habire onlara sardın! Keçe desen, yaratıcılık yok ki sende, habire kopya, peki haksızlık etmeyeyim hadi, isimlikleri sen tasarladın ama başka? Nanay kızım, sen beni dinle, debelenmekten vazgeç artık, azcık sakinle, dur bi! Huzura er ki huzur verebilesin... Benden söylemesi ;)

İMZA: TA KALBİNİN İÇİNDEN SESLENEN BİR DOST...

Not: Madem ta kalbimin içinden sesleniyorsun öyleyse seni dinleyeceğim sevgili DOST ya da dinlemeye çalışacağım diyelim, biraz yavaşlamak bana iyi gelecek galiba en çok da isyan eden başıma....



Üstte "Güle Güle" altta "Hoşgeldiniz" dediklerim...
Bakalım ne kadar sürecek yenileri okumam...
"Koku" herkesin fikir birliği ettiği şekilde çok etkileyici bir kitap, filmi de etkileyici ama elbet kelimeler kadar değil...

1 Ocak 2013 Salı

DÖNDÜK MÜ HAYATIN RUTİNİNE :)

Yılbaşı geçti :( Onca zamandır, hazırlıklar yaptığımız, coşkuyla beklediğimiz yılbaşı geçti gitti bir gecede :( Acaba meclisteki vekillerimizden talep etsek üç gün yapamazlar mı şu yılbaşını, üç gün doyasıya tadına varsak  ;) Yılbaşı gecesi tv kanallarının da daha özenli olmasını kimden dilesek? Nerde o eski programlar desem şimdi, katılır mısınız bana? Geçen yıl da öyleydi bu yıl da, neredeyse aynı yayın akışını devam ettirdi kanallar, biri uyarsa, "Bugün yılbaşı, eğlence lazım, kutlama lazım" dese, dizilerin içine şarkıcı katmanın yetmeyeceğini anlatsa ;) CNNTURK'teki Kardeş Türküler'in katıldığı programı izledik, tam benim havalarımdı çalanlar, arada kalkıp ailecek iki dönüverdik :)
Noel Baba bu yıl da geldi sağolsun, çocukları sevindirdi, son geldiğinde Nehir "Valla mı" diye inanamadı artık, o kadar sevindirdi yani :)))
Balkabağına dönüştü arabamız ve biz hayatın rutinine daldık yine, bugünkü rutinimin adı "ÜTÜ" :( Rutin diyerek haksızlık etmeyeyim çünkü neredeyse bir aydır erteliyorum ütü yapmayı, kah lazım olanları tek tek ütüleyerek, kah elle ütüleyerek, kah "Bunu da niye koymuşum ütülerin içine, ne lazım buna ütü" diyerek, azalta azalta bi hal olduğum ama son yıkanan çamaşırlarla koca bir sepeti dolduran ütüleri başardım bugün :) Yeni yıla büyük bir başarı hikayesiyle giriyorum :) Aslında ütü yapmayı sevmeyenlerden değilim ama benim için başlangıç aşaması çok ama çok zor :( Ütü masasının getirilip kurulması en zoru, aslında evimizde bir lüzumsuz oda olsa, misal ütü masası hep kurulu olsa, o odanın bir duvarında kocaman bir dolap olsa boydan boya, o dolabın içinde de benim bütün elişi malzemelerim açık açık dursa, ben o odadan çıkmak istemesem... Dağıldı konu di mi, ütüydü aslında söylemek istediğim ama öbür konuyu da araya sıkıştırdım :) İşte öyle bi ütü masası hazır olsa yeminle bi tane kıyafet kalmaz ütü sepetinde :) Her dakika yaparım valla, ama yok maalesef (şimdi bi yandan düşündüm de her şeyde bir hayır vardır, bu evin üç odası yeterli bize, ıvır zıvır odası dileyenin olsun (: )
Çocuklar küçükken şarttı ütü, çünkü mikropları kırıyoduk (o da ne demekse!) ama büyüdüler, herşeyleri ütülü olmasa olmaz mı ki acaba, dur ben şu ütülenmeyecekler konusuna biraz daha eğileyim, bakarsın yarın öbür gün ütü olayını tamamen kapatmış, ütüyle harcadığım kıymetli zamanımı tamamen sanatsal faaliyetlerime vermişim :)))
Ütü sırasında bir yandan da "Dedemin İnsanları"nı seyrettim, kaç zamandır durup duruyodu, bu filmi de çok sevdim, "Babam ve Oğlum" gibi, çok duygulandım ama... Niye böyle bilmiyorum, bir ağlama isteği, kimseler olmasa etrafımda bir saat ağlarım valla, o kadar yani...
Yeni yıla böyle girdik biz, bu arada kızım kariyer planını çizdi yeni yılla birlikte, büyüyor sahiden, büyüdüğünü her geçen gün süper fikirleriyle de kanıtlıyor:
"Anne ben büyüyünce ne olacağıma karar verdim!"
"Ne olacaksın kızım?"
"Hafta içi doktor, hafta sonu da kuaför"
Süperrrrrrr :))) Aferin benim akıllı kızıma :))

Nehir'in 1. sınıfa başladığı gün :)

Bunlar da var...

İlginizi çekebilecek bağlantılar.